• sozlugun acilisinin üzerinden gecen 9 yil süresince, adi agza alinmamis, türkiye ve dünya'da 60'li yillarda doruklara erişmiş, sonrasinda ise hizi düsse de devam eden bir hadisedir.. öncelikle şunu demem lazim ki gavur ülke degistirilen göçe, immigration, ülke içinde yer degistirmeye ise migration felan demekte.. biz izmirliler ise "gobuşmak" diyoruz.. (çiğdem ve domat'i tek sanmıştınız degil mi?)

    iç göçün nedenlerine deginmeden evvel, iç göçü azdirici, kudurtucu hadiselere bakmak gerekir ki bunlar da gayet "ulaşim imkanlarinin kolaylasmasi" olarak üstün körü gecilebilir.. bir grup muslaman'in develer üstünde medine'den mekke'ye göç etmeleri, gandhi'nin tuz yürüyüsü, mao'nun parti arsivini sirtlayip yürümesi falan normal insan'in, dandik bir motivasyonla yapacagi hadiseler degildir.. o yüzdendir ki normal insan, yola, tren yoluna, ve bavullara ihtiyac duyar..

    ikinci dünya savasi sonrasinda marshall planlari cercevesinde "beton aglarlarla ördük tüm dünyayi zira ikinci dünya savasi icin birsürü lastik yapmistik elimizde kaldi" plani uygulanmis, tüm dünyada devletler arasi dahil, irili ufakli yollar yapilir olmustu.. işte bu yollari kullanan bir garip halk kendi sehirlerinden pillarini pirtilarini alip, dudullu ve cevresine yerlesmeye karar verdiler..

    gayet net biliniyor.. "memlekette para yok, aş yok, dam yok o yüzden taşı topragi altin dedik istanbula, izmir'e, ankara'ya geldik" düsüncesi en bilinen gerceklerden biri.. ama ben bunun bu kadar basit olduguna, bu kadar "hoppaa" dedirtebilecegine inanmiyorum.. sonucta amerika'nin idaho'sunda da ne aş var ne iş var? oradaki halk niye new york'a hucum etmiyor?

    hikayede bizim gocebe bir toplum olmamizin büyük rol oynadigini düsünüyorum. nasil bir gense artik!? koca memlekete dogru düzgün yerlesemedik. devamli bir insaat yapilma, devamli bir yer degistirme. aynı evde yasayan 3 farkli nesilin olma ihtimali yüzde .5.7 gibi bir rakamda.. ki bu ecnebi memleketlerde yari yariya cikiyor neredeyse.. böyle bir gezelim, böyle bir tozalim durumu..

    konuyu çok komik bir yere baglicaktim ama unuttum.. kahretsin.. (hatta) damn!!
  • ic goc'te goc edenlerin kim oldugu konusu ise muallakta.. bana kalirsa, iç gocte goc eden insanlar, o kentlerin düskünleri.. kendi kentinde bir sekilde iş bulamamis, veyahut yetinememis insanlar.. bu yetinememe hadisesi acikcasi benim canımı sıkmakta..

    mesela üniversite sonrasinda cogu arkadasim istanbula gitti.. calismak icin... izmirde 1300 ile işe baslayanlar, orada 1600 ile... aradaki 300 ytllik fark istanbulda yasamanin bir getirisi.. ama kazin ayagi hic de oyle degil.. istanbulda yasamanin farki 300 ytl'den cok daha fazla. ama işte insanlar sonucta yetinme konusunda basarisizlar..

    işte bu yüzdendir ki goc alan sehirlerde, goc veren sehirlere nazaran daha kotu bir ortam var.. mesela safranbolu'nun temizligi, güzelligi sirinligi, insanlarinin iyiligini dudullu'da, kadifekale de bulmak zor..
  • bunun keyfisinin yanı sıra bir da zorunlusu var. köylerin boşaltılması zorunlu göçe bir örnekken, yaşanılan mekanda yaşama koşullarının bırakılmaması da açık olmayan bir zorunlu göç çeşididir.
    hangi türü olursa olsun keyifle "hadi bakalım bir göçelim memleketten, yeni şehirler görme vakti geldi" diyerek memleketini, sevdiklerini, alışageldiği hayatı bırakıp göç edenlerin olduğunu sanmıyorum pek.
  • tüik veritabanlarını karıştırarak paintte şöyle amatör bir haritasını çıkardım bunun türkiye'de olanının: http://i.imgur.com/blxok7y.png

    detaylı açıklaması:

    en çok nüfuslu ilk 12 ile ("büyük-iller" diyorum bu açıklamada) birer renk verdim. bu illere 30 bin veya üstü göç vermiş olan diğer illeri alakalı renklerle boyadım. yani, bir il eğer 3 farklı renge boyalıysa, ve büyük-il değilse, o ilden üç farklı büyük-ile yüksek miktarda göç olmuş demek. büyük-il olmayan bir il tek renge boyalıysa, sadece o rengin iline 30 bin üstü göç çıkarmış demek*. yüzdelere göre değerlendirme yapmadım elimde yeterli hesap imkanları olmadığından. neden özellikle 12 il ile sınırladım bilmiyorum, biraz doğaçlama oldu.

    ankara, istanbul, izmir, bursa'nın birbirlerine veya diğer büyük-illere verdiği göçler eğer 100 binin altındaysa o renklendirmeyi haritada göstermedim (çok nüfuslu yerler arasında çok göç olması olağan bir şey, ve göçün yönüyle alakasız gibi diye).

    birden fazla renge boyalı illerde boyaların kapladığı alanlar o rengin tekabül ettiği göç miktarıyla orantılı (hassas değil ama, göz kararı). en çok hangi ile göç vermişse o ilin rengi en fazla yer kaplıyor.

    bütün renklendirmelerden sonra hala renksiz kalan, yani 30 bin üstü göç vermemiş illeri (hakkari, şırnak ve yalova idi bunlar) 12 büyük-ilden en çok hangisine göç vermişlerse o renge boyadım (hepsi istanbul rengi oldu).
  • terör sorunundan akp'nin yükselişine kadar türkiye gündemini işgal eden pek çok meselenin kökeninde yatan hadise.
  • bitmesini dilediğim hadise.
  • ülke içerisinde şehirlerin aldığı veya verdiği göçler.

    2018'de en çok göç veren şehir istanbul, en çok göç alan şehir ise çankırı.

    en çok göç verenler (sıralama verdiği göçe göre):

    1.istanbul (yarım milyon göç vererek rekor kırmış)
    2.ankara
    3.adana
    4.gaziantep
    5.şanlıurfa
    6.van
    7.kayseri
    8.diyarbakır
    9.hatay
    10.mersin

    en çok göç alanlar (sıralama aldığı göçe göre):

    1.çankırı
    2.ordu
    3.sivas
    4.muğla
    5.antalya
    6.balıkesir
    7.rize
    8.giresun
    9.trabzon
    10.izmir

    tam sayıları ve kaynak: https://www.haberturk.com/…goc-soku-2401387-ekonomi
  • "melankolik insan, her çağda içinde bulunduğu toplumsal koşullardan mutlu olmadığını -olamadığını- yaşama bir anlam veremediğini, topluma uyum sağlayamadığını, daha somutu, toplumsallaşamadığını, bunun için de bir tür "iç göçle" kendi içine geri çekilerek ruhunun bir kısmını olsun kurtarmaya çalıştığını söylemiştir..." serol teber - melankoli normal bir anomali
hesabın var mı? giriş yap