403 entry daha
  • banu güven ismini bu denli çok duyduğum için mi -zaten bu sayede kendisinin kim olduğunu anlayabildim- yoksa bu tarz bir salaş ilişkinin, yani düzenliliğin ve resmiliğin esas olduğu bir yerde orayı bozan bir niteliğin dikkat çektiğini düşünen kişilerle bizzat banu güven tipinin arasındaki zihinsel ilişkinin çekiciliğinden mi, tam bilmiyorum esaslı bir problemle karşı karşıya olduğumuzu düşünmek durumunda kaldım. aslına bakılırsa sadece banu güven için de geçerli değil bu durum; internette biraz arama yaparsanız görürsünüz ki, genç kadın spikerlerin giderek fetiş niteliği kazandığını görürsünüz. ancak banu güven'in içerdiği sentez-model, onu diğerlerinden ayırıyor.

    burada kendini gösteren, spikerlik mesleğinin (haber spikerliğinden bahsediyorum) esasında yer alan ciddiyet gereksiniminin (http://img22.imageshack.us/i/11234703.jpg/), en alâ fantezilerle (http://www.medyatava.com/haber.asp?id=47738) karıştırılmasından elde edilen problematik bir "düzeni ve düzenliliği bozma, parçalama" arzusu tıpkı "kızlığı bozma" arzusundaki gibi sıradışı bir itici güce sahip. "bozulmamış olanı bozma" arzusu, bütün estetik kaygıların ötesine taşıyor. fight club'da bu "göremeyeceğim fransız sahillerini bombalamak istiyorum" cümlesiyle afişe edilmişti. "dokunamayacağın" kadının serin duruşu çeşitli imgeler olarak üzerine biniyor ve sonunda sen onun tüm kadınların üstünde, çok ileri bir model olduğunu düşünüyorsun. banu güven de bu tipin varlığından hoşnut olmalı ki; ciddiyet içinde ciddiyetsizliğin; sıradışı olmanın en azından görüntüsü altında takip edilmişliğini anlamlandırmaya çalışıyor.

    bunu yapabilmek için farklı kanalları deniyor. örneğin bir müzik programında gitar çalıyor; yine takipçilerinin arzuladığı sıranın dışına çıkmış ama ciddiyetinden de feragat etmemiş modeli oynuyor. orhan pamuk'la ya da metallica'yla söyleşilerinde de bunu görüyoruz. onu zaten farklı kılan şeyin bizzat kendisi olmadığını, ona biçilen rollerin bizzat konumunun ve zamanının birleşiminden çıkarıldığını anlayabiliyoruz.

    örneğin şu siteye bakalım: http://www.simgefistikoglu.com/…aylasimlari-arsivi/

    bir insanın en masum olduğu an, herhalde eskilerin "yelkenleri suya indirmek" dediği o an gerçekleşir. direncinden vazgeçme anında, insanı oldukça masum bulursunuz. çünkü tevekkülde anlatmaya çalıştığım gibi, bu insanın huzur ve teselli arayışının bir göstergesidir. teslim olursun, çünkü başka bir çıkış yoktur. birisi böyle bir site yapmakla uğraşıyorsa, onda da ben bunu ararım. bir insan neden bir haber spikerinin kare kare fotoğraflarını biriktirir? bunda banu güven'in estetik güzelliğinin çok önemli olduğunu mu düşünüyorsunuz? burada düzenli seyreden bir sürecin baltalanmasından duyulan coşkun bir hazzın etkisini görüyorum. banu güven rock müzik dinliyor (http://www.metacafe.com/…ats_n_r_portaj_m_zik_atak/), sola yakın (http://lh4.ggpht.com/…n8b9u-qa/kopyası orİjİnal.jpg), orhan pamuk okuyor, senin deliler gibi hayran olduğun metallica'yla röportaj yapıyor, kendine yetecek kadar ingilizcesi var, sami türk'ü köşeye sıkıştırıyor, daha ne yapsın. konu futboldan açılırsa ondan da bahsedebilir; ırak işgalinden söz edilecekse soluğu onun yanında alabilirsiniz. trt spikerlerini hiç andırmayan bir göz alıcılıkta temiz giyimli (http://imgkelebek.hurriyet.com.tr/…banu güven\4.jpg), ama isterse barlar sokağının müdavimi liseliler gibi de giyinebilir (http://imgkelebek.hurriyet.com.tr/…banu güven\5.jpg). ekşi'de "hep gotik bir görüntüde olmasını hayal ettiğim taş hatun kişisi" denmesinin nedeni bu. banu güven bir sentez model; kendisinin de bundan hoşlandığını rahatlıkla düşünebileceğimiz bir idol-star. "idol" diyorum, çünkü onda modellik, "aranan niteliklerin bir araya gelmiş olması durumu" öylesine ön planda ki, bu modelliğin bozulma arzusu bile hayranlarını ortadan ikiye bölebilecek ölçüde etkileyici. onu gotikliğin sınırlarında gezen biri olarak arzulamak ile ortadoğu'yla ilgili en ciddi haberi verirkenki o en ciddi anını görmek birleşince ortaya korkutucu bir idolün farklı ışıklardan beslenen gözalıcılığı çıkıyor. hayvansever (http://imgkelebek.hurriyet.com.tr/…nu güven\121.jpg); motorcu gibi de giyinebilir (http://imgkelebek.hurriyet.com.tr/…banu güven\2.jpg), haberci gibi de (http://imgkelebek.hurriyet.com.tr/…banu güven\3.jpg). banu güven gece büyük plazmadan çıkar; eve varmazdan evvel barlar sokağında iki tek atar, rocker arkadaşlarıyla buluşur; eve varır ve yatmazdan evvel bir duble viskiyle cilasını tamamlar. böylece geceyi senin tasarımına uygun bir şekilde tamamlar. onunla ilgili farklılıklara dayanan hayallerin ne kadar büyükse, banu güven de o kadar büyük olur.

