• dünya üzerindeki kaynakların korunumunu,madde döngüsünü,boku ve püsürüğü borçlu olduğumuz sirkülasyon.
    en sevilen örneği ise aşağıdaki gibidir:
    yosun-küçük balık-orta boylu balık-büyük balık-en büyük balık-ayrıştırıcılar-yosun-küçük balık...
  • besin maddesinin inorganik olarak alınmasından taa nihai tüketiciye kadar taşınmasının yolu.
  • (bkz: ekoloji)
  • kurbağa solucanı yutar. akabinde balıkçıl kurbağayı ham yapacaktır. çok geçmeden atmaca balıkçılın ümüğünü sıkıverir... atmaca haddinden fazla gerzekse timsah tarafından atmacanın bacaklarının omza alınması söz konusu olabilmektedir.

    ve insanoğlu oturur national geographic'de yahut discovery'de ağzı beş karış olan biteni izlemektedir.

    (tabi bu arada allah, anılan dombili timsaha iyi demiycektir. birilerinin er geç kendisini kesip biçip çanta yahut rugan ayakkabı yapması kaçınılmazdır.....)
  • (bkz: trofik duzey)
  • kangal sucukların birbirine bağlanmasıyla oluşturultuğunda daha bir reel, daha bir tatminkar olan zincir.
  • hollywood'a göre yeniden şekillendirilmiştir.
  • halkalarini kirmayi istedigim zincir.
    bugün bir halkası oluşmak uzereyken son anda engel oldum. ben hep kartal yılanı avlarken birkaç metre ötesinde olurum diye bekliyordum, ancak olmadı tabii. besin zincirinin bir halkasını kırmaya çalıştım, sanırım başardım da. avın halini gördüğüm an zihnim bu durumu genelledi ve toplumdaki av-avcı iliskisini gözümün önüne getirdi.

    fareler ve insanlar degil de fareler ve kargalar isimli bir hikaye başladı o an orda.gagasına tukurdugum iki karga ve zavallı bir farenin hikayesiydi bu. apartman önünde ne isin var fare senin ya! ben yetismeseydim iki karga coktan yarım bıraktıkları gözünü oyma isini tamamlayıp besin zincirindeki yerlerini muhafaza edeceklerdi. nasıl da korkup duvarın kenarına sinmişti zavallı fare. basta sincap mı yoksa baska bir kemirgen mı olduğunu anlayamamistim, fakat yakinlastikta kuyruğundan ve suratından sprinter usta'nin cinsinden bir fare olduğunu anladım. kargalar yüzünün yarısını kanrevan icinde bırakmışlardı. n'oluyo lan burda diye kargalara cikistigimda ataklarını yarıda bıraktılar. ben fareyle konuşurken götün götün yaklaşıyorlardı. bir yandan gözleri bende. akılları sıra ben uzaklaşınca saldırıya geçecekler. fare çok zor hareket etmesine rağmen yavaş yavaş güvenli bir yere gidene kadar bekledim, kargaları elimde sopayla olmasa bile höt höt diyerek uzaklaştırdım. normalde kargaları severim, ancak o avlanma halindeyken ağzından kanlar saçan bir canavar gibi göründüler gözüme. hem uçup hem yürüyebiliyorsun diye senden güçsüzün başını koparacağını mı sandın! koparırdı gerçi, acı...

    olsundu, çok küçük bir halka oluşmadı belki. çok büyük bir şey olmamış da olabilir. olsundu, ıssız fare beni hatırlayacak biliyorum.
hesabın var mı? giriş yap