• "37°2 le matin" olarak da bilinen film.
  • jean-jacques beineix'in betty blue (1986) filminin bas karakteri. betty blue'yu bir zamanlar cat stevens'in ugruna lady d'arbanville sarkisini (...this rose will never die/this rose will never die) yazdigi beatrice dalle oynamistir. kimilerine gore betty blue beatrice dalle'in icinde kopan ruhsal firtinalarin filmidir. asil adi beatrice cabarrou olan 1964 brest, fransa dogumlu beatrice dalle filmde impulsif ve olasi borderline kisilik bozukluklu betty blue karakterini olaganustu oynamistir.
  • aşkın ne olduğuna ve hayatın aşk çerçevesinde nasıl yaşanması gerektiğine dair soru yağmuruna tutan, etkileyen, çarpan bir garip kitap. yazarın benzetmeleri ve betimlemeleri son derece başarılı, kitabın genelinde de oldukça sürükleyici bir anlatım benimsendiğinden birkaç günde bitirilebilecek, ancak etkisi o kadar çabuk geçmeyecek bir yapıt.
  • jean jacques beneix'in ayni adli filmi.
  • the 69 eyes vokalisti jyrki tarafından dünyanın en karanlık aşk hikayesi olarak tanımlanmış, şarkısı yapılıp paris kills'e konmuştur.
  • okuyali cok uzun zaman olmasina ragmen hala hatirladikca tuylerimi diken diken eden romandir. guzel roman degildir, cirkindir biraz...
  • kitabini okunduktan sonra da, filmini izledikten sonra da insanda her şeyi bırakıp uzaklara gitme içgüdüsünü coşturan bir yapıt. zorg'un betty'yle son sahnesinde izleyeni de bogan bir seyler vardir.
  • kitapta esas adamin ismi hic gecmez. ulen bu adamin ismi ne diye ikinci kez okumusumdur, bulamamisimdir. finali yikicidir, son elli sayfasi koparir. sanki koca kitap su son elli sayfa icin yazilmis hissi verir ama sonuna kadar da akiciligindan ödün vermez. 37 2 le matin ismiyle sinemaya uyarlanmistir ki o da betty'nin vücut ısısıdır, netekim atesli- durulmayan bi hatundur.
  • kitabı ve filmi arasındaki paralelliğin şaşırtıcı düzeyde olduğu eser.

    kadın çekici, vurdumduymaz, ancak haksızlıklar karşısında da sessiz kalmayı kendine yediremeyen sorunlu bir kişiliğe sahip. hayatında başrolü kendisine vermek kaydıyla herkese çeşitli roller biçiyor ve gerçekten o rollere göre oyunlarını oynamalarını istiyor; aksi olduğunda da başta kendi olmak üzere herhangi birine zarar verebiliyor . seviyor , seviliyor ; eğleniyor, eğlendiriyor; üzülüyor, üzüyor ...
    aşkı doyasıya yaşıyor ve yaşatıyor...
    adamsa bir anda ortaya çıkan bu kadını hayatının merkezine koyuyor; onun için çalışıyor, onun için kazanıyor, onun için yaşıyor. uzun bir süre kadının sorunlu tavırlarını görmezden geliyor. ancak ipin ucunun kaçtığını anladığı anda ,çareyi ,sevgilisinin ; hep sevdiği, kafasında olmasını istediği gibi kalması adına doğru olduğunu sandığını yapmakta buluyor.

    kısacası, sorunlu insanlarla yaşanan ilişkilerde olanların ya da olabileceklerin güzel bir dökümünün yapıldığı sıkılmadan okunabilecek ve izlenebilecek yapıt.
  • yazan: philippe djıan
    (ayrıntı yayınları ,i. basım,1999)
    fransızcadan çeviren:ayşen ekmekçi
    romanın arka kapağından alıntı:
    “kaderine razı olmayanların, öfkesini kontrol etmek istemeyenlerin, yüreğinde ateş yananların romanı...”
    “romanın bir yerinde erkek:’hayatta birtakım hedeflere saplanmak, kendini zincire vurmaktır.mutluluğun var olmadığını , cennetin var olmadığını, kazanılacak ya da kaybedilecek hiçbirşey olmadığını ve hiçbirşeyin özünün değiştirilemeyeceğini anlamak gerekir .ve bundan sonra insana sadece ümitsizliğin kaldığına inanmak, bir kere daha yanılmaktır.çünkü ümitsizlik de yanılsamadır’ der.”
hesabın var mı? giriş yap