• giri$ karti alabilmek icin bir suru burokrasi ta$ini devirmek zorunda oldugunuz yer.
  • bir hava alanında hava araçlarının parklandırılmaları, akaryakıt ikmalleri, yolcu, yük, posta, kargo, indirme-bindirmeleri ve bakımlarının yapılabilmesi için belirlenmiş sahalardır. dhmi, shgm gibi kurumların çalışanlarının bu sahanın derecelerine göre dolaşmak için özel kartları vardır.
  • (bkz: aoa)
  • bu alanlarda belirtilen yerlerin dışında (uçakaltında vs.) yürümenin cezası yaklaşık 100 euro civarındadır.
  • havaalanı çalışanlarının daimi giriş kartları da aynı adla anılmaktadır. şayet havaalanında çalışmayı düşünüyorsanız gözünüz gibi bakmanız gereken kartınızdır ayrıca. kaybedilmesi durumunda kaybeden kişi hakkında idari tahkikat yapılır. mülki idare amirinin onayıyla verilen bu kartın üzerindeki sekiz tane kutucuk giriş çıkış yapabileceğiniz bölgeleri göstermektedir. (iç-dış hat terminali karşılama ve uğurlama salonu, iç hatlar terminali-arınmış salon-, iç hatlar terminali-varış salonu-, dış hatlar terminali-transit ve varış gümrüklü salon-, dış hatlar terminali-arınmış salon-, şut altı, apron, kargo binası olmak üzere ) her kart verildiği havalimanı içerisinde geçerlidir. yani adnan menderes havalimanı içerisinde verilmiş bir apron kartını atatürk havalimanında kullanmaya kalkarsanız başınıza iş açarsınız...
  • "uçakların havalandığı, indigi, manevra yaptığı, parkettigi ve özel durumlar haricinde görevli personel dışındakilerin girmesinin yasak olduğu yer"

    değildir.

    aksine, deve kesilen, istendiği zaman namaz kılınabilen bir yerdir.

    ilgili olarak (bkz: atatürk havalimanı apronunda namaz rezaleti)

    hürriyet gazetesinin ne menem bir gazete olduğunu ben de bilmekteyim efendim, lakin apronda namaz kılmanın, apronda deve kesmek kadar büyük bir rezalet olmasa da, yine de bir "rezalet" olduğu yönündeki fikirlerimi mazur görmenizi rica edeceğim.

    bazı mekanlar vardır, amacı dışında kullanıldığında, "e ne yapalım bilmiyorduk" benzeri savunmalar hiç bir önem arzetmez. düpedüz rezalettir sözkonusu eylem, çünkü insanların hayatı söz konusudur bu mekanlarda.

    sonuç olarak, nasıl ki nükleer santrallerin içinde top oynamıyorsak, apronda da namaz kılmayalım, kıldırmayalım efendim.

    okuduğumuzu anladık mı editi : hürriyet gazetesinin rezalet kelimesini kullanmaması, olayın rezalet olmadığını göstermez... mesaj atıp açıklamaya çalışanlara, okuduğumu anlamadığımı düşünüp üzülen, oturup uzun uzun linkler veren yazarlarımıza duyurulur, zahmet etmeyiniz, siz polemiklerinize devam ediniz. ben kendi halimde takılmaktayım şuracıkta...
  • 35-40 cm kalınlığında betondan yapılan kaymak gibi geniş düzlüklerdir. sarı sarı çizgileri de vardır.
    ne zaman görsem bir mustangim bir de tanıdığım paşalar olsa şurda ne eğlenilir be dedirtir.
  • kulaklık takmanın da bir nevi zorunlu olduğu yerdir. çok fazla değil, birkaç ay kulaklık takmadan çalışmanın bedeli ömür boyu sürecek işitme sorunlarıdır.
hesabın var mı? giriş yap