• yönetmenliğini oliver hirschbiegel'in yaptığı film. başrolünde james nesbitt ve babacan jedi liam neeson var. sundance'den birkaç da ödülle dönmüşlüğü var bu filmin.

    film kuzey irlanda'da geciyor. dinsel hoşgörüsüzlük nedeniyle, katolik bir adamı öldüren alistair ile ölen adamın kardeşi joe'nun hikayesi. ikili yıllar sonra bir reality show'da buluşmak için bir araya gelirler, ancak işler karmaşıklaşır.

    bu film revanche'ı andırıyor biraz.
  • iyi oyunculuklarına (bilhassa james nesbitt döktürüyor) ve iyi niyetli bir alt metni de olsa sıkılmadan izlemek konusunda tereddüt edebileceğiniz bir film.

    --- spoiler ---
    girişten abi giffen'in öldürüldüğü sahneye dek yaşanan süreç dink'in öldürülmesine benzer bir süreç ve iki cinayet arasında paralellikler dikkatinizi çekecektir veya çekmiştir eminim.

    abisi içerde kurşunlara hedef olurken kendisi evin kapısının önünde denyo denyo top sektiren joe(küçük giffen-geleceğin nesbitt'i) cinayetin faturası validesi tarafından kendisine ihale edilip nefret objesi halene dönüşerek ana sevgisinden mahrum kalıyör.n'oluyör?joe çoktan çoluğa çocuğa kıla kırçıla karıştığı halde, anasının kendisine yönelttiği nefretle geçen yirmi beş-otuz senenin faturasını meşru sahibi alistair'e emaneti monte etmek suretiyle ödetmek arzusuyla tutuşuyor.irlanda tv cemiyetinin yerel deniz akel'leri bir tv programında artık cezasını çekerek hapisten çoktan çıkmış olan alistair little ile joe giffen'i karşılıklı buluşturulup reyting'in dibine vurmak istiyorlar.

    bu (bu joe oluyor) social personality disorder sahibi bir vatandaş olup utanmadan bir de az sonra cinayet işleyecek olmanın heyecanıyla adrenalin tavan yapınca başlamak üzereyken programı terk ediyor.herşey iptal,deniz akel'ler berserk..joe sikerim hatrınızı çıkmıyorum,senedim mi var lan ibneler deyip gidiyor.

    gel gör ki içinde cayır cayır yanan intikam ateşi dinmek bilmiyor.kanlısı alistair'le bir buluşma ayarlıyorlar,ya affet ya gebert temalı.joe belli dolmuş,hem de tepecik vasıtası gibi(bilmeyene izahat,izmir'de kerhanenin son durağa yakın olduğu güzergah).alistair'i gebertmeye and içmiş,öldürmeye çalışıp öldüremeyince kafes dövüşçüsü gibi sonuna kadar kapışmasıyla bu mana daha da pekişiyor.

    neyse sonunda öpüşüp kardeş olmasalar da joe,alistair'i affedip olur olmaz gebertme teşebbüslerinden vazgeçeceğine hem bizi hem de hasmını ikna ediyor...

    geçen kahvede böyle anlattım,çok beğendiler(anlatımı,filmi değil)
    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---
    ingiliz/irlanda aksanına herhangi bir alerjiniz yok ise;

    kısa kesik bir sürü lafların yanyana gelerek oluşturduğu uzun diyaloglardan hoşlanıyorsanız;

    muhtemelen seveceğiniz film. anasının kıymetlisinin öldürülmesinden sonra, ergenliğini boyunca annesinin dırdırı ile kişiliği örselenen giffen'in reality şovda abisinin katili ile karşılaşmaya çalışma süreci konu ediliyor. her ne kadar politik olsa konu, aslında giffen gençliğinin intikamı peşidedir. belki loser görüntüsününden kurtulmak adına. ki aslında karısı, iki çocuğu ve işi ile hiç de loser değildir. laflar arasında çocuklarının kendisine saygı duymasından bahseder.

    filmin politik bölümü ise çok basittir, sadece karşı kutuptan katolik öldürme niyetinde olan genç yeniyetmemiz, çete olarak verdikleri ultimatonu yerine gecikmeli de olsa yerine getirecek olan katoliği sadece çetesinde kabul görmek, alkış almak için öldürür.

