hesabın var mı? giriş yap

  • dur bakalım çomarlarin belediyelerden, belediyelerden beslenen vakıflardan derneklerden gelen mamaları kesilince görücem ben sizi

    edit: 23 haziran seçimi de kaybedilince mamalar gerçekten kesilmiş sanırım :) başlığı açan yazar kaçmış

  • çok normal ve olması gerekendir. iş sözleşmesi iki taraflıdır ve bunun evlilik sözleşmesi ile karıştırılmaması gerekir.

    özel durumlar dışında kişi daha az çaresiz olacağından görüşme daha sağlıklı bir zeminde yapılacaktır. ne iş olsa yaparım moduna giren bir kişi ve bunu fırsat olarak kullanan işverenin birlikteliği ilerleyen zamanda kesin çatırdar zaten.

    kendi çapında bir yöneticiyim ve bana bağlı kişilerin iş görüşmesi yapmasından zerre rahatsızlık duymam. hatta isterlerse beni referanslarına yazabileceklerini de söylemişimdir hep.

    bir patron veya yönetici dolu olan bir pozisyona yeni eleman almak için önce çalışanını çıkartıp iş görüşmelerine daha sonra başlamaz. bu ne kadar normalse bir çalışanın iş görüşmesi yapması o kadar normaldir. zaten o işverenin görüştüğü kişilerin çoğu bir yerlerde çalışıyor.

    bir şekilde çalışanlarının iş görüşmesi yaptığını öğrenip işten çıkarttıklarını anlatmışlar. yapmayın. bu herkesin hakkı.

    eğer çalışanınız iş arıyorsa büyük ihtimalle mutsuzdur. mutsuzluğun çeşitli sebepleri olabilir. maaş konusu bunlardan sadece bir tanesi. ve inanın en önemlisi değil. o kişiyle uzun süre çalışmak istiyorsanız mutlu olmasını sağlayın. aksi halde her yeni gelene iş öğretmekle uğraşır durursunuz.

  • zamanında 2. abdülhamitin de yaptığı eylemdir.

    hazine-i hassa nazırları:
    agop ohanes kazazyan (1876-1891),
    mikail portakalyan efendi (1891-1897),
    ohanes sakız efendi (1897-1908)

    maliye nazırı:
    agop ohanes kazasyan paşa (28-30 ağustos 1885), (aralık 1886 - mart 1887) (1888-1891)

    nafia nazırları:
    ohanes çamiç efendi (1877- 1878),

    aleksandr karateodori paşa (1878) sava paşa (1878-1879)

    orman ve maadin nazırları;
    mavrokordato efendi (1908-1909),
    aristidi paşa (1909)

    ticaret ve ziraat nazırları:
    bedros kuyumcuyan efendi (1880) gabriel noradonkyan efendi (1908-1909)

  • evimde beraber bir şeyler içtiğim bir kadın, viski çarpınca içkisine ilaç kattığımı düşünüp kafası iyi bir şekilde "amk çocuğu ne kattın benim içkime" diye delirmişti ve erkek arkadaşlarını arayıp adres verip "beni buradan alın" diye bağırmaya başlamıştı. hayatımda böyle bir şok yaşamadım.

  • yer:abd 'de bir manav;

    -can i have eneynas plz?
    +eneynas?what is it?
    -eneynas lady, back there!(elimle işaret edip sinirli triplere giriyorum o sıra)
    kadın döner arkasındaki vitrine bakarak;
    +do you mean pineapple?
    hassiktir..ananas ın ingilizcesi pineapple dı lan..
    -yes pineapple plz.. ehi ehi..
    iç ses;
    lan bide kadına trip atıyosun,ananas senin neyine hayvan yürü evine..

  • son laik bükücü adıyla twitter'da bulunan tarihin en büyük aktroll lideri. yargılanacağı günü sabırsızlıkla bekliyorum.

  • ukraynalı kadın ve çocuklar köle olarak, erkekler de madenlerde çalışmak üzere teslim olsunlar maddesi eksik.

  • hadi simdi sorarim size, hanginiz bu hüznü yasamadiniz?

    otobuste bir kac bos yer vardir, yaniniza biri gelip oturmustur. fakat bir sure sonra gozu baska koltuga kayar, kalkar gider oraya oturur. iciniz o anda ciz eder, "neden ama neden?" seklinde bir anlik dusunursunuz. hatta soyle caktirmadan -arkada baska bir seye bakiyormuscasina- bakarsiniz kalkip giden kisiye ve onun gozlerindeki "aslinda sorun sen degilsin bebegim inan, burasi daha rahat, senin yanini daha fazla hakedecek biri de cikacaktir karsina bir gun" diyen ifadeyi gorursunuz, kabullenirsiniz bu klise iliski cumlesini.. ne de olsa hayatinizda daha once de duymussunuzdur bu lafi, tebessum eder donersiniz tekrar. ama icinizi bir huzun kaplar, hele ki bir baska kisi de yaniniza oturmayip pas gecmisse, bazi seyleri kendinizde aramaya baslarsiniz. hayatinizi sorgularsiniz, neden ben iliskilerde yapamiyorum dersiniz. yan tarafta sizle birlikte isiklarda durmus diger otobusteki birbirini tanimayan ama o yolculuk icin bile olsa sinerji yaratmis ciftleri gorursunuz. gozunuzden bir yas suzulur ve belli belirsiz bir laf dokulur agzinizdan;

    -bir daha kahvaltida pastirma yersem iki olsun!

  • ülkedeki insanların yaya'ya bakış açısı bu. gaza basacaksın geri çekilecekler, yol vermek mi? güldürme beni. şöförlerin yaya görünce hızlandığı anlayış bitmedikçe bunların başımıza gelmesi oldukça olası.