arif erdem

• türkiye'de futbol severlere futbol oynamak için tekniğin ve futbol bilgisinin gerekmediğini gösterdiği için aslında adının başka yerlerde yazılması gereken nadide bi eserdir arif erdem.
  zeytinburnuspor'dan erdal keser'in 2 numara daha kısası saç tıraşı modeliyle florya'dan girdiğinde hiç kimse galatasaray'ın ne denli büyük bir bela aldığını anlayamamıştı.
  
  kendisinin sahada aslen belirli bir pozisyonu yoktur. ne forvet sınıfına sokabilirsiniz ne orta sahada top dagıtan, ne de kanatlardan bindiren.. nevi şahsına munhasır birisidir arif.
  kendisini yere atma konusunda geliştirmesi kubilay türkyılmaz sayesinde olmuştu, yere düştüğünde tekmeyi yediği sağ ayağı yerine sol ayağına sprey sıktıran kubilay'dan işin inceliklerini kaptı.. sonra da boynuz kulağı geçti.
  
  kendisinin önemli özelliklerinden birisi de sahada futbolcular kavga ederken ilgisi olsun olmasın gidip rakibinin saçını çekmesiydi, ispanya'ya gittiğinde bir pozisyon sonrası sociedad'lı futbolcular hakeme penaltı için itiraz ederken arif ispanyolca bilmediğinden biraz ezik kalmış ama alttada kalmamak açısından hakeme fort yapmıştı.
  
  cevat prekazi'nin kırmızı taytından sonra kendisi forma içine giydiği boğazlı kazaklarla ekol olmuştur. bir de bu ve bir iki yusuf azuz muadili futbolcu manken(?) bazı firmaların katalog çekimlerine falan çıkar. ne gerek?
• kendisi için dönemin hakemlerinden birisi ergün penbe rüzgardan düşse penaltı çalarım ama arif'i dövseler çalmam demişti.
  arif hemen aynı haftalarda trt'de spor studyosuna '' ben futbol hayatımda kendimi hiç yere atmadım '' dedi yılmaz vural falan konuktu güldü, tansu polatkan'da dayanamadı konuyu değiştirdi.
• attığı gollerden sonra, eğer güzel bir gol atmışsa kesinlikle bunun farkında olmayan, hafifçe burnunu kaşıyıp anlamsızca gülen biridir arif erdem.
  içine giydiği boğazlı kazağı, eldivenleri ve elleri hep agzında ısınmak icin gösterdigi çabayla futbol maçına çıkmaktan çok uludağ'da kayak yapmaya giden turist görünümündedir.
  
  ah o kıvır kıvır taranmayan, şekle şemale girmeyen saçları yok mu bir de... yok hakikaten.
• son dönem sahaya çıkan futbolcu olmaktan çok yedek futbolcuların devre arasında ısınmak amaçlı oynadığı ortada sıçan oyununda 15 dakikalık süreyi ortada geçiren bir nefer oldu.
  
  son olarak ali sami yen stadı'nda oynanan sakaryaspor maçının devre arasında 10 dakika kadar top kapmaya çalışmış, muvaffak olamayınca oyunu bırakıp sahanın çimlerini baştan sona kontrol etmiştir.
  
  tekrar soyunma odasına giderken gördüğü arkadaşı olduğunu sandığım lig tv kameramanın tenasül organına doğru '' mucx '' diyerek el hareketi yapmış ve kameramanın dengesini bozarak yayının gitmesine sebep olmuştur.
• futbol hayatı boyunca top ayağına iki tanesi avrupa da (ki avrupa'da 2 ay futbolcu olarak dolaşmasında büyük payı var ) iki tanesi de türkiye süper liginde olmak üzere toplam dört kere oturmuştur.
  
