*

  • belirli kafelerde hesap öderken ekstra kahve parası ödeyerek tanımadığınız birine ısmarladığınız yada tanımadığınız biri tarafından ısmarlanan kahve.
    türkiyede bu gurur meselesi haline getirildiğinden askıdaki kahveler birikir.
  • bir fincan kahvenin 2.500.000 tl. olduğu bir istanbul kafesinde uygulanmaya başlandığını dün akşam atv ana haber bülteninden öğrendiğimiz aslen italyan, çokça insanca bir adet. bizim memlekette ise askıda kahve ısmarlayan çok, isteyip alan pek yok-muş. işletmeciler tedirgin, biriktikçe birikiyor ağbi, naapcaz bu kahveleri diyorlar. yetkililier ya da daha iyisi isviçreli bilim adamalrı bu konuya bir çare bulmalı, ivedilikle.
  • gayet kotu dusunerek, kafe sahibinin köşe olmasini saglayabilecek bir durum oldugu kanisina vardigim hadise.
  • halkin kulturu uygunluk te$kil ederse harika bir uygulama. bize ilk etapta pek oturmadi gibi. yardim eden var alan yok.
    zamanla duzelecek ve oturacaktir umariz ki. ancak yardimi eden kesimin bu i$in ba$inda bir moda olgusuna kapilmamasini da ayrica umarim.
  • (bkz: gurmelit pera)
  • cihangirdeki gurmelit pera isimli makarnacının yunan sahibi tarafından türkiyede uygulanmaya başlanmış hadise..yunan kültüründe çok eskiden beri vardır bu .yunanistandaki çoğu cafede özellikle öğrenciler için uygulanır.
  • italya'da gectigi rivayet edilir. parası olan hayır sever, ihtiyacı olan içsin diye kahvenin parasını öder. sonra parası olmayan bir ihtiyaç sahibi "askıdan kahve" der ve kahveyi içer. gökten beş elma düşmüş. falan filan ...
  • italya'da napoli'nin kenar mahallelerinden birinde, bir cafe-bar da, espressolarımızı içiyorduk. içeri giren müşterilerden biri, barmene "due caffee, uno sospeso" (iki kahve, biri askıda) dedi, iki kahve parası verdi, bir kahve içip gitti, barmen de tezgahın üzerinde asılı duran çiviye bir küçük kağıt astı. biraz sonra içeri iki kişi girdi. onlar da "due caffee, uno sospeso" (iki kahve, biri askıda) dediler, üç kahve parası verdiler ve iki kahve içtikten sonra gittiler. barmen "askı"ya yine bir küçük kağıt astı. bunun gün boyu böyle sürdüğü anlaşılıyordu.

    bir süre sonra kahveye, üstü başı biraz eski, püskü, belli ki yoksul bir kişi girdi ve barmene "un caffee sospeso" (askıdan bir kahve) dedi. barmen hemen bir kahve hazırladı ve yeni müşterinin önüne koydu. yoksul kişi kahvesini içtikten sonra para ödemeden çıktı, gitti. barmen ise tezgahın üzerindeki askıya taktığı kağıtlardan birini kopardı, parçalayıp çöp kutusuna attı.

    bu gözlemimizin sonunda, gözlerimizi yaşartan, fakat kesinlikle örnek almamız gereken bir "italyan toplumsal terbiyesi" öğrendik : yardım etmek için insanların gereksinimlerini belirlerken, yalnızca yaşamsal gereksinimlerle sınırlı kalmak zorunda değiliz. bir napolili için, yaşamsal olmasa da kahve, günlük yaşamda önemli bir yer tutmaktadır. kahve içebilecek kadar parası olmayan kişilere yardım edebilecek düzeydeki kişiler, kendileri bir kahve içerken, fazladan bir kahve parası daha ödüyorlar. yardım ettiği kişiyi görmedikleri için bu kişiler de daha mutlu oluyorlar, kimden geldiğini bilmedikleri bu ikramı kabul eden kişiler ise huzurlu oluyor. yardım eden ile alan arasında, bu caffe-bar'daki garson gibi, köprü görevi yapan kişilerin ise güleryüzlü ve sevgi dolu olmaları gerekiyor. içeri giren yoksul bir kişinin "bana askıda kahve var mı?" diye sormasına gerek bırakmamak için "askıda kahve olduğunu" belirten kağıt parçalarını kolaylıkla görünebilen bir yere asmak ise bu olgunun çok zarif bir bölümünü oluşturuyor.
    http://www.mcozden.com/hd043_askidakikahve.htm
  • italyan kültürünün bir parçası olduğu söylenen kahve ısmarlama uygulaması, gözlerimiz yaşararak okur dururuz da fakir fukaranın karnını doyuran lokanta esnafı, siz burada misafirsiniz diyerek kahve parası almayan yurdumun güzel insanları neden aklımıza gelmez anlamam,
hesabın var mı? giriş yap