hesabın var mı? giriş yap

  • tevfik göksu: ne konuşacağımıza siz mi karar vereceksiniz?

    ekrem başkan: ben karar vereceğim tabii. ben başkanım.

    çıldırıyorum.

  • adam 90 dakika boyunca 4 net toplam 6 kurtarış yaptı.takım arkadaşlarından biri de gidip gel altay bi öpeyim seni demedi ya.ersin sosa'nın frikiğini çıkardıktan sonra 3 takım arkadaşı tebrik etti.bir fenerbahçe taraftarı olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki fenerbahçe'nin takım olmakla alakası olmadığını gösteren bir detaydır bu.

  • kardeşim için sıksık kullanıyoruz bu deyimi biz..

    az önce annemi arayıp, "renkli tabaklarla beyazları aynı anda makinaya atsam bişey olur mu?" diye sormuş..
    annem de ilk otobüse bilet almış, dönüyo bu akşama.. :/

  • halihazirda butun gercekligiyle yasanmakta olup hic de sasirtici olmayan sekilde icinde yasayanlarin idrak edemedigi, etmek istemedigi olgu. hala roman ve filmlerde izini aramanin pek bir mantigi yoktur cunku;

    gunumuzde milyonlarca kisi karayollarinda yuruyup yol kenarlarinda kamp atesi yakarak "daha iyi kurtarilmis bolgeler"e kacmakta (en son gecenlerde avrupaya kacmaya calisanlari hatirlarsiniz),

    sehir savaslari, baskici devletler, insanlarin herseyini kontrol edip urun haline getirmeye calisan devasa sirketler, dunya atmosferini kaplamis nefret, kutuplasma, umursamazlik gibi "kurgusal" seyler zaten bugunun birer gercegi.

    dahasi ekstra olarak; kafa kesme, ciğer yeme, adam yakma, bombalama, ezme, parçalama gibi "kurgusal soslar" da gundelik birer vaka haline gelmis durumda.

    bir de distopya eserlerin olmazsa olmazi kamplaşma/ çeteleşme vardir ya hani,

    mesela zombi istilasinin ertesi gununde, dogal felaket ve yikimdan iki saat sonra, atom bombasinin kirki ciktiginda hemen gorursunuz ne kadar it kopuk varsa birlesir, butun kaynaklara el koyar, yalniz gezenleri/gucsuz olanlari yagmalar, zevkine iskence eder, keser bicer yer, soyar, oldurur, tecavuz eder. izleyici/okuyucu olarak "lan dun bir bugun iki nasil hemen kamplasip birbirinizi buldunuz, nasil hemen sistemi kurdunuz" diye soylenirsiniz ya,

    iste bosuna soylenmeyin. soyle bir bakin dunyaya, zaten hali hazirda bu kamplasmalarin oldugunu, gücü yetenin gücü yetene dünyayı dar ettiğini gorun.

    hani acayip yiginlar vardir ya, bu cetelerin etrafinda toplanir, bariz bir sekilde yanlis oldugunu, insanlara zevk icin iskence edildigini falan gordugu halde alkis tutar, siddeti ve vahseti sever, destekler, daha cogunu ister. izlerken "lan nasil adam bunlar yaaa" dersiniz ya,

    bosuna demeyin. soyle bir bakin cevreye, aslinda bu tarz "insan"larin halihazirda milyonlarca/yuz milyonlarca sayida varoldugunu, siddeti, vahseti ve iskenceyi ovup yucelttigini, guclu ve zalimin yaninda olarak tatmin oldugunu, firsatini buldugunda sizi çiğ çiğ yemekten zevk duyacagini hissedin.

    o yuzden pollyanna'ciligi birakip yasadiginiz dunyayi gercek haliyle gorun.

    insanoglu denen lanet ve habis yaratiklar yuzunden icine edilen dunyanin halihazirda bir distopya oldugunu gorun artik.

    ve ne yazik ki film/kitap bittikten sonra dondugunuz "gercek" dunyanin o kurgusal orneklerden daha distopik ve vahşi ve umutsuz oldugunu kavrayin.

    cok guzel gercekci bir kurgusal distopya ornegi icin;

    (bkz: the road/@lemre)

    daha gercekcisi icin;

    (bkz: dünya)

  • benimdir. bir alışveriş merkezinde okan bayülgen'in yanından geçerken adeta görmezden geldiğim eski sevgilimmiş gibi mağrur bir tavırla yanından geçmiş, tanımamazlıktan gelerek haddini bildirmiştim.