belirti
-
dogal, istemdi$i, amaci olmayan, amacina öznede ula$an olgu.
-
iz, ni$ane.
-
-
(bkz: isaret)
-
charles peirce'in ortaya attigi bir gosterge turu. belirtide gosterenle gosterilen arasinda nedenli bir bag vardir (dumanin ate$i, ya da karlarin kar yagmi$ oldugunu gostermesi gibi), ama bir $ey aktarma niyeti yoktur, yani ileti$im amaci ta$imaz.
-
(bkz: semptom)
-
(bkz: emare)
-
egitim bilimlerinden ornek verirsek
sorun: ogrencinin motive olamamasi, ogrencinin konuyu sikici bulmasi ve ogrencinin konuyu anlamamasi.
belirti: ogrencinin sinifta gurultu yapmasi, arkadaslarini rahatsiz etmesi.
bulgu: ogretmenin ogrencinin cikardigi gurultuden dikkati dagilmasi, rahatsiz olmasi.
burada ogretmenin ogrenciyi bir sekilde susturmasi sorunu yok etmiyor. sadece kisa vadeli cozum uretiliyor. neden? cunku baska derste belirtiler devam edecek. dolayisiyla burada ogretmenin yapmasi gereken sorunun esas kaynagina inip cozumlemesidir. cocuk neden yeterince motive olamadi? eksikleri nelerdir? nasil tamamlariz diye problemi cozmesi gerekir. tabi, bazen sorunu tespit etmek, cozum yollari icin analiz yapmak o kadar kolay degil. veli, rehberlik ve hatta okul yonetiminin katkisi gerekebilir. -
rota'nın çok klas bir şarkısıdır. https://www.youtube.com/watch?v=_ruiwdtoyc4
-
işaret, ipucu, nişan, iz, (bkz: alamet/@ibisile).
"avrupa'da insanlar psikiyatriste bir hastalık belirtisinden dolayı giderler; amerika'da ise bir sorundan dolayı gidiyorlar." henri ellenberger
(bkz: belirtmek), belirtmek istemek, belirmek, belirli
(bkz: evvel de var)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap