• etrafındakı kimseye-özellikle kendi ailesine- hiç bir hayrı dokunmayan ve dokunmayacak olan bir evlat turudur. tabiri caiz ise tikky diyerekten tanımlanacak insanlar bu kategoriye girer. aileri bu varlıkları okutmak icin o kadar calisiyo didiniyor, bu varlıklarda ne egitimle alakali bi faaliyette bulunuyorlar ne baska bir seyle. kısaca cadde volta atmakla veya reina nın kapısının onune dikilmekle hiç bir seye kazandırmıyorlar kimseye.

    hatta burda bir ray bradbury fahrenheit 451 repliği geliyor insanın aklına: '' ıf you dont produce, you will have to be burn''
  • evlatlarını kendilerine hayırlı olması işlerine yaraması için doğuran zihniyetteki yurdum insanının hayal kırıklığına uğradığı anda çarptığı tokat
  • bu tur evlatlar ailelerine devamli yardim edenlerdir.
    'hayir yapamam' diyemezler hic bir zaman.
  • don camillo'nun en guzel toplu hikayelerinin oldugu kitaplardan biri .
  • hayırsız adamın yıllar önce kendini içinde bulduğu küçüklük hali.. evlatlık periyodik, ama adamlık baki..
  • doktor, muhendiz ve avukat olmayan her evlat.
  • aslında çok da eleştirilmemesi gereken evlat çeşididir. zira bir ebeveynin evladına bakışıyla evladın ebeveynine bakışı arasına muhakkak fark vardır. her şeyden önce, ebeveynin gözünde, evlat onlarındır; sahip oldukları ve kendi ürettikleri bir mahsuldür. varlığı kendi varlıklarından ileri gelir. dolayısıyla ona gelecek her halel kendilerine gelmiş, onun kazandığı her başarı kendilerine aitmiş gibidir; çünkü özdeşleşme hat safhadadır. kuzguna yavrusu anka görünür ibaresi de bunu açıkça gösterir.

    buna karşın, evlat safında durumlar o kadar da aidiyetle dolu değildir. bilincinde ve kendi tasarrufunda olmadıkları bir sürecin sonrasında var olan evlat, ebeveynin kendisine duyduğu sahiplenme hissini duyumsa(ya)maz. duyumsayabileceği olsa olsa bir vefa hissidir ki o da yıllarca bakılıp ilgilenilmesinin karşılığıdır. lakin anne-baba, çocuğuna, sonrasında emeklerini ödesin şartıyla bakmaz sadece. bakar, çünkü baktığı aslında kendisidir, kendi parçasıdır, dolayısıyla zaten mutualist bir ilişki mevcuttur. evladın sonrasında anne-babayla ilgilenmesi, ebeveynin cilası olur.

    işbu halde hayırlı-hayırsız evlat tanımını değiştirmez gerekir. çünkü hayırsız olarak nitelenen ilgisiz evladın tutumu o kadar da anormal değildir. bu yüzden hayırsız evlatlara laf edip onları alaşağı etmektense, hayırlı olanlarının ayrıcalığını vurgulamaya odaklanmak daha uygun olur kanımca.
hesabın var mı? giriş yap