232 entry daha
  • real madrid'e gelirse, takımın başında 2 sene kalamayacak olan teknik direktör. oh bebek bir de.

    (bkz: fabio capello)
  • çok sevdiğim bir söz vardır;

    "zavallı insanlar ego sahibi olur, ego ancak ümitsizlik noktasına gelince teslim olur veya başarır. o teslimiyet ya da başarı ne acıdır..."

    jose mourinho'nun 28 nisan 2010 fc barcelona fc internazionale maçı sonundaki o hareketleri, ne kadar acınası, ne kadar zavallı olduğunun kanıtıdır. real madrid'e yakışır bu adam.
  • 8-1-1 taktiği ile sahaya çıkıp, maç sonunda çılgınlar atarak sevinmesi, "ben dünyanın en iyisiyim taktik ulemasıyım" diyen bir adamı zavallı etmiyorsa, yılmaz vural'ın günahı ne, haydi ben de bunu sorayım.

    oyunu durdurmak, zamandan çalmak için saha içine giren çirkeftir. kulübesinin oradan sahaya ikinci topu attıran adamdır... zavallıdır zavallı.
  • 2004'de porto'yu şampiyonlar ligi şampiyonu etmiştir; fakat elindeki kadro gayet iyidir, öyle mahalle takımını 15-20 yıldır başarısı olmayan bir takımı değil, decolu paulo ferreiralı, carvalholu, nuno valenteli, manicheli bir takımı şampiyon etmiştir.

    ama şampiyonlar ligi şampiyonu olduğu sene, şampiyonlar ligi finaline bakıyoruz;

    monaco-porto ve çay demliyoruz. ha dersek, oraya gelmek de iş diye, porto'nun o sene elediği kalburüstü tek takım man. utd'dır. o sene de man. utd.'ın son 15 senedeki en kötü sezonudur. monaco'ya bakıyoruz, real madrid ve chelsea'yi eleyerek oraya gelmiş. fakat kader işte, finalde yenildiler. fakat kime sorulsa, en tatsız tuzsuz şampiyonlar ligi o sene miydi değil miydi?

    chelsea'ye geldiği sene yaklaşık 200 milyon poundluk transferle o başarıya ulaşmasa, adamın götünden kan alırlar kamil afedersin. nitekim ne zaman ki formundan düştü, kapı gözüktü.

    inter'e şampiyon takıma geldi zaten, mahalle takımına değil. üstelik inter'in en büyük rakiplerinin hala şike olayı acısını kapatmaya çalıştığı bir dönemde geldi. rakipler traşken 10 puan farkla şampiyon olmasını biliyordu, biraz dişlerini gösterdiklerinde neden sadece lider diyebiliyoruz? son 3 maçı kalmıştır, roma ile puan farkı 2 ve henüz şampiyonlar ligini de kazanmadı...

    ha mourinho başarılı mıdır? başarılıdır. fakat tek maçlık kupon yazarları, kalkıp bir italyan takımına (italyan diyoruz) iki maçta da defans oynatıp, rakibinin topla oynamasına izin verip, gerektiğinde golü atıp tekrardan yatıp, turur geçmesini, mourinho'nun müthiş taktikleri şeklinde dikte ediyorlar ya arkadaş buna şaşıyorum ben. trapattoni yıllarca yaptı bunu... biz de 3 büyüklere karşı anadolu takımları hep yapıyor... peki mourinho'nun bokunda boncuk mu var da o kazanıyor? hayır hep ama hep iyi futbolcuları oluyor. defans yapmasını bilen futbolcularla çalışıyor. porto'da ricardo carvalho, paulo ferreira ve onların önünde maniche, chelsea'de terry, ashley cole ve yine carvalho ferreira, önlerinde lampard, inter'de samuel, lucio, maicon önlerinde cambiasso...

    yani arkadaş bülent uygun şartlar dahilinde sivasspor'u aynı mantıkla kaldırdı şampiyonluğa oynattı, tıpkı bir mourinho gibi ego yaptı, sivasta lailaheillah istanbulda layla vs. dedi, hep birlikte nefret ettiniz, mourinho'yu bu kadar sevdiren ne?