    karşılıklı diyaloglar, insanları bugünlerini anlatmak için önce geçmişlerini anlatmak üzere yola çıkan iyi film. aksiyon filmi beklemeyin yok öyle bir şey.
    --- spoiler ---

    http://www.imdb.com/title/tt1238291/

    bu sene filmekiminde elimizi öpecek filmlerden
  • bu filmi nitelemek için en son kullanacağım kelime "sıkıcı", kullanacağım ilk kelime "düzgün" olur... çok düzgün bir film bu hakikaten.. ne olması gerekenden kısa, ne de uzun. diyaloglar çok derli toplu, akıcı ve net. kesinlikle dolambaçlı değil, sade, ama ne ifade etmek istediğini bilen laflar çıkıyor karakterlerin ağzından... çünkü irlanda meselesi zaten özünde çok netti... bunu göstermek için bu kadar sade bir film yeterli.. politikaya ilgi duymayanları sıkabilecek bir film, ama yine de izlemek için özel bir ilgi de gerektirmiyor... bana ise, "frost" isimli filmi anımsattı epey, özellikle çekimle ilgili sahneler..

    bundan sonrası az spoiler içerebilir: bu filmde benim en çok hoşuma giden bölüm, kesinlikle alistair'in kameranın önüne ilk oturuşunda söyledikleriydi. film, aslında en başından alistair'i kötü adam olarak konumlandırıyordu, düşünmeden bir cana kıymış, üstelik bu hatıralar sayesinde deli gibi para kazanmış, ülke ülke gezip arabuluculuk yapan eski terörist, yeni statü sahibi adam... yalandan da bir özür dileme falan.. oysa karakterimiz hiç öyle değil, duygularında çok samimi, çünkü günahının bedelini adeta bir vazie dönüşerek gidermeye çalışıyor, tıpkı günahkar bir adamın, dine dönünce çok daha inançlı biri olması gibi.. ve mesajını hiç lafı dolaştırmadan, dümdüz veriyor. aşağı yukarı şöyle diyor: "neden mi ülke ülke gezip seminerler veriyorum? benim gençliğimdeki gibi düşünceleri olan gençleri o örgütlere katılmadan duyabilmeleri için... çünkü bir kere o örgütlere katıldıktan sonra onlara sesinizi duyurma şansınız yoktur. artık, o örgüte dahil olan herkes iyi, karşısında olan herkes kötüdür. bizden ölen herkes kurban, onlardan ölen herkes ise kazançtır. karşı taraftakilerin iyi birer karakterinin olup olmaması, çoluğu çocuğu ailesi, onların ne kadar üzülecekleri düşünülmez. ya ordasınızdır ya burda..."

    bunca film izledim, bu konuda mesajını böylesine net, böylesine iyi veren film görmedim arkadaş... alistair karakteri, bence kesinlikle fenomen olabilecek kadar iyi bir karakter olmuş...
  • bu film geçmişindeki yaradan kurtulduğunda nereye gideceğini bilememeyi anlatır. ister politik, ister kişisel her cinayet insanidir diyerek fikrini ortaya koyar.
  • irlandalı joe griffen * abisinin ölümüne tanık olur ve bu travmayı üzerinden atamaz. bir televizyon programı da onu öldüren fanatik ingilizi * bularak bu iki kişiyi bir tv programına çıkarmak için buluşturmaya çalışır.
    film yine ira temalı politik film gibi dursa da aslında bu iki erkeğin hesaplaşmasını anlatıyor.
    yönetmenin medya eleştirisi ve geçmişin izlerini arayışı oldukça ustaca. tempoyu arttırış ve azaltışları gerçekten etkili. oyunculuklar her zaman ki ingiliz profesyonelliğinde.
    filmin sundance'ten en iyi yönetmen ve sinema yazarları ödüllerini aldığını da hatırlatmak isterim.
  • http://www.yenisafak.com.tr/…2010&y=ducanecundioglu filmi bambaska bir pencereden gören gösteren guzel bir yazı
  • --- spoiler ---
    ölen adam liam neesondan insanları şoke eden bir finalle bitiyor.. hehe... ben daha izlemedim ama herif ölseydi kesin bilirdik!
    --- spoiler ---
  • çoğu yerde adı ölüme beş kala olarak çevrilmiş.
  • sade bir öykü... çok başarılı bir cast..yalın anlatımlı bir hikaye, kolay anlaşılır fakat çok vurucu... her dünya vatandaşına, hele de şöyle bir süreçte şiddetle tavsiye edilir... izleyin, izletin...

    **spoiler** filmin ilk yarısında kurbanın, sonra öldürenin yanındasınız... filmin sonunda ikisi adına da mutlu oluyorsunuz...
hesabın var mı? giriş yap