• david hume; ingiliz filozof 1711-1776
  • skeptic, inductioni elestiren, iki dakka rahat durmayan filozof
  • kendisi britanyalidir* ve bütün *britanyalilar gibi empiristtir... ingilizler bu empiristliği o yillarda kitada hüküm süren rasyonalizme killik olsun diye mi bulmuşlardir, burasini kimse bilemez... elbet bakiniz locke, empirizm, rasyonalizm
  • hume'un de, yanlış hatirlamiyor isem, "ulan ya çevremizdeki bütün gördüklerimiz aslinda aklimiz tarafindan uydurulan görüntülerse?" gibisinden bir düşüncesi vardir ki, hemen bakiniz whatisthematrix, whereisthematrixfrom. nasil ki bir insan, mesela rüyadayken gerçekten o olaylari yaşadiğini zannediyorsa, ya da hipnoz altinda iken nasil "elin aciyor" dendiğinde elinin acidiği hissine kapiliyor ise akil da ayni şeyi yaratiyor olamaz mi? düşüncesi vardir, bir parça descartes'i andiraraktan... ayni zamanda hume ne tanri var demiştir, ne de tanri yok demiştir, kendisi olaylardan sonuçlar çikarmak konusunda hiper sabirlidir, hatta hiçbir olaydan hiçbir sonuç çikarmamiştir diye de bir genellemeye gidebiliriz, (bkz: bütün genellemeler yanlıştır) olaylarin arka arkaya gelmesinde aradaki bir neden sonuç bağından olduğu kadar, en az onlar kadar tesadüfi etmenlerin de olduğunu farketmiştir hume, bu da dünyanin düzenini bulmaya, doğa yasalari çizmeye çalişan akilli uslu insanlara yaptiği bir ipneliktir...
  • hume'un özgürlük konusundaki fikirleri de ilginçtir, hume'a göre, insan doğanin elverdiği ölçütler arasinda özgürdür, yani bir insan istediği gibi elini kaldirabilir ama yağmur olup yağamaz... her otostopçunun galaksi rehberinde dendiği gibi, üç boyutta serbestçe hareket edebilir, dördüncü bir boyutta sadece ileri gidebilmektedir, beşinci ve altinci boyutlari sormayin bile... zatn hume da sormamiştir...
  • insanın 2 tür algılayışı olduğunu söyler. bunlar izlenim , yani dış gerçekliğin anlık algılanması ve fikir yani dış gerçekliğin anlık algılanmasının hatırlanması.
  • 1711 - 1776 yillari arasinda yasamis iskoc aydinlanmasinin onemli ismi, filozof, tarihci ve iktisatci. edinburgh kolejinde saglam bir ogrenim gordukten sonra* fransa'ya gitti ve orada insan biliminin kurulmasi icin newton dusuncesinden ve kurallarindan yararlanilmasi gerektigini savunan a treatise of human nature* adli bir yapit kaleme aldi. tanritanimaz oldugu gerekcesiyle felsefe kursusu edinme istegi iki kez geri cevrildi. history of england adli kitabiyla unlu oldu*. fransa'da rousseau ve ansiklopedicilerle dostluk kurdu. hatta rousseau icin ingiltere'de siginacak yer buldu ama daha sonra cesitli anlasmazliklar nedeniyle onunla arasi bir daha duzelmemecesine bozuldu (rousseaunun tutarsiz ve supheci davranislari buyuk etkendir derler). malebranche, locke ve berkeley'in dusunce mirascisi descartes'in dusmani olan hume newton modeline uygun bir insan dogasi bilimi kurmak istiyordu. bu amacla deneyi olcut olarak aldi, son neden kavramini ilke kavrami benimsedi ve "nicin?" yerine "nasil?" sorusunu koydu. nitekim inanc mekanizmasini * aliskanliga bagli olarak, hep ayni seyin tekrarlanmasini beklemek olarak acikladi. ama bu inanis ne sezgiyle ne de kanitlanarak aciklanabileceginden akildisi birseydi, sagladig kesinliginde matematik bilimlerinin kesinligiyle hicbir ilgisi yoktu. zorlayici olmakla birlikte moral bir nitelik tasiyordu. hume ilimli kuskuculuga dayanan bu anlayisi, ahlaka, siyasete, ekonomiye ve ozellikle dine uyarladi. nedensellikle ilgili elestirisi kant uzerinde cok buyuk bir etki yapti, ekonomik yapitlarda adam smith'i dogrudan etkiledi.
  • kant a göre kendisini dogmatik uykusundan uyandıran, çağrışım psikolojisinin kurucusu. alışkanlıkların aklı körelttiğini savunan ve sürekli nedenselliğin eleştirisi yapan, bir şeyin dış dünyada karşılığı yoksa o uymadır diyen iskoç filozof ..
  • hume'a göre fikirler(idea), izlenimlerin(impression) soluk yansımalarıdır. aslolan gördüğün ve deney yoluyla öğrendiklerindir.
hesabın var mı? giriş yap