• ismet zeki eyuboglu nun bir eseri.
  • okuyanın niyetine kalmıştır.
    kokan gül ve öten bülbülden isteyen istediğini anlar.
  • dönemine göre iddialı sayılabilecek, günümüz için ise oldukça alışıldık ögeler içeren ismet zeki eyüboğlu eseri. eseri sadece erkeğin erkeğe duyduğu sevginin divan şiirindeki yeri olarak değerlendirmek eksik olur. eyüboğlu divan şiirinin genel özelliklerini ve türk aktöresine(ahlak) ne kadar aykırı olduğunu anlattığı eserinde her ne kadar tarafsızlığını koruyamamış olsa da osmanlı toplumunda türk'e ve türklüğe bakışı çok iyi özetlemiş.
  • ismet zeki eyüboğlu'nun, homofobi ve nefret söylemiyle dolu 1968 tarihli kitabı.

    divan şiirinde homoseksüel ilişkiyi araştırıyor görünen kitabın provakatif adı bile bir küfür aslında. yani daha baştan araştırdığı şeye ilişkin hükmünü vermiş durumda: s a p ı k ! sapık sıfatıyla aşağılanan sevgi, osmanlı elitleri içinde yaşanan erkeğin erkeğe sevgisi ve bu sevginin şiirsel ifadesi.

    dönüp dönüp aynı şeyleri tekrarlayan, kurunun yanında yaşı da yakmakta zerre beis görmeyen ucuz, sarsak ve çelişkili eleştiriler yumağı bu kitaptan bazı vecizeler:

    "önemli olan o çağın yaşama ortamında sapık sevginin geçer akça olduğu, birtakım yasakların bulunmadığı bu yüzden de bu gibi davranışların çağın gidişi içinde yerinde görüldüğüdür." (s.59)

    "bu bakımdan günümüzün ahlak anlayışı içinde, duyguların etkisine kapılarak bir
    takım yasakları, ya da beğenmeyişleri geçmişe yüklemek, bilimci davranışı olan kimselere yakışmaz doğrusu. geçmiş olduğu gibi anlaşılmalı, gizlilikleri, kapaklıkları ile incelenmemelidir. günümüzün görüşlerine uymayan bir olayın köklerini geçmişte
    de aramaya kalkışmak yobazlığın belirtisidir ancak. bize kalırsa avni de öteki ozanlar gibi sevmiş, onların duyduğu acıları, sevinçleri duymuş, sevgilerle yaşamıştır. şiirlerinden çıkarılan sonuç budur." (s.63)

    "zati’nin yaşadığı onaltıncı yüzyıl başları böyle yoğun bir sapık sevgi çalkalanışı içindedir. sarayda bile bu türlü sevişmeler alıp yürümüştür." (s.71)

    "sapık sevgi, insanın yoldan çıkması değil yalnız. bir takım eylemler karşısında gereken yoldan ayrılarak gerekmeyeni işlemekten sevinç duymak, başkalarının sevişmelerini dıştan görmeye bayılmak, başkalarına sevişme için kolaylıklar sağlamak, yollar göstermek de böyle bir anlam ortamında düşünülür." (s.77)

    "ozanın bulunduğu ortamda, onun bakış açısından görülünce bu türlü sevgilerin sapık olmadığı söylenebilir. sapık sevgi çağımızın anlayış ölçüleri içinde kullanılan bir deyimdir. buna o çağlarda «uygun sevgi», çağın ahlâk kurallarına «dayanan sevgi» demek de yerinde olur. her eylem, her davranış çağının damgasını, anlayışını, özelliğini, dünya görüşünü dile getirir. insanların anlayışlarını çağlarının ölçüleri dışında görmek, açıklamaya çalışmak çokluk yanılgılı sonuçlara götürür. bu gibi tutumlar, davranışlar doğdukları çağın düşünce ortamında daha kolay açıklanır. divan ozanlarına, bugünün ölçülerine göre ahlakili diyemeyiz. onlar kendi çağlarının ahlâkını yaşamış kimselerdir. gerçekten ahlâksız denecek kimseler çağlarının dışında kalmış, çağlamın gidişine sırtını dönmüş, geleceği göremeyen, geçmiş bir örümcek ağı gibi geleceğe (aktarmaya çalışan, düşündüğünü yaşamayan, başka söyleyip başka türlü davrananlardır. însan ya olduğu gibi görünmeli ya göründüğü olmalıdır. divan şiirinde göründüğü olma, ya da olduğu görünme ahlâkı yoktur. bütün davranışlar bir kapalılık, bir söz oyunculuğu içinde sürüp gider." (s.83-84)

    "doğa kurallarına uygun olarak kadının, kızın erkeklerle sevişmelerini yasaklayan, önleyen, engelleyen toplumlar işte osmanlı devleti gibi daha çocuk yaşta erkeklerini birbirleriyle sevişmeye doğru hızla itmiştir." (s.97)

    "osmanlı devletinde görülen, yukardan beri örnekleri ile açıklamaya çalıştığımız konu toplumun ekonomi yapısından doğmuş bir olaydır. devleti ayakta tutan altyapı, geçimin sağlanması gereklililiği, çalışma düzeni, lonca kuruluşları içinde kadınların bulunmayışı, kadının çalışma alanının dışına itilip erkekle olan toplumcu bağlantılarının kökünden koparılması, ya da doğamaması, iki tür arasında geniş bir uçurumun bulunması bu sonucu yaratmıştır."
hesabın var mı? giriş yap