    bir insan salt hâl ve tavırlarından oluşuyorsa, çizdiği imaj sadece başkalarının onun davranışlarını nasıl anlamlandırdığında yatıyorsa bir noktadan sonra insan, kendi tutumlarının ve yapmak zorunda hissettiği şeylerin esiri haline gelir (http://img12.imageshack.us/…mg12/3066/020017431.jpg). o şeyleri yapmazsa, artık o olmazmış gibi gelir. bir noktadan itibaren kişi böylece özgürlüğünü de yitirir. salt "böyle" görünmek adına, "böyle" görünür. en nihayetinde salt hâl ve tavırlarından oluştuğu için, başkalarının istediği gibi biri olur çıkar. banu güven de bir noktadan itibaren başkalarının hayallerinin dürtüklediği şekliyle yaşamak zorunda kalan biri olabilir.

    bu durum hayranları için de geçerli. seni bir banu güven hayranı olarak düşünelim. etrafındaki hem banu güven kadar güzel, hem onun kadar entelektüel olmayan kız çocuklarından "gerçekten cadı olsam bush'u kurbağaya çevirmek isterdim. tony blair ile ikisi fena olmayabilir" lafını (http://www.medyatava.com/haber.asp?id=47738) ya da "hrant’ın can güvenliği sağlanamadı değil, sağlanmadı. şimdi neden ve nasıl sağlanmadı, bunda kimlerin sorumluluğu vardı sorularının cevaplarının verilmesi gerekiyor. türkiye cumhuriyeti’nde yaşayan her yurttaşın bu soruyu ısrarla sorması gerekiyor. hrant için, yani herkes için adalet talep etmek gerekiyor. adalete olan inanç kaybolursa, geriye ne kalır?" sorgusunu (http://banuguven.com/…/19/fasit-daire-fasist-daire/) işitmezsin; işitmediğin için, senin için ideal, görüşlerine katılsan da katılmasan da, ki o görüşler sığ olsa da olmasa da, sadece bu görüşlerin bu güzellik altında sunulabiliyor olması bile senin için yeterlidir. çünkü senin aradığın şey, etrafındaki hiç kimseye benzemeyen, bir üst kadın modeli. bu benim defectus defector dediğim güdük asiliğin bir başka görünümü; içerik anlamını yitiriyor; ne saçmalarsa saçmalasın, sadece tasarımı ele alınan kişinin kendisini aşıyor. o halde sen tasarımına bağlanmış bir hayalci-tasarımcı olmaktan kurtulamıyorsun. freud bir yerde "ne yediklerini keşfetmek için yazarların eğitimli bağırsaklarını görememek çok üzücü" esprisini incelerken, birbiriyle bağlantısız iki imgenin bir araya getirilişinden saçmalık doğduğunu, esprinin oluştuğunu söylüyor. ancak esprinin oluşması içeriğin anlamlı bir bütün oluşturduğunu göstermiyor; burada da birbiriyle alakasız görünen iki (yukarıda bir kısmını sıralamıştım; belki çok daha fazla) farklı karakterin bir araya gelişinden tek bir saçma ortaya çıkıyorsa da önemli değil: bu başlı başına bir espri. banu güven bir model esprinin ürünü; içeriği ne kadar anlamsız olursa olsun, hiç problem değil. orhan pamuk'la ilgili görüşleri, sami türk'ü köşeye sıkıştırması vs. bunlar önemli değil. başlı başına bu durumun ortaya çıkması, banu güvencilerin tasarımında anlamlı. esprinin ne içerdiğiyle kimse ilgilenmiyor.

    ciddiyeti sağlayan (ciddi haber spikeri) ve onu bozan unsurlar (alternatif yaşam biçimiyle sıradanlaşmayan, diyelim ki bir rocker) birleşince bunun dikkat çekici olarak değerlendirilmesi gerekiyor. en azından hayranlarının, kendilerinin bile göremeyeceği tasarım bu. aslına bakılırsa harikulade bir tasım bu. iki öncüllü tasarımdan tek bir ortak vargı. biz farkında olmadan kendi yaşamlarımızda da bu sentez modellere bağlanırız; bazen farkına varırız. ancak iş işten geçmiş olur; tasarım bizi ele geçirdiği için hayallerin ötesine taşamadığımızı gördüğümüz için, hayallere farklı anlamlar yüklemeye başlarız. onu arzuladığımız şeye yaklaştırmaya çalışırız. fantezilerle besleriz. korkudan, kaygıdan arınır; zaten başından beri aradığımız şeyin "bu" olduğuna kendimizi ikna ederiz. bütün ilişkilerimizde bu ortaya çıkabilir; "ben zaten böyle birini sevebilirdim ancak" diyerek tercihimizin anlamlı olduğunu kanıtlamaya çalışırız. tercihimizin nasıl oluştuğunu bilsek de bilmesek de, onun esiri olmanın ne kadar anlamlı olduğunu düşünerek tatmin oluruz. çünkü huzur arıyoruz, güven arıyoruz. bulamıyorsak bile arıyoruz; hayal-kırıklıklarımızın temelinde de zaten arayışa bu denli anlam yüklememiz yatıyor, aradığımız şey güven ise o halde en anlamlı şey güvendir.

    banu güven veriyor hayranlarına demek ki, herkes kendisine huzur veren tasarımlara sığınır.

    krş. http://jimithekewl.blogspot.com/…-sentez-model.html
922 entry daha
hesabın var mı? giriş yap