düş
-
bütün düşler birbirinden farklıdır. kimsenin rüyası, bir başkasınınkine uymaz (rüyalar zaten onları görenlerden başka kimseyi bağlamaz), ayrıntılarda çok derin başkalıklar vardır ki, asıl bunlar önemlidir. çünkü düşler, ayrıntılardan oluşur. tıpkı insan yüzleri gibi.
-
rüya'nın türkçesi.
-
ezginin günlüğü parçası.*
-
düş sokağı sakinleri nin hemen her şarkısında geçen kelime.
-
hayallerdir ve sözler kendine verilen; paramparça olduklarında en çok acıtan, yarası en zor kabuk bağlayan
-
peşinde olunan..
-
gerçeği olmayan.
-
ester'in* düşü:
"...
gökte, gökkuşağının üstünde
yedi renkli musa'lar
yedi lambalı, yedi güvercinli muhassen2den
yedi renkli sesler üflüyorlar aşağıya
aşağıda
seniha
bir elinde sigarası
oturmuş kıpkırmızı bir bahçe koltuğuna
önünde
masa masa masa - çok değil, hepsi bir masa -
mermer bir masa
gümüş bir masa
zümrüt bir masa
seniha birasını içiyor - bir eli birasında -
sonsuz bir bira
sessiz bir bira
cam akışlı bir bira
saçlarında başaklar, tavus tüyleri
gözleri
gözleri ses veriyor
seng-i lavicerdî gözleri
son yudumunu da alıyor birasından
yere dökülüyor ipek şalı
yere sızıyor
yeri alıyor
birlikte götürüyor yeri
katlar gibi bir halıyı durmadan
parmaklarından altın bir anahtarlık sarkıyor
ve anahtarlar anahtarlar
- çok değil, hepsi hepsi bir anahtar -
fildişi bir tahtırevana biniyor
kaldırıyoruz onu dört kişi
ben, cemile ve cemal
bir de sonsuzluk
tutuyoruz havada bir süre onu
o gülümsüyor bize durmadan
ve kalabalığa
yaldızlar dökülüyor dudaklarından
lambalar, güvercinler dökülüyor
çiçekli laledanlar, çeşmibülbüller
kristal boy aynaları
ve gelin telleri, pırlantalı taçlar
sedef kaklmalı bir tramvay geçiyor yakınımızdan
ince bir org sesini sürükleyerek
benekli bir örtü çekiyor üstüne dünya
hepimiz kayboluyoruz.
..."
bezik oynayan kadınlar, edip cansever -
-
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap