• bircok sinema filmini ve tiyatro oyununu yonetmis bir direktorumuz.
    zengin mutfagi ve kupa kizigibi filmleri yonetmistir.
  • ayrica namuslu filminin senaryosunu da yazmi$tir
  • (bkz: talihli amele)
  • kardeşi için: (bkz: yavuz sabuncu)
  • bu tür şeylerin yarıştırılması, kıyaslanması falan mümkün değildir belki, belki cidden hıyarlık yapıyorum şu anda ama; sevdiği, aşık olduğu, evlendiği erkekler arasında sevgi soysal'a en derinden vurulan ve bu aşktan da en çok yara alan adamlardan biridir belki. ankara'ya bir daha yolunu düşürmemek için olanca gücüyle mücadele etmesi bile bundan kaynaklanır.

    ve tabii, büyük sanatçı.
  • 18. istanbul tiyatro festivali'nde onur ödülü verilen büyük tiyatro ve sinema yönetmeni.
  • calderan de la barca'nın hayat bir rüyadır isimli eserinin mütercimi.
  • öldüğüne dair duyumlar aldığım usta.
  • yazdığı bir oyunu devlet tiyatrosu tarafından oynandığında 19 yaşındaydı.

    daha çok sinema yıllarıyla hatırlanır.

    tanıdığımda (1974 olmalı) yeni fransa'dan gelmiş ve darülbedayi'ye katılmıştı. o günlerde kendisini oraya çağıran ve kabul eden muhsin bey'e karşı "yerinden yönetim" diye bir şey icat ederek öncülük yaptı.

    böylece her tiyatro binası (fatih, üsküdar vb) harbiye'den muhsin ertuğrul tarafından yönetilmeyecek, oralara bağımsız kadrolar atanacak, bir de yöneticisi olacaktı.

    (bu tartışmaların yapıldığı sıralarda oyuncu sevil candan'la tanıştı (ya da o zamanki adıyla candan teksoy) ve evlendi. (bkz: candan sabuncu))

    (bendeniz o zamanlar onun izniyle fatih'teki fuayenin minicik bölümünde duvara yasladığım uyduruk raflarda kitap satıyordum)

    bahar noktası'nı, yanmış tepebaşı tiyatrosu'nun marangozhanesi'ndeki deneme sahnesinde, seyirciler çepeçevre, oyun ortada, çevirmen can yücel'e yakışır bir ortaoyunu üslubuyla yönetişini nasıl unutacağım?

    sonra kaldırım serçesi yılları geldi. (gece oyundan sonra gittiğimiz engin ayça'nın evindeki makarna partilerini unutmadım.

    ve hasta oldu. çok uzun süre ayakta tedavi gördü.

    iki üç yıl kadar önce şehir tiyatrolarının galatasaray meydanındaki protesto gösterilerinden birinde hamit (akınlı) abinin yanında gördüm, "nasılsın" dedim.

    "ben iyiyim, asıl cüneyt kötü" dedi.

    ne uğursuz bir günmüş ki üçünü de son görüşüm oldu.

    1950'li yıllarının komünistlerinden hamit akınlı, "bay ses" cüneyt türel ve en sonunda da ondan bir yaş küçük başar sabuncu.

    sanırım öbür tarafta eğlenceli bir tiyatro trupu oluşuyor.

    kendisine rahmet okuyor, üçünü de artlarından hayırla yâd ediyorum.
hesabın var mı? giriş yap