• belli bir kesimin sık sık yaptığı şey. pek çok mucize iddiasını oradan buradan duymuşuzdur. sakallı bebek, annesi kuran okurken müzik dinlediği için fareye dönüşen genç kız, mısır'da bulunan ve hz. musa'yı kovalarken boğulup öldüğü ama üçbin yıldır bozulmadığı iddia edilen firavun cesedi, bal peteğinin içinde allah yazması ve bir sürü saçmalık. yeni şafak yazarlarından ali murat güven bu tür efsanelerin avcılığına soyunmuş vaziyette. pek çok efsaneyi de gün yüzüne çıkarmış ki tebrik edilesi. tabi rahat değil kendisi de. yalanları ortaya döküyor diye hakaretler, tehditler, bilderbergçi, münafık ilan edilmeler falan. adam diyor ki "iman etmek için böyle uyduruk mucizelere ihtiyacımız olmamalı" belgeleriyle yalanları ortaya çıkarıyor, ama yine saldırıyorlar. şu bir yazısından bir kısım:

    ----------------------------------------------------------
    "son bir kaç yıldır ben de tam olarak bu kaderi yaşıyorum. önüm ardım sağım solum belli bir kesimden gelen öfke ve hakaret dalgalarıyla kaplanmış durumda… koca koca âlimlerin "sahih" olduğuna ilişkin fetvalar verdikleri, adına bütün dünyada islâmî propaganda siteleri açılan "cin fotoğrafı"nın bristol'deki turistik bir mağarada bundan uzun yıllar önce ortamı süslemesi için kayaların arasına dikilmiş plastikten bir maket olduğunu gün ışığına çıkardığımda da böyle olmuştu; "hz. âdem'in suudi arabistan çöllerinde bulunan dev iskeleti" diye piyasaya sürülen fotoğrafın kanadalı bir grafikerin ödüllü photo-shop montajı olduğunu yazdığımda da…
    aynı şekilde, "hz. musâ aleyhisselam'ı kovalarken kızıldeniz'de secde eder vaziyette boğulduğu ileri sürülen yarı çürümüş insan kalıntısı"nın firavunluk falan yapamayacak kadar sıradan bir ceset olduğunu afişe ettiğimde de gırtlağıma kadar hakaret ve yergiye boğdu bazıları beni…
    yıllar yılı sahtekâr olduğunu kanıtlamak için elimdeki bütün somut verileri ortaya döktüğüm telmaşa astro-fizikçi -"hans von aiberg" lâkaplı- bülent ayberk için de yedi ceddime az küfür etmediler. ta ki büyük profesörümüz en az kendisi kadar sahtekâr karısı ve diğer işbirlikçileriyle beraber dolandırıcılıktan tutuklanıp balıkesir cezaevi'ni boylayana kadar…
    "sibirya'da yerin 2500 metre altında bilim adamlarınca kaydedilen cehennem sesleri" ve "kur'an okuyan annesine fırça attığı için fareye dönüşen kız" öyküleri de vaktiyle başımı çok ağrıtmış olan iki ünlü islâm masalıydı. bunlardan ilkinin norveçli bir öğretmen tarafından evindeki bilgisayarda üretildiğini, ikincisinin ise avustralyalı bir heykeltraş tarafından silikondan yapılma bir heykel olduğunu açıklayan haberlerim yeni şafak'ta yayımlanınca, elektronik posta kutum bir kez daha "ulen sen var ya sen; seni top sakallı münafık…" diye başlayan mesajlarla dolmuştu. (ki şu "top sakala hakaret" işi zaten apayrı bir âlem; onu da bir kaç hafta içinde bağımsız bir yazıyla ele alacağım)
    bu türden mide bulandırıcı yalanların ve onlarla uyutulmaya alışmış lümpen bir kitlenin hayâl kırıklığıyla karışık çığlıklarının hangi birini anlatmalı ki sizlere… son olarak, geçtiğimiz aylarda internet ortamında hz. mevlânâ'nın konya'daki yüzlerce yıllık ünlü kabrini millete "hz. peygamber'in mezarının çok özel bir fotoğrafı" diye yutturmaya çalışanlarla karşılaşmış ve ne mutlu ki o hurafeyi daha yeni yeni doğmak üzereyken kaynağında boğmayı başarmıştım.
    imanı ve ilmi zayıf olanların her zaman için böyle yalanlara, komplo teorilerine ihtiyacı olacaktır. ben ise imanımdan yana hiç bir kuşkum olmadığı için, elhamdüllilah kalbimi her sabah uyandığımda din adına türetilmiş yeni bir yalanla desteklemek zorunda hissetmiyorum. kur'an'ın -yanında hiç bir takviye "ikna edici güç" olmaksızın- sadece kendisi, ilahî gerçeğe teslim olmama yetip de artıyor. "
    -------------------------------------------------------

    son günlerde bir efsaneyi daha avlamış ali murat güven. sözde bir ummanlı müslüman delikanlı ölmüş, gömülmüş, üç saat sonra mezarını açmışlar ve gördükleri manzara karşısında dehşete düşmüşler. meğer üç saat içinde mezarda akıl almaz işkenceler görmüşmüş delikanlı. ve bir sürü resim. babası oğlunun namaz kılmadığını itiraf etmiş falan. bunun için site bile yapmışlar. resimleri var iddiaya konu kişinin. ancak ali murat güven bu resimleri daha önce rotten com'da gördüğünü hatırlamış. tipik bir yalancılık örneği daha. ve bunu da din adına yapıyorlar. sonra da rezil oluyorlar tabi.

