3 entry daha
  • aşağıdaki satırları falih rifki atay'ın "çankaya" adlı kitabından "tape" ettim. sanırım meseleye açıklık getiriyor.

    ...
    bu arada bir (q-kü) harfi tehlikesi atlattık. biz türkçe kelimelerde (k)nın ince seslilerle daima (k), kalın seslilerle (ka) okunduğunu düşünerek (q-kü) yü alfabeye almamıştık. ben yeni yazı tasarısını getirdiğim günün akşamı kazım paşa (özalp) sofrada:

    - ben adımı nasıl yazacağım? "kü" harfi lazım, diye tutturdu.

    atatürk de:

    - bir harften ne çıkar? kabul edelim, dedi.

    böylece arap kelimesini türkçeleştirmekten alıkoymuş olacaktık. sofrada ses çıkarmadım. ertesi günü yanına gittiğimde meseleyi yeniden ata'ya açtım. atatürk el yazısı majüsküllerini bilmezdi. küçük harfleri büyültmekle yetinirdi. kağıdı aldı, kemal'in baş harfini küçük (kü)nün büyütülmüşü ile, sonra da (k)nın büyütülmüşü ile yazdı. birincisi hiç hoşuna gitmedi. bu yüzden (kü) harfinden kurtulduk. bereket atatürk (kü)nün majüskülünü bilmiyordu. çünkü o (k)nın büyütülmüşünden daha gösterişli idi.
    ...
47 entry daha
hesabın var mı? giriş yap