• derste varoluşçular hakkında "kahvehane filozofları", karl popper hakkında da " "açık toplum ve düşmanları"nı bizde doktora tezi olarak verseydi çaktırtırdık" diyerek aşağılamaya çalışmasıyla ağzımızı açık bırakan felsefeci.
  • hacettepe üniversitesi edebiyat fakültesi felsefe bölüm başkanı.
    1956 yılında balıkesir'de doğdu.
    1973’te balıkesir muharrem hasbi lisesi’ni bitirdi.
    1978 yılında hacettepe üniversitesi sosyoloji bölümü'nden mezun oldu. sosyoloji yanında felsefe, psikoloji ve pedagoji yan dal sertifikalarını tamamladı.
    1978-1981 arası başbakanlık devlet istatistik enstitüsü'nde çalıştı ve hacettepe üniversitesi, sağlık bilimleri enstitüsü nüfus dinamiği programında yüksek lisans eğitimini tamamladı.
    1981 yılında hacettepe üniversitesi felsefe bölümü'nde ikinci yüksek lisans eğitimine ve asistan olarak çalışmaya başladı.
    1985 yılında felsefede yüksek lisans derecesini aldı.
    1986 ve 1987 yıllarında almanya’da goethe enstitüsü bursuyla berlin ve mannheim goethe enstitüleri’nde ikişer aylık dil kurslarına katıldı.
    1988-1990 yılları arasında daad(alman akademik değişim servisi) burslusu olarak freiburg goethe enstitüsü’nde iki aylık dil kursuna katıldı ve almanya’nın mainz kentindeki johannes gutenberg üniversitesi'nde iki dönem prof. dr. richard wisser’in danışmanlığında doktora teziyle ilgili çalışmalar yaptı, çeşitli doktora seminerlerine katıldı ve latince öğrendi.
    1990 yılında da prof. dr. ioanna kuçuradi’nin danışmanlığında yazdığı doktora çalışmasını tamamlayarak felsefede doktora derecesini aldı.
    1991 yılında daad bursunun bir yıl daha uzatılmasıyla almanya'nın johannes gutenberg (mainz) üniversitesi'nde doğruluk ve kesinlik sorunu üzerine çalışmalar yaptı.
    1992’de etik ve metaetik’i yayımladı.
    1993 yılında felsefede doçentlik derecesini aldı.
    1995 platon'dan habermas'a felsefede doğruluk ya da hakikat’i yayımladı.
    1996’de daad’nin 2 aylık araştırma bursuyla almanya’nın johann wolfgang goethe (frankfurt) ve tübingen üniversitelerinde "kant etiği ve diskurs etik” üzerine çalışmalar yaptı.
    1997’de husserl’in die idee der phänomenologie adlı yapıtının çevirisi (bir giriş yazısıyla) fenomenoloji üzerine beş ders adıyla yayımladı.
    1998’de nicolai hartmann’ın erkenntnis im lichte der ontologie adlı yapıtının çevirisi (bir giriş yazısıyla) ontolojinin işığında bilgi ve max scheler’in die stellung des menschen im kosmos adlı kitabının çevirisi (bir giriş yazısıyla) insanın kosmostaki yeri adıyla yayımladı.
    2000’de etik ve meslek etikleri-tıp, çevre, iş, basın, hukuk ve siyaset adlı kitabı yayıma hazırladı.
    17.4. 2002’de profesör oldu.
    17.4 1999- 17.4 2002 tarihleri arasında hacettepe üniversitesi edebiyat fakültesi yönetim kurulu’nda doçent temsilcisi olarak görev yaptı.
    3. 10. 2003 tarihinde felsefe bölümü başkanlığına atandı.
    1991 yılından bu yana türkiye felsefe kurumu yönetim kurulu üyesi ve kurum saymanı.
    1998 yılından bu yana hacettepe üniversitesi insan hakları ve felsefesi uygulama ve araştırma merkezi yönetim kurulu üyesi.
    halen h. ü. felsefe bölümünde etik, bilgi felsefesi, insan felsefesi, 18. yüzyılda felsefe, 20. yüzyılda felsefe gibi dersler vermekte, günümüzde etik, meslek etikleri, etiğin bilgikuramsal temelleri ve insan hakları konularında araştırmalarını sürdürmektedir.
  • derslerini power point teknolojisiyle işleyen felsefe akademisyeni. öyle ki elektrik kesilirse ya da bilgisayar bozulmuşsa ders iptal olur, o derece teknoloji kullanıcısı çağdaş bir hocadır yani.
  • aşağıdaki metinleri bir makalesinde kullanmış şahsiyettir:

    "...etik ... ahlâkla eş anlamlı görüldüğünde- etiğin de göreli olduğundan söz edilmesi de." ("doğaldır" diye bitirin cümleyi)

    "etik, mantık ve ontolojiyle birlikte, felsefenin en eski ve en temel disiplinlerinden birisidir."

