• yaşadıkları toplumun kurallarına karşı çıkarak dünyayı önemsemeye gerek duymayan ve bunu davranışları ile açığa vuran kişilerin oluşturduğu bir tasavvuf akımıdır.

    genel özellikleri; küçük gruplar halinde gezmek (3-5 kişi) kafalarındaki tüm tüyleri (saç, sakal, kaş, bıyık) kazıtarak acaip kılıklarda dolaşmaktır. bunlar geçimlerini dilenerek sağlarlar (çalışma gibi durumlar dünyayı kaale almak gibi algılanır diye).

    en önemli özellikleri de faziletlerini saklayıp sürekli olarak kötü yönlerini öne çıkartmaktır.
  • amaclari bir mezhep kurmak olmayan insanlarin, dunyaya duruslarinda gonul birligi yaptiklari icin beraber takilmalari sonucu ortaya cikan bir olusum. bilinen en eski kalender diyojendir.
  • aruzun (merulü, mefa'ilü, mefa'ilü, fa'ulün) kalıbıyla murabba, muhammes, müseddes ve gazel biçiminde yazılan halk şiiri türüdür. kafiye düzeni divan ve semai'ye benzer. özel bir ezgiyle okunur.
  • bu arkadaşlardan bazıları kuşaklarının içinde zamane uyuşturucularını taşırlardı.
  • anarsistlerin kanimca gelmis gecmis en haslari, dunyaya meydan okumanin bambaska bir yolu... sufizmin dahi ne kadar gelenekci, statukocu olabildigini gosterebilmis ve ona da kafa tutmus koca yurekli insanlar bunlar. "ha siz dunya nimetlerinden vazgecmekten mi bahsediyorsunuz, ha siz surekli oruc mu tutuyorsunuz, ha siz oyle eski hirkalar mi giyiyorsunuz allah'a yakinlasmak icin; o zaman buyrun benim yaptigimi yapin: ciplak gezin, kaldirimlarda kopek pisligi yiyin -yiyorsa-".

    (bkz: torlak kemal).
  • mubarek semsi tebrizi icin bazi kaynaklarda yer alan ifadelerden cikarilabilecek durumdur.
    (bkz: herkesin kalenderi kendine)
  • şimdi ismini çıkaramadığım bir kalenderi şeyhi bakalım ne yumurtlamış:

    "ilim beni uçurumun kenarına getirdi. oradan vecd ile bilinmezlik denizine daldım. vecdim beni boğuyordu ki, cahilliğim kurtardı."

    güzel konuşmuş..
  • tasavvuf tarihindeki diğer pek çok tarikat gibi kökleri budist, zerdüşti ve maniheist kültürlere dayanan bir akımdır. kalenderiyye, kalenderan ya da cavlakiyye olarak da anılmaktadır. kelime olarak menşei; kalantar (farsça iri kaba kimse, türkçe kalantor olarak geçer) ya da hemen hemen aynı anlamlara gelen kaletoz'a bağlanmıştır ancak en uyumlu köken sanskritçe kalandara (kanun, nizam dışı) sözcüğüdür.

    bu akımın kurucusu kabul edilen cemalü'd-din-i savi bizzat kendi menakıb'ına göre seyyid'di. irak'da bayezid bistami'nin müridi olan şeyh osman-ı rumi'ye mürid olur ve halifelik makamına kadar yükselir. neden sonra müridlerini terk edip dımaşk'a gider ve dımaşk mezarlığında gerubed (celal-i dergezini)'ye rastlar. adamın bütün tüyleri dökülmüştür, kendiside ona uyarak saç, sakal, bıyık ve kaşlarını kazıtır. uzun süre bu mezarlıkda yaşarlar ve bu süre esnasında bir çok mürid edinirler. sonrasındaysa çeşitli yerlere dağılarak bu akımı yayarlar.

    kalenderiliğin, içerdiği ritüeller dışındaki en önemli özelliği tek parça bir yapı sergilememesi, tek bir tarikat şeklinde teşkilatlanmamış olmasıdır; kalenderiler, haydariler, rum abdalları, camiler, torlaklar, şemsiler, nimetullahiler gibi değişik zümrelere ayrılırlar.

    marjinal sufiler olarak nitelenirler. ilerde mevlana'yı da kapsamak üzere pek çok büyük ismin dahil olacağı char-darb geleneğini başlatmışlardır. kimileri boyunlarına demir halkalar takarken, kimileri tecerrüd'ün simgesi olarak erkeklik organına büyük demirler takardı. çoğunluğu esrar kullanmaktaydı. yarı çıplak gezmek, dilenmek ve sürekli hareket halinde olmak en önemli düsturlarıydı. sırtlarındaki koyun postunu yatak olarak kullanırlardı. ibadet etmek yerine sema ve dans yapmayı tercih ederlerdi. konakladıkları pek çok yerde istenmezler ya da karışıklık çıkarırlardı. istisnai de olsa eşcinsel ilişkilere girmeleri ya da para için adam öldürmeleri de kayda geçmiştir.

    dini ibadetlerini yapmamaları, esrar ve uyuşturucu nedeniyle sürekli bir bilinçsizlik halinde dolaşmaları gibi nedenlerden ötürü çağdaş akımlar tarafından zındıklık, meczupluk, sapkınlıkla suçlanmışlardır.

    seyyid battal gazi, kaygusuz abdal, otman baba ve semsi tebrizi bu akımın en önemli isimlerindendirler.

    *ahmet yaşar ocak, osmanlı imparatorluğunda marjinal sufilik: kalenderiler
  • bugün kendini punk sanan, anarko punk takılan, kaşını, dudağını deldiren elemanların bir çoğunun haberi dahi olmadığı anadolu tarihinin aşmış insanları...
  • kalenderiler,mala mülke ve şöhrete önem vermeyen,toplumdan önemli ölçüde kendilerini tecrid etmiş,kanaat anlayışına sahip bir topluluktu.hayat tarzları ve dış görünüşlerinde gezgin budist,zerdüşti ve maniheist rahipler gibiydiler.avrupalı seyyahlar kalenderilerin şâh-ı merdan aşkına! diyerek dua ettiklerini yazmaktadırlar.

    (bkz:http://karakedigunlugu.wordpress.com/…/kalenderiler )
hesabın var mı? giriş yap