    popüler kültür değil mi? şuan iki tane popüler var futbol dünyasında, barcelona ve rakipleri. şimdi rakibi olarak mourinho kazandı, real madridliler seviniyor, ankara'dan abimiz gelmiş, evde bir bayram havası...

    messi'nin kötü oynadığı bir maçta barcelona (15) messi (40) yazıyor, messi'ye methiyeler düzülüyor, bu rahatsız ediyor ya insanı, "çıkın çanakkaleyi geçirtmeyin" demekten başka bir şey yapmamış adamın yanında (40) yazarken, 5 kişilik top oynayan, abartısız 5 kişilik, barcelona top çevirirken önlerinde 5 kişi top yaparken herbirine koşup, "toptan hızlı koşan adam" olan cambiasso'nun yanında (3) yazıyor ya, ben bundan sonra satranç müsabakalarını izlerim arkadaş.

    ha maç sonu oluyor, cambiasso ağlayarak seviniyor, mourinho tribüne hareket çekiyor... hey gidi bülent uygun, sen de böyleydin, allah mehmet yıldız'ına bir sakatlık verdi tepe taklak gittin...
  • barcelona tarafından çözümü olmayan virüsmüş. barcelona'ya karşı istatistiklerine bakalım;

    2004-2005 sezonu, şampiyonlar ligi ikinci tur maçları;

    barcelona-chelsea 2-1
    chealsea-barcelona 4-2

    2005-2006 sezonu, şampiyonlar ligi ikinci tur maçları;

    chelsea-barcelona 1-2
    barcelona-chelsea 1-1

    2006-2007 sezonu, şampiyonlar ligi grup maçları;

    chelsea-barcelona 1-0
    barcelona-chelsea 2-2

    2009-2010 sezonu, şampiyonlar ligi grup maçları;

    inter-barcelona 0-0
    barcelona-inter 2-0

    2009-2010 sezonu, şampiyonlar ligi yarı final maçları;

    inter-barcelona 3-1
    barcelona-inter 1-0

    yani çözümü bulunmayan bu virüs, barcelona'ya karşı yaptığı maçlarda, 3 galibiyet, 3 beraberlik, 4 mağlubiyet almış. 5 kez eşleşmiş, bu ikili eşleşmelerin 3'ünde üstün ayrılmış, ikisinde yenilmiş.

    bana pek de öyle çözümü bulunamayacak bir virüs gibi gelmedi. hele nou camp'ta.
  • geçen sezon, inter yarı finallerinde hakkında yazmıştım; zamanın ötesine yolcu edildi her entryim. bülent uygun'dan farkı yok dedim. döndüm, şampiyon yapmasına rağmen capello kovuldu, real madrid'in teknik direktörü olamaz bu adam dedim. dedim de dedim. zannedildi ki farazi konuşuyoruz...

    şimdi matematiğini siz kurun; real madrid, bir italyan takımı değildir, defans yapmak ezelden beridir en iyi işi olsun. bir ingiliz takımı değildir, galibiyete giden her taktik mübah olsun. real madrid otoritenin takımıdr ispanya'da. taraftarı da yönetimi de her daim rakibini ezen, darmadağın eden kısaca anasını siken bir takım ister. capello'nun real madrid'i gördüğüm en iyi takımlardan birisiydi fakat "defans" oynatıyor diye adam gönderildi bu takımdan.

    mourinho gibi, defans-kontrollü oyun, teknik direktörü iseniz. real madrid size gelmez. ha tabii, 38 maçın 36'sında rahatlıkla atak oynatabilirsiniz ama en azından bir camp nou'da defans oynatmanız gerekir... oysa r. madrid taraftarı ve yönetimi bunu da istemiyor. 38'de 38 atak istiyor. ben de onlara bunu veririm mi diyorsunuz? o zaman pellegrini'de olduğu gibi, mourinho'da olduğu gibi farka hazır olun derim.

    bir de hakkında şunu merak ediyorum. takımı mahalle takımlarına karşı son 5 dakika'da 2-0, 3-0 vs. öndeyken koşa koşa soyunma odasına gidiyordu "benim işim bitti burada ağa" karizması çakıyordu etrafa. bugün niye gitmedi ki? zira gayet açık görüldü ki, "onun işi orada bitmişti ağa"...
  • teknik alandan çıkmam diyormuş; geçen sene inter-barcelona yarı finalinde camp nou'da, sırf 4. hakem ve hakem oyunu durdurup gelip kendisini uyarsın diye, defalarca kasıtlı olarak teknik alandan dışarı çıkmıştır.

    topa dokunmam diyormuş, kendi ayağıyla sahaya ikinci topu atmıştır geçen sezon...

    değinilmek istenenleri anlamayanlar için eklememi de yapayım kocaman harflerle; "bu yaptıklarından dolayı da ceza almamıştı!"

    o gün öyle bugün böyle değil yani.

