• yaz gelince akıllara girip oradan bir tülü çıkmayan üçlü. bir tür tatil sendromunun simgeleri. özellikle bu üçlüye aşk da eklenirse elem verice sonuçlar ortaya çıkabilir.
  • kimi zaman katlanılmaz hale de gelebilen üçlü...sıcaktan bunalmış bir halde denize gidecek enerjiyi zar zor bulup kumun sıcaklıgından denize kadar zor yuruyup sonra da denizin pisligini gorunce bu uçluden kaçıp karlı fırtınalı gunlere kavusma istegi artabilir
  • istanbul'da kasımda başlayan ve mart sonuna dek devam eden kış sonrası insanların özlemi
  • bir adaya düştüğümüzde isteğe bağlı olmadan, pakete dahil gelen üç şey.
  • tuzlu beden;
    kumlu ayaklar;
    güneş kokan saçlardır.
    (bkz: arınmak)
  • herbir ögesinden ayrı nefret edilesi üçlü. güneş tepenizde pişrir, terletir, gözlerinizi bile acmanızı engeller. denize girip serinleyelim dersiniz suya girince üşürsünüz. çıkayım öleyse diyince kum girer devreye her yerinize kacar, yapışır. zaten tuzlusunuzdur güneş daha da yakıcı olmaya başlar.
    bu üçleme allaha yakın bana uzak olsun.
  • kumsalda şemsiyenin altinda yatıp kitap okumak, fazla sıcakladığında şöyle bir denize girip serinleyip üstünden sular damlarken tekrardan minderlere uzanaraktan yine kitap okumak, mayışınca biraz kestirmek, akşam üstü hafifçe esen kumsalda yürüyüş yapmak, taş toplamak...

    (bkz: çalışıyorum)
    (bkz: ofisteyim)
    (bkz: ağlamak istiyorum)
  • hasret kaldigimiz uclu, bir nev-i baba ogul ve kutsal ruh
  • yaz aylarında turizm sektörünün üç silahşörleri. herbirinin ingilizce karşılığının s harfi ile başlamasından mütevellit sss olarak anılmaktadırlar. peki ama bu üçlünün d'artagnan'ı kim olacak derseniz, dördüncü s olan sex ne güne duruyor derim.
hesabın var mı? giriş yap