hesabın var mı? giriş yap

  • herkes eğlenebildiğim kızla evlenirim demiş de, burada başlığın asıl anlamının ne olduğunu herkes biliyor ve yine erkeklerin yüzde 95'i evlenmeyi düşündüğü kızın geçmişte "eğlendiğini" sorgulayıp kafayı yiyerek karşısındaki kıza da çileyi çektiriyor. burada yazılanlar o yüzden hiç samimi gelmiyor ne yazık ki. eğlenebildiğim kızla evlenirim diyen erkeklerin hepsi eğlenemediği kızlarla evlenip sonrasında da çileler içinde "evlenmeyin abi rezil kepaze çok iğrenç bir yaşam keşke evlenmeseydim hayatımı yaşamaya devam etseydim" diyor.

  • öncelikle sardinyalılar casu marzu peynirini sabah akşam tüketmiyorlar. ab yasalarınca illegal kabul edilen, kusma ve diyare gibi yan etkileri olan peynir genelde özel günlerde hatta düğünlerde tüketiliyor. pecorino peyniri içindeki peynir sineği lavraları ölmüşse peynir kesinlikle yenilmiyor. bir de sanıldığı gibi lavralar canlı canlı yenilmiyor genellikle ekmeğe sürülür ya da pane crasau adlı gözlemenin arasına konulurken kurtlar peynirin içinde ezilerek öldürülüyor. bir de sardinya dışında fransa'ya ait olmakla birlikte italyan kültürü ve dil özelliklerinin egemen olduğu korsika'da da üretiliyor.

  • sonbaharı seven insan.
    ben severim. evi sevmekle ilgili olabilir mi acaba? böyle havalarda peluş terlikler, pijamalar, sıcak çikolata, çay ya da nescafe ve kitap, dergi, gazeteler vardır. ben de bunu çok seviyorum işte.

  • gerçekten anlamıyorum. coğrafi olarak mükemmel seviyede turistik ve bereketli toprakları olmasına rağmen ;
    - ekonomide başarısızız.
    - turizmde başarısızız.
    - futbolda başarısızız.
    - eğitimde başarısızız.
    - sanatta başarısızız.

    söyleyeceklerim bu kadar.

  • hadi kekliği düz ovada avladın.. kanadını kanadına da bağladın, tamam eyvallah.. karşısına geçip şıkıdık şıkıdık niye oynuyosun lan?

  • başlık: kızın adı rojin

    entry: nerelisin diyorum istanbulluyum diyor.
    aslen nerelisin diyorum.7 kuşaktır istanbulluyuz diyor. ataları bizans kürdüydü galiba amk

  • bugün yaptığım şey. arkadaşlar gerçekten sağolun ben de sizi seviyorum ama artık bana lütfen şurada şu gün patlama olacakmış diye mesaj atmayın. anneme de atmayın. zira sıradan bir ortadoğu ülkesinin talihsiz vatandaşları olarak artık başta turistik yerler olmak üzere her yerde patlama olabileceğini bilelim. bunun için ekstra bir istihbarat almama gerek yok. her yer tehlikeli. bugün boğaz köprüsü’nden geçerken tesadüf eseri annem aradı ve nerede olduğumu sordu..boğaz köprüsü’nde olduğumu öğrenince cinnet geçirdi çünkü bugün köprüde patlama olacakmış, onun için aramış. kadını da çıldırtmışsınız. “kim söyledi?” dedim. bilmem ne teyzenin oğlu binbaşıymış o söylemiş. o sırada önlerdeki bir araç aniden kaza yaptı ve zaten durma noktasındaki trafik o dakikadan sonra neredeyse geri geri akmaya başladı. “köprüden geçince arayım ben seni” dedim, “buradayım hoparlöre al” dedi. hayır hoparlöre aldım da..1 dakika, 5 dakika, 10 dakika..toplamda kat ettiğim mesafe 4 cm. bu gidişle bu kadın en az 1,5 saat telefonda mı kalacak? bu sorunun cevabını da biliyor mu acaba bilmem ne teyzenin oğlu binbaşı bey? bu iş böyle olmayacak dedim içimden, “oooo trafik akmaya başladı ya valla az kaldı” dedim dışımdan. böyle sanki sol şeritten yardırıyomuşum gibi şeyler söylüyorum anneme..o kadar inandırıcıyım ki annem “yavaş git” diyor. bu sırada ibre 0 (sıfır) dikkatinizi çekerim. en sonunda da ağzımla ogs taklidi yaptım “bip” diye. “duydun mu?” dedim..“ogs’den geçtim”. “oh çok şükür tamam hadi sen önüne bak oğlum” dedi kapattı. hayır ben neden takım elbise, kravat içinde çok ciddi bir görüşmeye doğru giderken ogs taklidi yapıyorum arkadaşım? bu nası bi ülke olm??

