• (bkz: k)
  • insana 'bugüne kadar bu adamı nasıl olmuş da görmemişim, duymamışım, okumamışım' dedirten pek çok yazar bu dergi vesilesiyle keşfedilir.

    kapağı, içeriği ve insanı okurken sıkmayan, yormayan üslubuyla, 183. sayısı nisan 2010'da çıkan ve bu aralar pek nadir bulunan haftalık edebiyat dergisi. sonuna kadar takip edemesem de... genel yayın yönetmeni sabri beykal. yazı işleri sorumluluğunuysa rengin soysal üstleniyor. kocaman sayfaları bünyesinde yazarların tuhaf hayatlarını barındırıyor.
  • en cok giris yazisini sevdigim dergi. sanirim cikmiyor artik. saklamistim bir suru sayisini da bir tasinmaya kurban gittiler. pek icim acimisti kagit toplayan cocuklara verirken.
  • müstesna bir edebiyat dergisiydi. üniversitede okurken her hafta çıkmasını bekler çıktığında her yazıyı ayırt etmeden didik didik edip okurdum. epeyce biriktirmiştim. üniversiteyi bitirip memlekete gittiğimde evin bir odasına kitaplarımı, edebiyat dergilerini koydum, eşyadan fazla kitap dergi vardı. kitaplara numara bile vermiştim. hepsi sıralı, elden geldiğince muntazamdı. k dergisi de öyle, öğrenci harçlıklarından kısılmış yadigardı k dergi. sonra zaman geçti işe başladım, annemler memlekette kalan dergileri ardiyeye atmışlar (senin anlayacağın odunluk) yine böylesi soğuk bir kış gecesinde k dergilerinin çoğu ateşi tutuşturmak için yakılmış. çok üzülmüştüm. altını çizdiğim, hoşuma giden yerler gittiği için ve nerede k okumuşsam not bile almıştım. yitip gitmişti k. boşluklarına ufak durum hikâyeleri, pasajlar, şiirler yazmıştım. belki başkası için değeri yoktu ama benim için o denli değerliydi. o kadar bana aitti edebiyatına girmek istemiyorum fakat öyleydi sahici.

    ve zaman geçti üzerinden belki beş yıl geçti, daha da fazla belki. bir yerde tekrar karşıma çıktı bu dergiler. hiç ummadığım, bu zamana kadar hiç bilmediğim bir evde karşıma çıktı tekrar. hayalimdeki gibi bir evdi. hayalim ortadaydı. hayalim karşımdaydı. hayalim... kelebekleri, garip resimleri, yarım resimleri, baykuşları, mütemadiyen çalan dingin müzikleri, devamlı düşülen okuma koltuğu. habire konuşuluyordu, gülünüyordu. bazense anlamlı, mesafeli bir suskunluk çöküyordu. bir romandan fırlamış gibiydi her şey. bir roman ne kadar gerçekse o kadar gerçekti. eteklerini toplayıp gitti k dergi, yiten, kıpırtısız, apansız gidiverdi... şimdi olsa ne güzel birkaç biyografik ögeler okunurdu o loş ışık hüznünde.

    artık sahaflara, yalnızca ilgilenenlerin elinde k dergi, bulursanız, edinirseniz bir yerlerden mutlaka okuyun.
  • bütün sayılarını heyecanla takip edip, alıp, okuyup hatta üzerine sayfalar dolusu yazılar yazdığım yegane dergi. artık çıkmıyor oluşu beni hala üzmektedir. gelin görün ki son zamanlarda acaba tutar mı ki diye alıp okuduğum edebiyat dergileri (bkz: kafkaokur) bu düşüncemi daha da kuvvetlendirmiştir. çok sağlam bir kadrosu vardı. (bkz: alkım yayınları)'na gidip eksik sayıları da almıştım zamanında. üniversite yıllarımın unutulmaz hatıraları arasında kalacaktır.
  • anton çehov kapaklı 31. sayısına nasıl ulaşabilirim acep? diye düşüm düşüm düşündüren dergi...
  • sayfaları arasından mis gibi saman kağıdı kokusu yayılan, kapağında goethe'nin "insan kendini yalnızca insanda tanır" sözü olan, kültür sanat ve edebiyat dergisi.

    uzun süre reklam almadan çıktı, daha sonra mecburen ayakta kalabilmek adına reklam aldı ama yine de istediği değeri görüp tutunamadı. malesef artık sadece koleksiyonculardan temin etmek mümkün hale geldi.

    şimdilerin ot bavul gibi içerikten yoksun, kopyala-yapıştır yazılar ve şiirlerden oluşan, araya da bir tane poster sıkıştırıp 5-10 liraya satılan dergilerin tutulduğunu görünce üzülüyor insan.

    elinde olan ve paylaşmak isteyen yazarlar varsa yok demeyiz.
  • bugünlerde aklıma gelen edebiyat dergisi.

    lise sonda başlamıştım bu dergiyi almaya ve üniversite boyunca koleksiyon yaptım. her sayısında farklı farklı yazarlar şairler keşfetmek, onlara dair derinlemesine de olmasa merak uyandıracak kadar bir şeyler okumak bana göre çok keyif verici idi.

    okul bitince kalacak yer problemi gibi sebeplerle dağıttım elimdekileri. o kadar pişmanım ki. kalsaydı keşke ara ara açıp baksaydım. k sayesinde bir sürü yazar keşfettim ve bir kısmının külliyatına erişme arzusu oluştu bende. şimdiki kitaplığımı k dergisinden keşfettiğim pek çok yazar ve şair doldurdu desem abartı olmaz.

    merak duygumu tetiklediği için bana göre iyi bir edebiyat dergisi idi. sonra maddi sebeplerle yok oldu gitti. şimdi muadilleri çıkıyor sürekli, birkaç kere alıp okudum lakin k dergisinden aldığım tadı alamadım ve yavan geldi bana yazılar. edebiyat yalnızca yapış yapış duygusallıkmışçasına sadece afili laflarla bezeli işler bana göre bir edebiyat dergisi niteliğinden uzak kalıyor.
  • birileri pdf'e aktarsa ne güzel olur diye düşündürten dergi. üşenmemiş koleksiyon yapmışsınız bi zahmet bunu da yapın la?**
  • pakize barista'nin da yazdığı dergi (idi).
hesabın var mı? giriş yap