    şu sözkonusu site: http://www.thegodisone.com/kabir/index.htm
    şu rotten com'dan ilgili kısım: http://poetry.rotten.com/blonde/0002/

    şu da ali murat güven'in yazısı: http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=180947
    özellikle okur yorumları çok komik ve acınası.
  • allah'a olan inançlarını, mucizelere ihtiyaç duyan hale getirenlere besin sağlama amaçlı eylemdir.

    *kişisel bölge*
    allah 'a ve madde ile mana alemlerindeki sonsuz tasarruf yetkisine tüm kalbimle inanıyorum, metafiziğe de inanıyorum.
    ama yüce ve ulu olan'a inanırken mucizelere gerek duyduğumda baktığım mail kutum değil, her bir nefes alışımda elimden alınan ve sonra verilen yaşam oluyor.
    *
    imaj yasaktır islam'da.. neden?
    kişiselleştirmemek için allah'ı, insan ölçüsüne ve insan algısına küçültmemek için..
    peki bu yapılanlar ne?
    kolaylıkla çürütülebilecek yalanları islam'ın adına kullanmak, sonra bunları yaymak..
    bir farkı yok..
    doğrusu artık kendi başımıza da mucize geldiğinde "photoshoptur, photoshop" diyeceğimiz günler yakındır.

    bu nedenle samanyolu tv'deki sır kapısı benzeri programları da anlayamıyorum.
    hayatımda pek çok sır dolu olay yaşadım, bunların varlığını da yadsıyacak değilim, ama...
    ama sen berbat bir senaryoyla, hatalar dolu bir anlatımla en basitinden komik bir kalitesizlikle anlatırsan bunları, ne olur..
    babaanneler inanır, vah vah der o kadar..
    inananı imanından eden tipte şeyler bunlar çoğunlukla...

    dinin metafiziksel ya da tasavvufi yanını böyle basitçe harcamak...
    yazık...

    bir de şu mazeret var ki, ayrıca incelenmesi gerekir... "böylece inanmaya başlayacaklar da olacaktır"
    sanırım yalan üzerine kurulan iman'ın doğru yola ulaşması çok daha zor olur.

    söyleyebileceğim tek bir son söz var, sürekli tekrar edilesi: "allah'ım bizi doğru yola ilet"

    *kişisel bölge sonu
  • olayın sahtekarlık içermesi (beynamaz zenci oğlan cesedi aslında sarışın bir kadına ait, (rotten.com resimlerinde cesedin çamaşırının şekline dikkat)), kasıt içermesi, altında da bunu herkese forwardlayın olayının olması, bana dini propaganda amaçlı sahtekarlıktan ziyade e-posta adresi toplama amaçlı, sahtekarlık amaçlı bir sahtekarlık olduğu izlenimi verdi. işin ters yanı bu işi yapanların ayet hadis jargonunu bilmesi, en azından internet kaynaklarından konuyla ilgili bütünlüğü olan bir kopi-paste yapılmış olması elemanların dini bir geçmişi olduğunu da gösteriyor.

    eğer yanılıyorsam, benim anlayamadığım, bunu propagandasını yaptığı şeye inanan bir adam nasıl yapabilir sorusunun olası cevapları.
  • günümüz modern insanının farkına vardığı ilme sebepsiz yere yönelmesini kendi gururuna yahut geçmişine yakıştıramadığından yahut illa ki bir sebep bir mucize çıkartıp "işte ben bunları gördümde islamı anladım" demesinden kaynaklı ortalıkta dolaşan bir mailden ibaret olaydır.
  • (bkz: stigmata) (bkz: #9971182)
  • allahın adıyla başladığımız hayal gücümüz ve sonrasıdır.
    (bkz: allah in adinin cesitli yerlerde yazili olmasi)
    cocuklukta allah imgesi: (ara: karton* allah*)
  • mucizelerini yaklaşık 1000-1300 sene önce tamamlamış ( tabiatıyla bunları görememiş ) zevatın durumu idare etme cabasıdır. neden mi? gayet basit, bugün mucizelere tanık olmak mümkün değildir. doğa üstü olaylardan hep bahsedilir ama bunlar bilimsel olarak ispatlanamadığı için genelde elde patlar. ancak bilinir ki, böylesi metafizik hikayelerle her daim inanç sahipleri beslenmek zorundadır. yoksa bireylerin kafası karışır, acaba sorusunu sormaya kalkar. işte tam bu anda damardan giriliverilir. mucizevi olağanüstü hikayeler, bilmin ve insan beyninin cözemeyeceği anektotlar devreye sokulur. insanlar titrer kendine gelir, duaya durulur. aslında olayın özü sistemin kendisindedir. kapitalist toplumun ezilen bireyi yaşanan haksızlıklardan hesap sorma refleksini politik şekilde gösteremediğinden çözümü mucizelerde aramakta ya da ummaktadır.
  • öncelikle mucize kavramını anlamayı gerektirir.

    mucize kavramı kuran'da aciz bırakan, aciz bırakmak anlamında geçmektedir. ilginç bir şekilde allah'ı veya ayetlerini aciz bırakmaya çalışanlardan söz ediyor. peki türkçe meallerde "mucize" diye çevirdikleri kelime hangisi?? ayet! kelimesine mucize anlamı veriyorlar. ayet kanıt demek.

    https://acikkuran.com/root/ejz kuran'da mucize kavramı
hesabın var mı? giriş yap