8 entry daha
  • pandora’nın kukusu

    gonca vuslateri için...

    bir müddet kaç dakikadır, ne kadar sürer..
    iyi tecrübeler, kötü olaylar mı taşır içinde..
    insan neden ağlar.. göz yaşı nereye kurur...
    sözyaşartıcı bomba var mıdır.. varsa nereye atılır ya da
    ihanetler söz vermekle mi başlar ve nerede biter..
    kağıt tenim, mürekkep kanınsa içime bastırdığın,
    ardımıza serptiğimiz millitakımyıldızlarıyla yolunu bulmaya çalışan
    birbirinin uydusu iki gezegen gibi kendi eksenimizde dönüyoruz demektir
    tek odalı hastanemizin darmadağınık yatağında..

    sen dudaklarınla ziyaretime geliyorsun geceleri..
    ve tüm geceleri,
    gündüz tarifesiyle yaşayan taksiciler caddelere refakatçi..
    dudakların bir virüs taşır gibi yorgun, aç ve
    uzak dudaklarıma..
    sonra ben sinemaya gidip
    röntgen filmi için tek kişiliksiz bilet alıyorum
    yer göstericiyle aram açık,
    sağım solum boş
    önüm arkam.. saklanmayan, neyse..

    tüm mevsimlerin toplandığı bir zombahar partisinde
    mayıs, haziranın derecesini ölçerken,
    alkolü fazla kaçırmış,
    acıyı fazla kaçırmış,
    ihaneti fazla..
    son model bir ekimin, tüm yazı istifra edişi ve
    kasımın kollarında sendeleyerek yıkılışı..
    nisan’da esen herhangi bir yelken,
    ocakta çıkardığı yangınlarla fırtınaya terfi edişinden söz eden bir rüzgar..
    hiç sevişmemiş kız kulesi..
    bu tatillerinde marta gitmeyi planlayan temmuz-ağutos..
    ve şubat’ın otuz bir çekme projeleri..
    dedikodular dedikodular..
    kötü aşkların hesabını ödeyen şiirler..
    sürmanşetlerde:
    batan gemide boğulan önce çocuklar sonra kadınlar..
    sosyete falcıların uyandıklarında gözlerinin falçataya dönüşü..
    tartışma programlarına konuk lorca’nın
    “kanlı düğün, gelinin regl olmasıdır” iddiası.. ya da
    üç kulhu’yla bir elham’ın yasa dışı uhrevi şirketler zinciri..

    tanrı bu filmi çoktan izleyip meleklerine anlatmış olmalı..

    sıkılıp çıkıyorum sinemadan
    giriyorum bir bara ve çıkamıyorum bir daha..
    belki exit music, belki a song for the lovers..
    belki this is a film.. belki de utopia..
    teninden tenime terinle geçebileceğin bu çıkmaz yolda
    sinderella ayakkabı dünyasında sanki aklın
    ve bir tembel reis edasıyla
    bakıp, seçip, bırakıp bir türlü giyemediğin..
    bir türlü üzerime geçiremediğim bir üniforma bedeninle
    sağım, solum, önüm, arkam fuckrepden burçlar..
    yüzyıllar önce sönmüş yıldızlı fallar..
    meteoroloji raporlarında
    içim dışım param parçalı bulutlu,
    dumanlı ve her metrekareme düşen,
    düşüp kırılan bakışların büyük ihtimal yüksek alkollü...

    cehennemde,
    yanık kremleri satacağım süper bir iş tezgahlıyorum sonra birden..
    öldükten sonra köşeyi dönebileceğiz demektir..
    ahretin katalogları, tüm kutsal kitaplarda yer bakıyorum,
    ateşe sıfır..
    peygamberler sitesi dolu..
    kampanyalı tükenişleri arttırmışlar hayata..

    ıslatıp kepeğe çok karşı devrimci saçlarımı
    çocuklara cehennemi tarif ediyorum içimden...
    gitsinler ve gönüllerince ateşle oynasınlar.. üşümesinler..
    evlatların en hayırlısı,
    terkeden babalarını kapıya kadar uğurlayanlardır biraz da..
    onlara anlattığım masalın gizli öznesini aleni tuttum..
    çünkü cennete giden yol şeytandan geçer
    bilsinler istedim..

    bugün bir dişimi dolgu yaptırdım;
    adını söylerken eksilen bir şeyler vardı sanki ağzımda..
    ve pek müstehzi bir hal aldım bu akşamüstü..
    ağzıma oturan en kullanışlı sözcüğün çekip alınmasından korktum bir an..
    çünkü çekingen ve alıngandır adın ağzımda..
    çıkarken akşamın üstünü bahşiş bıraktım
    üzerime zimmetli ömrüme..
    iyileştim mi hatırlamıyorum.

    ama böyle giderse dudaklarından çürüyerek
    iyi bir leş olacağım.
    iyi birleşerek bütün ölümlere saygılı, kibar bir leş olacağım..
    ben çürümeye senden başlayacağım çünkü..
    otopsimde sana bir piyango gibi çıkacak notumda
    bileceksin bunu ve
    dört odacıklı kalbimin giriş katındaki yalnızlığınla
    desen desen işleyeceksin bir gece..
    bir gece sabaha karşı..
    sabaha çok karşı bir gece yazacağın ve
    pusunu bir tek senin dağıtacağın kitabın sonuna..

    göksel bekmezci

    gri hikayeler kitabından…
8 entry daha
hesabın var mı? giriş yap