• hiç abartısız, dinlediğim en hisli, en samimi, hüznü aşırıya kaçmadan en münasip hedefe gönderen, milim şaşmayan, ağlatan, en derini inleten, sesi titreten, denge şaşırtan, baş döndüren, mide karıncalandıran, kelebek uçurtan, fevkalade nefis şahane bir eser. (bkz: kelimelerin yetersiz kalmasi)

    dinleyeni, güftekârı karacaoğlanı bunca yıl "orda burda sevdiği varmış, bu mu aşktan anlayacak" diye haddini aşıp küçümsediğine feci pişman edecek, bütün laflarını yalatıp yutturacak, aşıklığı önünde saygıyla eğdirecek; bestekârı muhlis sabahattin ezgi beyfendiye nasıl olur da sözlükte bir şey yazılmaz diye üzecek, bari ben bi koşu doldurayım diye heyecanlandıracak harikulade bir calisma essiz gramer.

    buyrunuz, her tarafından letafet akan sözleri de işte şu kadarcıktır:

    ey benim bahtiyarım gönlümün tahtı yarım
    yüzünde göz izi var sana kim bakdı yarım
    kalbinde aşk izi var seni kim yakdı yarım
    yüzünde göz izi var sana kim bakdı yarım
  • bu kadar kisa bir sarki bu kadar etkileyici nasil olur? dunyasi basina yikilmis, ama hala kizamadan sevdicege kirilmaktan etmekten oteye gidemeyen bir garibana sesiyle hayat verir. sarkinin sonu geldiginde artik insan sanki sitem edilen kendisiymis gibi uzulur, siner.
  • hayatım boyunca bukadar güzel bir şey duymadım desem yeri olacak şarkıdır. bu ne sevmek ya rab...
  • insanın içine işleyen bir sevdanın dile getirildiği bu sözlere, yine insanın içine işleyen bir müzik eşliğinde şahit olmak, hele de münir nurettin üstadın sesiyle dinlemek ne büyük bahtiyarlık. ve fekat dinlerken insan " ah o kadar sevilen ben olsaydım" diye içinden geçiriyor, ama nafile... yanlış zamanda yaşamışım hissiyatını da yaşatıyor insana bu şarkı aynı zamanda.
  • üstad münir nurettin selçuk'tan güzel söyleyenine rastlamadığım kürdîli hicazkâr eser.

    "kalbinde aşk izi var, seni kim yaktı yârim..."

    http://www.youtube.com/…skeialkqjj4&feature=related
  • "yüzünde göz izi var,
    sana kim baktı yarim?"

    diyerek insanı bitiren şarkı.
  • benim için 93-95 arası bir zamanda, okuldan eve dönülen akşamlardır bu şarkı.
    ruhen bir benjamin button hikayesiyim sanırım.
  • karacoğlan münir nurettinle birleşirse ortaya bu çıkar dediğim muhteşemlik abidesi eser. ders çalışırken bir anda bilirubinlerden daha ilginç olan;
    --- spoiler ---
    yüzünde göz izi var sana kim baktı yarim
    --- spoiler ---
    dizesiyle ciğerinizi elinize verebilir, dikkatli olmak lazım.
    (bkz: münir yavaaaaaaş)
    (bkz: ciğerimi söktün yavaaaaş)
  • saz semaisi her zaman şarkıdan sonra dinlenecek değil, listeden murat aydemir'in necdet yaşar üstada ait kürdili-hicazkâr saz semâisi icrasını seçiyor.
    birinci hane, teslim, ikinci hane derken tekrar teslimle bir miktar demleniyor ve murat üstadın mızrabı üçüncü haneye geçmeden kulağı ve ruhu mezkur esere hazırlık için tamam oluyor; artık yanmak vakti gelmiş.
    münip utandı üstad, buyursunlar efendim... münip hoca elbet sanatını icra ediyor, söylüyor ki bir yandan maişetini temin ediyor. ama dinleyene öyle mi? gece onun için gayya kuyusuna dönmüş.
    karacoğlanlar göç edeli dört yüz seneyi bulmuş. herkes herkesin gönül tahtına konar göçer olmuş. gökkubbede yüzüne göz, hatta gözler değmeyen kalmamış. öyle ki kimsenin kimseye "sana kim baktı" diye dertlenesi yok.
    anlıyor ki hayalhanesinin ilk gençlikten kalan bazı sakinleri ömrünü çoktan yitirmiş, onları suya düşürme vakti gelmiş geçiyor. fâni de olsa gönüle bu gerçek acı geliyor.
    münip utandı bir başka kürdili hicazkârı söze alıyor; "ben bir yuvasız kuş gibi"
    iç sesi "bağışla üstad" diyor, "burada ara verelim, gayya kuyusunda biraz daha ilerlersek sabaha dönüş yapamayacağız. bu gecelik kâfi olsun."
hesabın var mı? giriş yap