    edit: bunu yazdıktan 1 gün sonra taksim'de az önce patlama oldu (bkz: annenin her zaman haklı çıkması). hiçbirimiz güvende değiliz arkadaşlar. vasat bir ortadoğu ülkesinin vatandaşları olarak özellikle kalabalık turistik yerlerde dolaşmaktan kendinizi alıkoymanız için cebinize mesaj gelmesini beklemeyin.

  • aile dostu olan bir öğretim görevlisinin odasına gitmiştim biraz muhabbet biraz dertleşme amaçlı. kapıyı çalıp içeri girdiğimde hocam okey oynuyordu bilgisayardan. beni kendine çok yakın gördüğü için "ooo hoşgeldin freewave" deyip bir yandan oyununa devam etti. sonra bir iki havadan sudan nasılsın, iyi misin, muhabbetinden sonra hocamın yanına oturup müsabakayı izlemeye başladım.

    ben arada "hocam şu taşı atan bence ben takip ettim ara taş çıktı." filan diye akıl veriyordum. lan birden bir şey dikkatimi çekti. masadaki diğer kişilerin adlarına bir bütün olarak bakınca böyle baya tanıdık geliyordu. sonra içimden lan yoksa deyip "hocam kimle oynuyorsunuz?" diye sordum. karşılık olarak da "hee onlar mı dekan, prof x hoca, prof y hoca."

    oha lan biz de ilim irfan yuvası diyoruz. adamlar üniversitede okeye dönüyor.

  • edit: gelişmeler üzerine güncelliğini kaybeden entry yeniden düzenlenmiştir. kuralları kamu yararı için ihlal ediyorum, bağışlayın.

    görkem sertaç göçmen bakırköy'de aracını vatandaşların üzerine sürdüğü görüntüler ile tepki toplayan kişidir. bir hakim olan annesi oğlunu savunmak için istifa etmiş ve avukatlığa başlamıştır. onları gündemimize sokan ise annesinin: "oğlumu savunmaya gururla devam edeceğim" sözüdür. bkz

    entry'nin güncellenme sebebi ise devletin bu eski hakiminin, 32 yıla kadar hapis cezası ile yargılanan oğlunun tahliye edilmesini sağlamış olması. kendisi adil yargılamadan dolayı mahkeme heyetine teşekkür etmiş. bkz. hal ve tavırlarıyla adalete olan inancımızı yıktığı için biz de kendisine teşekkürü bir borç biliriz. bu arada görkem sertaç göçmen'in babası da savcıymış. detaylar linklerde mevcut.

    bu eski hakim yeni avukat kişinin, hakimliği bırakmasındaki tek amacın oğlunu savunmak olmadığını iddia etmek mümkün sanırım. çünkü twitter paylaşımlarına bakınca kendisi kadına şiddet, çoçuğa taciz, tecavüz gibi iddialarla suçlanan herkesi savunmaya hazır gibi görünüyor. bkz

    tekrar etmek, onur ve adalet savaşçılarına bir borcumdur: aynur göçmen'in hakimliği bırakması ve oğlunu savunması gurur ile alakalı değildir. gurur çok farklı bir şeydir.

    ve yine tekrar etmeliyim ki aynur göçmen'in her ne sebeple olursa olsun hakimlik mesleğini bırakmasının devlete ve millete hayırlı olacağı kanaatindeyim. hem bu süreçteki tavır ve açıklamaları hem de twitter hesabındaki yazım ve mantık hataları, kendisi tarafından verilmiş hükümler ve yazılmış hüküm gerekçeleri hakkında bir fikir vermeye yetiyor.

    entry ve linkler için uyarıda bulunan "youtuber" ile "yeşil başlı govel santor"a teşekkürler.