hesabın var mı? giriş yap

  • 93m ile mecidiyeköy'den zeytinburnu tarafına ilerliyorum. sağımda, pencere kenarında bir kız oturuyor. önümde en son durakta binmiş bir kız oturuyor. onun yanında da bir erkek ama belli fırlama biraz. bu kişiler, bir birlerine tamamen yabancı.

    e5'te seyir halindeyken sağ tarafımızda, çok alakasız bir yerde, havai fişekler patlamaya başlıyor, tabii herkes dönüp izlemeye başlıyor. o arada ön çaprazımdaki fırlama, yanındaki kıza dönüyor birden ve "bak sen yanıma oturdun diye havai fişek gösterisi yaptırıyorum" dedi, herkes gülmeye başlıyor ve ben o arada havai fişeklere doğru sağa dönüyorum, tabii doğrultu olarak yanımdaki kıza bakıyorum da zannedilebilir. o anda kız benim ondan tarafa baktığımı görünce bana dönüp "o kadar zaman oldu, yanımda oturuyorsun, hiç havai fişek patlatmadın" dedi. bu arada hal-i hazırda gülmekte olanlar yerlere düşmeye başladılar. ben ne diyeceğimi bilemez halde, kem küm ettim biraz. insana böyle de yüklenilmez ki!

  • 3 yasinda menenjit geçirip kör olmus, sonra 7 yasinda kendiliginden görmeye baslamistir tekrar. ama hayati boyunca talihsizlikler, acilar pesini birakmamistir. küçük kizini yine menenjite kurban vermistir. ve cenazesini kaldiracak parasi bile yoktur o zamanlar.
    hayatim adli otobiyografisinde geçen çok içli bir hikayedir bu: sabah saatin dördünde öyle ümitsizce para ararken, kendisi gibi fakir arkadaslarinin yardimlari da yetmezken ve cenaze masraflari için gerekli 10 frankin eksikligini hissederken bir adam laf atar arkasindan, "benimle birazcik eglenmek için ne istersin?" diye. "10 frank" der o da. küçük bir otele giderler. yabanci 10 frank'i pesin verir hatta. ve yapamayacagini anlar o zaman edith. aglamaya baslar adamin karsisinda; ve hikayesini, çocugunu kaybettigini, topraga verecek parasi bile olmadigini anlatir. ve adam parayi alarak gitmesine izin verir...
    söyle yazar piaf (ki fransizca serçe demektir piaf): "iste, bugüne kadar darda kalanlara en ufak bir karsilik bile beklemeden yardim etmemin asil nedeni bu adamdir. peki, bu adam bana bir fahise gibi davranmis olsaydi... belki de bugün birçok insanin vücudunu, birçogunun da ruhunu son anda kurtaran biri olmayacaktim. bugün dahi, bana başkalarina yardim etme duygusunu saglayan bu insana minnettarim".
    bilmiyorum, hislenirim ben...

  • mallıktır. vazgeçecekseniz yine vazgeçin de memurluğa bok atmanın lüzumu yok.

    dünya turu yapmak için de everest'e çıkmak için de en iyi meslek memurluk türkiye'de.

    siz başka bir ülkede yaşıyorsanız bilemem.

  • uzaya giden ilk kezban da olabilir. ay'a inince atacağı ilk adım onun için küçük insanlık için büyük olsa da adımı atmaz. ilk adımı karşıdan bekler.

  • bir bilgiyi yasaklamaya çalıştığınızda, istemediğiniz bir şekilde bu bilginin hızla yayılması durumudur.

    ismini barbra streisand'ın bir internet sitesinde malikanesinin havadan fotoğraflarının yayınlanması üzerine bu siteye ve fotoğrafları çekene dava açması, davayı kaybettiği gibi bunun sonucu olarak söz konusu fotoğrafın hit manyağı olmasından almıştır.

  • içine keklik eti mi karışmış nerden bilecen? dedi ya.. işte ben o an, hayatı sorguladım. ben olsam köpek eti mi, kedi eti mi nerden bilecem diye düşünürdüm. ama bak amcaya ne kadar iyimser, milletin arayıp bulamadığı keklik etini ne idüğü belirsiz sucuğun içinde bile düşündü. bundan kelli, daha iyimser bakacağım hayata. teşekkürler amca, teşekkürler sucuklar!!

    edit:anlatım bozukluğu

  • biliyorum sana giden yollar kapali
    ustelik sen de hic bir zaman sevmedin beni

    ne kadar yakindan ve arada ucurum;
    insanlar,evler,aramizda duvarlar gibi

    uyandim uyandim, hep seni dusundum
    yalniz seni, yanliz senin gozlerini

    sen bayan nihayet, sen olumum kalimim
    ben artik adam olmam bu derde duseli

    simdilerde bir kopek gibi kosuyorum ordan oraya
    yoksa gururlu bir kisiyim aslinda, inan ki

    animsamiyorum yari dolu bir bardaktan su ictigimi
    ve icim goturmez kenarindan kesilmis ekmegi

    kac kez sana uzaktan baktim 5.45 vapurunda;
    hangi sarkiyi duysam, bizimcin soylenmis sanki

    tek yanli ask kisiyi nasil aptallastiriyor
    nasil unutmusum senin bir baskasini sevdigini

    cocukca ve seni uzen girisimlerim oldu;
    bagisla bir daha tekrarlanmaz hicbiri

    raslasmamak icin elimden geleni yaparim
    bu boyle pek de kolay degil gerci...

    alisirim seni yalniz duslerde oksamaya;
    bunun verdigi mutluluk da az degil ki

    cikar giderim bu kentten daha olmazsa,
    sensizligin bir adi olur, bir anlami olur belki

    inan belli etmem, seni hic rahatsiz etmem,
    son istegimi de soyleyebilirim simdi:

    bir geceyarisi yaziyorum bu mektubu
    yalvaririm onu okuma carsamba gunleri

    cemal sureya