*

  • derdini tasasini gittigi her yere bir bohcaci * edasiyla tasima, uzuntusunden ayrilamama, hayatindaki son sozu her zaman ona verme ekolu...
    (bkz: cile bulbulum cile)
  • tensel,fizikselzevklerden, yaşamın maddi hazlarından isteyerek vazgeçmeye, sıradanlığı, öz disiplini öne .ıkarmaya dayanan ve daha yüce ahlaki, dini bir düzene ulaşma uğruna uygulanan bir yaşam tarzı
  • (bkz: çilekeş)
  • maddi bağları ruhsal tekamül aracı olarak görmeyerek bir gerilik belirtisi saydığından, ruhun olgunlaşmasını ruhu maddi bağlardan koparmada arayan, bu yüzden toplumdan uzak ve dünya zevklerinden yoksunpasif bir yaşamı amaö edinen ve nefse işkenceye varıncaya dek çeşitli yoksunluk uygulamalarında bulunan mistik toplulukların, tarikatların inanç sistemlerine verilen genel ad.
  • (bkz: asketizm)
  • islam tasavvufundaki karşılığı riyazettir. çalışmanın tasavvuf etmenin, tutumlu davranmanın bir ibadet olarak kabul edilmesini ifade eder. weber "protestan ahlakı ve kapitalizmin ruhu" kitabında, protestan ahlakının tasavvufa ve çalışmaya verdiği değerin sermaye birikimine ve kapitalist topluma yol açtığını öne sürmektedir.
  • eskiden zühdiyet de derlermiş. zühdiye de derlermiş. aynı zaten.
  • aci konusundaki tutumu, amac degil arac yaklasimiyla ozetlenebilir. yani, ulasilmasi istenen ideale giden yolda acinin goguslenmesi, aciya acliktan veya bagimliliktan degil, 'ozgur zihin' gibi varilmasi-gereken-nokta tahayullerinin zorunlu geregi olmasindan kaynaklanir. aksi takdirde, cileciligin, bildigin mazosizmden farki kalmaz.

    bunun disinda, benim 'schopenhauer ayrimi' diye bahsetmekten cekinmedigim o noktada, yani, tutkular karsisindaki tutumunu belirleme ihtiyaci guttugu o onemli yol ayriminda, cilecilik ve hazcilik alternatiflerinden farkli yol arayislarina gitmek isteyebilir insan. bunlardan biri, hatta ilk aklima gelen, 'koku us olan arzulardan' bahseden spinoza'nin, hayati olumlayan, ve fakat bunu dikkatli bir sekilde yapan dizgesi ("dizge degil ozge de. degistir artik kendini. :/" diye yakinan csscp'ye selamlarimi iletiyorum bu parantez araciligiyla). hatta, o 'ucsuz bucaksiz cayira' baktiginda 'irade'nin yek gercekligiyle yuzlesen bireyin, isbu tepe noktasinda tohumunu ektigi tarifi zor hissiyati, 'koku us olan' arzulara zemin olarak temin etmesi, elde edilmesi gayet guc ve bir o kadar da verimli, saglam bir durus yaratabilir. bir de buna, zihnin ve zihnin kategorilerinin anlatilisinin, algilanisinin mesakkatli fuko'vari kazisindan sonra kendi-kendini-yeniden-kurma gayesi eklenirse, tadindan yinmez olur.

    $opi + spinoza + fuko. hic fena degil?
    (fuko degil miydi zaten, "kitaplarimi toolkit olarak kullanin la." diyen?)

    duzeltme: islam.
  • basima bir is gelmeyecekse:
    (bkz: linux)*
  • müslümanlar derin mağaralarda hristiyanlar ise insan boyunu aşan sütunlar üzerinde çile çekerek cennete gitmeye çalışmışlardır. müslümanlar temizliğe önem verirken hristiyanlar buna hiç önem vermemiş hatta bitlerini bile temizlemeyip oradan geçen kuşların karınlarını bu şekilde doyurmalarına bile göz yummuşlardı. hristiyan çilecilerinden en ünlüsü nova romalı danyal'dır. 33 yaşından yaşamını kaybettiği 80 yaşına kadar sütun üzerinde yaşamıştır. zamanının çoğunu ayakta ibadet ederek geçirmiştir. elbise giymeyen bu çilekeş adam cinsel organını örtmek için sakallarını uzatmıştır. sütun üzerinde yaşadığı uzun yıllar boyunca pişmiş yemek yememiş ziyaretine gelen dindar halkın verdikleriyle karnını doyurmuştur. buradan kendisine selam ederim.
hesabın var mı? giriş yap