    "...neyin erdem olduğu neyin erdem olmadığı..."

    "sokrates hem konuşmalarıyla ortaya koyduklarıyla hem de yaşamıyla erdemin ne olduğunu, erdemli yaşamanın nasıl olanaklı olduğunu gösterir bize. bilgisiz erdemli olunamayacağını, kendisi de bir erdem olan bilgelik ile diğer erdemler arasındaki zorunlu bağlantıyı vurgular. 'kendini bil' buyruğunun önemini, kendini bilmenin güçlüğünü ve aynı zamanda olanaklılığını anımsatır. insanların hep istedikleri, peşinde koştukları mutluluğun, ancak erdemli olmakla, yani 'iyinin bilgisi'ne sahip olmakla elde edilebileceğini, yaşamıyla ve söyledikleriyle bize gösterir."

    "platon'a göre, insanın ya da ruhun üç yanı, bu üç yana karşılık gelen de üç erdem vardır: bilgelik (sophia), cesaret (andreia), ölçülülük (sophrosyne); ruhun bu üç yanı arasındaki dengeyi sağlayan şey olan adalet (dikaiosyne) ise dördüncü temel erdem olarak çıkar karşımıza."

    "... toplumda gerçekleşmesi ise platon'un kendi içinde yaşadığı toplumda gördüğü üç kesimin -yöneticilerin, üreticilerin ve koruyucuların- her birinin kendisine düşen ödevleri yerine getirmesiyle gerçekleşecektir." (adaletin gerçekleşmesinden söz ediliyor)

    "...'ya yöneticiler filozof ya da filozoflar yönetici olmalıdır' ..." (platon'un sözü)

    "aristoteles'e göre mutluluk, 'ruhun tam erdeme göre etkinliğidir.'"

    "...-öğretilerek ya da yapa yapa- elde edilen ... erdemlerin bir kısmının, düşünme yetisinin (dianoianın) erdemleri, bir kısmının ise karakterin (ethosun) erdemleri olduğu görülür. başlıca entellektüel erdemler (ya da düşünme yetisinin erdemleri) olarak sanat (tekhne), 'bilimsel' bilgi (episteme), pratik bilgelik (phronesis), felsefî bilgelik (sophia) ve sezgici akıl (nous) anılırken; moral erdemlere (karakter erdemlerine) örnek olarak da serbestlik ve ılımlılık verilmektedir."

    "bizim 'doğru orta'yı bulmamızı sağlayacak olan yeti ise phronesis, yani pratik bilgeliktir."

    "stoa eğitiminin temel ilkesinin 'yalnız erdem iyidir, mutluluk da yalnız erdemde bulunur' ilkesi olduğu söylenir."

    "haz 'beden alanında acı çekmemek, ruh alanında da hiçbir huzursuzluk duymamaktır.' ... bu da ancak bilgiyle sağlanabilecek bir şeydir." (epikouros'tan alıntıya dayanarak)

    "'öyle eyle ki, senin istemenin öznel ilkesi hep aynı zamanda genel bir yasa koymanın ilkesi olarak geçerli olabilsin.' kant, pratik aklın temel yasası dediği ahlâk yasasını böyle dile getirir."

    "'ancak aynı zamanda genel bir yasa olmasını isteyebileceğin öznel ilkeye göre eylemde bulun!' kişinin -eyleminin arkasında yatan- istemesinin öznel ilkesi ancak bu nitelikte ise o eylem ahlaklı, özgür bir eylemdir."

    "kant'a göre 'insan ve genel olarak her akıl sahibi varlık, şu ya da bu isteme için rastgele kullanılacak sırf bir araç olarak değil, kendisi amaç olarak vardır; ve gerek kendine gerekse başka akıl sahibi varlıklara yönelen bütün eylemlerinde hep aynı zamanda amaç olarak görülmelidir."

    "...kant bize ahlâklılığın bir ölçütünü sunar; ama bu ölçüt eyleme değil, eylemin arkasında yatan istemeye ya da istence ilişkindir. bu nedenle bize ne yapacağımızı söylemez, buna karar vermek her zaman tek tek kişilerin işidir; bu etiğin bize söylediği ahlâklı bir eylemin temelinde yatan istemenin maksiminin nasıl olacağıdır."

    "...etik bir türlü bilimkurgusal temellerine kavuşamamıştır ya da kavuştuğu kabul edilmemiştir. hep yeniden kendi varlık temellerini ortaya koyması beklenmiştir etikten."

    "etik ilişkinin ya da eylemin oluşturucularının çeşitliliği, eylemde bulunan kişi ile eylemin yöneldiği kişi ya da durumların tekliğinin yol açtığı güçlükler, bu alana ilişkin bilgilere kuşkuyla bakılmasının temel nedenini oluşturmakta."