  boyuna, posuna, gücüne bakmadan frikiklere yaradana sığınıp topa vurma ekolünü benimsemiştir. mamafih tek frikik golünü fenerbahçe'ye attıktan sonra tabi ki galatasaray yenildiği için maç sonrası ağlamış, golün sefasını sürememişti.. penaltıları da allah ne verdiyse gibi tam ortaya kalecinin üstüne vurur. kımıldamazsan top kaleye siksen girmez.
• 2000 avrupa şampiyonasında hasbel kader portekiz savunmasının içine daldığını ve fernando couto'nun çelmesiyle havada 3 parende 4 burgu atarak yere paralel düşmesini kimse unutamamıştır.
  
  arif o kazanılan penaltıyı kendisinin yaptırdığını unutmamış ve eskiden zeytinburnu sahilde yaptığı mahalle maçları aklına gelerek '' yeaaea ben yaptırdım ben atıcam yeaaeeaa '' diyerek topu alıp kaçmıştır. takımın asıl penaltıcıları hakan şükür ve tayfur havutçu peşinden koşsa bile inatçı arif'i engelleyememişler arif'in bu amansız kaçışının sonunda penaltıyı onun kullanmasına razı gelmek zorunda kalmışlardı.
  
  arif tabii ki penaltıyı kaçırmıştı. penaltıyı kaçırdıktan sonra elleri belinde boynunu büküp öyle bir bakmıştı ki hakem üzüntüden atışı tekrarlayacaktı.
• televole muhabirlerinin gazı ya da takımda o dönem bulunan hugo suat, hakan şükür, van gobbel, mapeza gibi tipten en az altı ay yiyecek isimlerin arasında adı yakışıklı arif, çapkın arif, genç kızların yüreciğini hop hop hoplatan arif diye anılmaya başlamıştı.
  
  o dönem içinde boy ortalaması 1.60'lık mankenler olarak hakan ünsal, oktay derelioğlu gibi isimlerle yanlış olmasın ama '' efor '' giyim firmasının mankenliğini yaptı. [ e armani, calvin klein olacak hali yoktu ]
• televole spikerlerinin '' arif sana bir bilmecem var '' türü cin sorularına karşı her zaman sıcak yaklaşmış fakat her sene yanlış cevaplar vererek kalplerde yıldız gönüllerde ay olmuştur.
  
  -arif yeni dogmuş zenci bir bebeğin kolları ne renk olur?
  -yeaae siyah
  -peki bacakları?
  -siyah abey
  -peki dişleri?
  -siyah abey
  -arif yeni dogmuş bebeğin dişleri olmaz ki.
  
  evet bu diyalog arif ispanya'ya gidene kadar üç sezon başı cereyan etti, ve arif her seferinde spikerin '' dişleri olmaz arif '' cevabıyla muhattap oldu.
  [meraklısına dip not; bu tip sorularda en son olarak ekrana çıkıp cevabı bilen isim ergün penbe'dir]
• ayrıca evet kendisinin dünya kupası üçüncülüğümüzde çok büyük bir katkısı vardır. eger senegal'li o yağız zenci arkadaşın sağından atıp solundan geçmeye çalışıp kendisini yere atmasaydı top ümit davala'ya asla gelmeyecekti ve gol ortası maalesef ilhan mansız ile buluşmayacaktı.
  rakip oyuncunun arkadan saçını çekmek ve maçın orta hakemini fortlamak maç içinde arif icin normal şeylerdi.
• vatani görevi icin manisa'ya gittiğinde galatasaray'lılar için güzel günlerin yaklaştığını düşünenler arif'in komutanının arif'e üç günde bir kafa izni vermesiyle yıkılmışlardı. arif hafta içi birliğinde yaptığı sürünme sporuyla daha sonra yeşil sahalarda kendisine çok fayda sağladı.
  
  kendisi sociedad'dan sakatlığı icin yattığı hastane odasında hemşire ile uygunsuz bir durumda basıldığına dair söylentilerle gönderilmesine rağmen cennet vatanımıza ilk ayak bastığı gün '' galatasaray'ın bana ihtiyacı vardı döndüm! '' demecini verip sultans of the dance oldu