• (bkz: franz kafka) romani. filmde (bkz: romy schneider) zerafetiyle goz kamastiriyor. filmde sinema tarihinin en uzun yurume sahnesi vardir. yurunen korridor 2 km falandir.. eger bol bol devlet dairesi geziyorsaniz pek ilginc gelmeyebilir.
  • insan ile hayatin ve insan ile kaderin hayatta belirlenen rolune ve bunla beraber giden insan ozgurlugunu buyuk usta kafka'nin dava 'si kadar yaklasabilen bir baska yapit daha yazilmadi...(bkz: ne dedim ben)
  • kafka'nın felice bauer ile bozdugu nisanın ardından bes ayda yazdıgı kendi yasamına göndermelerle kurguladıgı insanın varolusuna iliskin bir roman.
  • varolu$culuk uzerine yazilmi$ olan a$mi$ eser..
  • almanca dava demek.
  • önemli psişedelik franz kafka romanlarından. nedeni olmayan, zaten neden de gerektirmeyen bir dava.

    josef k.'ya birileri iftira atmış olmalıydı.
  • insanın sırf yaşamak dolayısıyla sorumluluğunu aldığı doğuştan suçluluk duygusunu ve onunla kendi özgürlüğü uğruna olan savaşını konu alan kafka romanıdır. aslen hiç kurgulanmamış ve yazar tarafından gözden geçirilmemiştir. hatta yazar bu tamamlanmamış fragmanlardan oluşan eserini, diğer tüm eserleriyle beraber vasiyetiyle dostu max brod'a teker teker yakması ve sonsuza kadar yayınlamaması için teslim etmiş, böylelikle ondan yaşamı boyunca bütün yazmış olduklarını bulup, toplayıp yok etmesini rica etmiştir. ancak max brod, kafka'nın ölümünün ardından bu ricayı yerine getirmeyerek, kendi çabasıyla hemen tüm kafka eserlerini orijinaline zarar vermeksizin düzenleyip yayınlatmıştır. işte dava (der process) da bunlardan sadece bir tanesi olmuştur.
  • franz kafkanın karanlık romanlarından biridir..
    beni en derinden etkileyen sözleri bunlar olmuştur:

    yapılmamış, unutulmuş itirazlar mı vardı? şüphesiz vardı böyle itirazlar. gerçi yerinden oynatılamazdı mantık, ama yaşamak isteyen kimseye de karşı duramazdı. neredeydi yargıç? neredeydi yüksek mahkeme? konuşacaklarım var! el kaldırıyorum işte!
  • bana sinema izleme zevkime benzer bir zevk tattıran kafka romanı. hep biraz sonra herşey çözülecekmiş gibi durup, gittikçe herşeyin karmaşıklaşmasıyla david lynch filmlerine benzetilebilir.
  • şahane bir orson welles yorumu var bu kitabın.* k. yı canlandıran abimiz de anthony perkins. siyah beyaz durumlar var en malcasından söylersek. film welles'in küsüp avrupalara kaçtığı dönemde fransa'da (şimdi bakındım 1964'de) çekilmiş. ışık, oyunculuk, idare vesaire şahane. bun* bunu fransa'da mı bulur* * diyelim ne diyelim diyerek kapamaya çalıştığım entrye son ilaveyi finalin farklı olduğunu ve fekat pek de güzel olduğunu söylemek suretiyle yapmış olayım.
hesabın var mı? giriş yap