    şimdi bizim sözlükçüler de "bir maçla kral olmadı, bir maçla tahtından inmez" vs. deniyor ama futbolda klişe de olsa, sadece önündeki maçlara bakarsın, maç maç kararlar alırsın ve tepkilerin de maç maç olur. kendisi işte sözlükçüler ne kadar bilmese de, bunu en iyi bilen kişidir. o yüzden inter-barcelona yarı finalini çoktan unutmuş, geçtiğimiz maçla ilgili konuşmuştur bir tek...

    işte eleştirim de budur. ders almasını bilmemiştir. maça özil ile vs. başlamıştır. tabii sadece 5 kişiyle, defans kurgusu ve alonso ile pres yapmaya çalışan real madrid, 10 kişiyle top çeviren barcelona karşısında hezimete uğramıştır. 2. yarıda bu hatasından vazgeçse de erken gol bulan barcelona, üsküdar'ı çoktan geçmiştir.
  • kendisinden zaten pek hazetmem ama şu yorumuma katılmayacak bir wannabe mourinhocu real madridli falan filan dahi bulunmaz sanırım;

    el classico zevkini mahveden adam...

    yahu arkadaş, del bosque'li capello'lu schuster'li real madrid, barcelona'yı yenerdi, sırf barcelona'ya karşı başarılı diye demiyoruz bunu, ezerdi iyi futbol oynanırdı o zamanlar, rijkaardlı, guardiolalı barcelona da real madrid'i hep yenerdi ama hep eğlenceli olurdu maçlar...

    bu adam geldi el classico'nun içine etti. bunun o çirkin futbolunu da sırf garibanın yanında bulunma (real madrid), kazanan adamın yanında bulunma (mourinho) adını ne koyarsanız koy bu sebepten desteklenmesini anlamıyorum. böyle maçlarda da foyası ortaya çıkıyor...

    4. maç bu, 4 maçtır da zevk yok. ilk maçta "real madrid gibi oynatayım takımı" dedi 5 yedi sahadan silindi, barcelona kendi başına oynadı, maç değil tecavüz izledik zevk vermedi, ondan sonra takip eden 3 maçta da defansına gömülüyor, frikikti kontraydı bulurum diyor, sikti attı a.q el classico zevkimizi...
  • bu maçı kaybetmesini sikko bi hakem'e bağlayan futbol dehaları var aramızda...

    yahu arkadaş, pepe'nin attığı tekmenin küt diye sesi tvden duyuldu... şöyle bir takımın teknik adamı;

    http://4.bp.blogspot.com/…l4e/s1600/hayvanatlar.jpg

    sikko hakemler yüzünden kral kupasını kazandığında taktik dehaydı ya? adam gibi hakem olunca 2-0 yeniliyor, bizimkiler hakeme sikko diyor.
  • zaragoza maçında da 10 kişi kalmıştır, ricardo carvalho hem marcelo'yu hem kendisini geçen uche'yi arkasından çekip düşürmüş ve ikinci sarıdan kırmızı kart görmüştür.

    sonra kalkıyor "her maç 10 kişi kalıyorum, barça çok güçlü şu şöyle bu böyle bikbik" sanki real madrid de mahalle takımıydı a.q kimse kendini kandırmasın real madrid'in arkasındaki güç, barcelona'yı ikiye üçe katlar bu konuda.

    kılıçla yaşayan kılıçla ölür. sen bu mentalitede, "rakibi vurup kırıp sindireceğim" kafasında sahaya çıkarırsan futbolcularını, 10 kişi kalman doğaldır.
3794 entry daha
hesabın var mı? giriş yap