411 entry daha
  • tck' nın 81 maddesi "kasten öldürme" suçunun cezasını müebbet hapis olarak belirlemiş, 82. maddede ise bu suçun ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası öngörülen nitelikli halleri sayılmıştır.

    söz konusu olayda kasten öldürme eyleminin 82/1-b uyarınca "canavarca hisle veya eziyet çektirerek" gerçekleştirildiğini varsayarsak cem garipoğlu ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandrılacaktır.fakat burda önemli olan ve bu cinayeti sadece bir cinayet olmaktan çıkarıp toplumsa bir meseleye dönüştüren bedenin parçalara ayrılması noktası önem taşımaktadır. zira; eğer bu eylem, ölümden sonra gerçekleşmiş ise cinayet 82/1-b maddesi kapsamında değerlendirilemeyecektir. ancak bu olasılık cem garipoğlu' nun ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasından kurtulabileceği anlamına gelmiyor. çünkü 82/1-e maddesi kasten öldürme suçunun "çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı" işlenmesi halinde yine ağırlaştırılmış müebet hapis cezasını öngörüyor. burada "cem garipoğlu ne kadar ceza alır" diye televizyonda yorum yapan akademisyenlerin atladığı nokta maktulün de 17 yaşında bir "çocuk" olduğudur.

    şimdi bu bilgiler kapsamında değerlendirecek olursak, muhtemelen iddianamede cem garipoğlu' nun tck' nın 81, 82/1-b, 82/1-e maddeleri uyarınca "-nitelikli- kasten öldürme" suçundan cezalandırılması talep edilecektir. yargılama aşamaları bitmeden, maddi bulgular, raporlar, tanık anlatımları, suça sürüklenen çocuğun (çocuk mahkemelerinde "sanık" sıfatı kullanılmaz) ifadeleri değerlendirilmeden yani kısacası dosya kapsamını bilmeden netice cezayı tespit etmek zor ama mahkemece cem garipoğlu' nun ağırlaştırılmış hapis cezası ile cezalandırıldığını varsayarak olası cezayı hafifleten halleri ve mahkemenin takdirinde olan indirim hükümlerini inceleyelim...

    öncelikle ifade etmeliyim kanunlarımız 18 yaşını doldurmamış herkesi "çocuk" sayar. bu mana da cem garipoğlu hukuken "çocuk" statüsündedir. yaş küçüklüğü cezada bir indirim sebebidir ve tck' nın 31/3.maddesi uyarınca "fiili işlediği sırada onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde onsekiz yıldan yirmidört yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde oniki yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur."

    yani cem garipoğlu' nun ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası tck 31/3 maddesi uyarınca öncelikle 18-24 yıla indirilecektir. (ben garipoğlu ailesinin gücünün, olayın yarattığı toplumsal infial duygusu nedenile mahkeme heyeti karşısında işe yaramayacağını düşünüyorum.ya da düşünmek istiyorum ve bundan sonraki hesaplamalara cezanın üst sınırı olan 24 yıl üzerinden devam ediyorum)

    tck' nın 62. maddesinde mahkeme heyetinin takdirine kalmış indirim sebepleri sayılmıştır. bunlar failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri olarak sayılabilir. cem garipoğlu' nun 197 gün kaçtığı gözönüne alınırsa yargılama safhalarının hiçbirine yardımcı olmadığı açıkça ortadadır. sabıkasız bir geçmişe sahip oluşu böyle bir vahşi cinayet gözönünde bulundurulduğunda indirim hükümlerinin uygulanması için sebep olmamalıdır. ama yine de bu hükümlerin asgari hadden uygulanacağını varsayarak 1/6 indirim uygulandığında neticeten cem garipoğlu 20 yıl hapis cezası ile cezalandırılacaktır.

    infaz yasalarımıza göre bu 20 yılın 2/3' sini (13 yıl 4 ay) iyi halli bir şekilde cezaevinde geçiren cem garipoğlu şartı salıverilmeden yararlanabilecektir. takdiri indirim hükümleri uygulanmaz ise (24 yıl üzerinden cezalandırılırsa) 16 yıl yatıp şartlı salıverilme hükümlerinden yararlanabilecektir.

    aslında pek çok varyasyon daha var hesaplanabilecek... 18-24 yıl arasında bir takdir hakkı var sonuçta mahkeme heyetinin...tüm bunların yanında "haksız tahrik, meşru müdafaa, meşru müdafaada sınırın aşılması, akıl hastalığı" gibi cem garipoğlu' nun çok çok az ceza alacağı ya da hiçbir ceza almaksızın "yırtabileceği" durumlar da var. bu olasılıklar özellikle otopsi raporu karşısında oldukça zayıf kalıyor ve sanırım içinde az biraz insanlık olan herkesi de rahatsız ediyor. bu olasılıkları gerçekleşmemesini temenni ederek irdelemek dahi istemiyorum.

    sonuç olarak bu işin hukuksal olarak en üst hadden cezası; ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını yaş küçüklüğünden 24 yıl hapis cezasına çevirmek (yatarı 16 yıl) ve başkaca hiçbir indirim hükmünü uygulamamaktır.bu ceza vicdanları rahatlatır mı, 17 yaşında gencecik evlatlarını kaybetmiş bir aileyi huzura kavuşturur mu bilemiyorum...bunlar yüzyıllardır tartışılan konular. belki de suçta kullanılan testere ile cem garipoğlu' nun kafası kesilmeden toplumsal rahatlama sağlanamayacak... ama sağduyulu bir insan hukuk kurallarının olaylara, kişilere göre, kana kan mantığıyla değerlendirilmemesi gerektiğini bilmelidir. bir hukuk düzeninde olması gereken budur!!! yasaları tam olarak uygulayabilmek, sanığın (suça sürüklenen çocuğun) haklarını savunmak kadar maktulün de haklarını savunmak... devlet olarak tüm bunları layıkıyla yerine getirebilmek... tek istediğim artık sadece hukuk konuşsun... o zaman en azından hukuki adalet yerine gelecektir...

    not: bir avukat elbette ki müvekkilini savunacak, lehine uygulanabilecek her yasa hükmünü zorlayacaktır ama genç olmakla birlikte bundan çok daha vahşi cinayet davalarında da tecrübesi olan, acılı ailelerle, soğukkanlı katillerle konuşmuş bir avukat olarak söylemeliyim ki, cem garipoğlu' nun avukatının açıklamalarını anlasam da etik bulmuyorum... tüm o sucuk-ekmek açıklamaları, çocuk lafını dilinden düşürmeyişleri, "'keşke ben ölseydim, babam için üzülüyorum, onun bir ilgisi yok' diyor" beyanları...herşey ama herşey bir katil portresinden çok acıkan,üzülen,şok geçiren bir insan portresi çizme, cem garipoğlu ve annesi ile babasının mahkemedeki savunması için altyapı oluşturma çabasından ibaret...
    ama bu çabalar şık değil...bu çabaların yeri değil, zamanı hiç değil...
2413 entry daha
hesabın var mı? giriş yap