    "kısaca etik ilişkiyi inceleyebileceğimiz tek ipucu eylemlerdir. tek tek kişilerin yaptıkları ya da yapmayıp bir tutumla kestikleri eylemleridir."

    "belirli yapıdaki bir kişinin, belirli yapıdaki bir başka kişiyle ya da en geniş anlamda insanlarla kurduğu, değer sorunlarının söz konusu olduğu ilişkidir etik ilişki."

    "etik ilişkiyi yaşayan kişi ya da kişiler bu ilişkiyi bütünüyle, herşeyleriyle yaşarlar. kişinin her çeşidiyle nitelikleri, bu arada değer dünyası da bunun içindedir."

    "her kişi eylemini oluşturan ve yapmadan önce gelen, eylemin iki unsuru daha vardır: değerlendirme ve ilgili yaşantı aşamaları. her eylem, ama her tek eylem, bu üç ana unsurun bütünüdür."

    "bir eylemin yapıldığı koşullar içinde başka eylem olanakları bakımından özelliği ise onun değeridir."

    "...doğru değerlendirme 'keskin bilme yetenekleri ve yaşantı olanaklarının zengin bilgisiyle -ki bunlar etik bir ilişkide eylemin anlaşılmasını sağlar-; değer sorunlarına ilişkin bilgiyi gerektirir."

    "...'insanın değerleri' amaçlarına uygun şekilde gerçekleştirilen insan etkinlikleridir."

    "...etiğe düşen de bilgi ortaya koymak, yolu aydınlatmaktır."

    not: "bir felsefe dalı olarak etik" başlıklı, ağustos/98'de yayımlanmış bir makaleden, yazımı neredeyse aynen korunarak alınmıştır.

    bir de aşağıdakiler var dipnot olarak serpiştirilmiş:

    "'etik' yunanca 'ethos' sözcüğünden 'moral' ise latince 'mos' sözcüğünden gelir. her iki sözcük de gelenek, görenek, alışkanlık anlamlarında kullanılmaktadır. 'moral'in karşılığı olarak bizim kullandığımız 'ahlâk' sözcüğü de arapça 'hulk' kökünden gelmekte, bu sözcük de yine gelenek, görenek, alışkanlık vb. anlamlarına gelmektedir. bu nedenle etimolojik olarak bakıldığında 'ethos' (etik) ile 'mos' (moral-ahlâk) arasında bir anlam farkı yoktur."

    "... bu duyguyla başkalarının acı ve sevinçlerini birlikte yaşarız. ancak bu duygu sayesinde genel iyiliği kendi isteklerimizin konusu yapabilir, ancak bu duygu sayesinde toplumun çıkarlarından ayrılan, hatta ona karşı gelen kişisel çıkarlara karşı koyabiliriz." (hutcheson'ın "moral sense", hume'un "sympathie" dediği duygudaşlık hakkında)

    "kant bu yasanın insan için önemini en açık bir biçimde -mezar taşı üzerinde de yazılı olan- şu sözcüklerle vurgulamaktadır: 'iki şey, üzerlerine sık sık eğilip ısrarla düşünülürse, insanın ruhsal yapısını hep yeni, hep artan bir hayranlık ve korkunç saygıyla dolduruyor: üzerimdeki yıldızlı gök ve içimdeki ahlâk yasası.'" (ahlâk yasasından söz ediyor)
  • çok değerli bir bilim adamı olduğu ortada olsa da, anadolu üniversitesi açıköğretim fakültesi sosyoloji bölümü etik ders kitabı 5. ünitesi olan "20. yüzyılda etik" bölümündeki cümleler, öğrenciye birşeyler katmaktan çok uzak, anlaşılması zor ve yazım ve anlam hataları ile doludur.
  • husserl'in "fenomenoloji idesi" kitabını "fenomenoloji üzerine beş ders" adıyla türkçe'ye kazandırarak büyük iş yapmış felsefeci.
  • "platon'dan habermas'a felsefede doğruluk ya da hakikat" adlı derli toplu, hakikat sorununu felsefe tarihi içinde dönemsel olarak ele alan, türkçede bu soruna bu denli yetkin olarak değerlendiren tek kitabın yazarı felsefe hocasıdır.

    derslerini yüzyüze dinlemedim, dinlemek isterdim. youtube'daki videolarını öneriyorum.

    husserl fenomenolojisi üzerine ders videosu kanımca gayet önemli ve dinlenilesidir:

    https://www.youtube.com/watch?v=9ao6pciipqk
  • “kant’ta özgürlük yoktur” sözüne çok sinirlenen profesör. geçmiş yıllarda katıldıkları bir konferansta anlatıcılardan birinin bu argümanı kullanması üzerine yanında bulunan cemal güzel’le birlikte çıldırmışlardır… kant ekolünden gelen hacettepe üniversitesi hocalarının önünde bu sözü söyleyen kişiyi kınıyoruz.
hesabın var mı? giriş yap