*

  • fethiye yakinlarinda cumhuriyet sonrasi yer degistirme programlari yuzunden bosalmis bir kent. sakinleri olan rumlar yunanistana gitmis olup o gunku nufusunun 25 binin uzerinde oldugu tahmin edilmektedir.
  • sit alanidir, batik kent'e cok yakindir, bu yuzden de varolan sayili evler de astronomik fiyattadir...
  • fethiye'de de var bi tane, onun için (bkz: kaya koy)
  • bu koyun halkinin, o donemde kayra isimli bir gunluk gazete cikardigi da bilinmektedir.

    guncel bilgi ve fotograflar icin bakınız: gezi dergisi agustos sayisi.
  • koy icinde kendin pisir kendin ye mekani olarak cin bal'in tavsiye edilebilecegi, ayni zamanda sac boregi ve gozlemenin cok ucuza yenebildigi mekan.
    kaya koy'den yola devam edildiginde gemiler koyu'na varilir.
  • gecmisi m.o.3000'li yillara uzanan kaya koyden gunumuze m.o. 4.yy'a ait lahit ve kaya mezarlari ulasabilmistir. osmanli imparatorlugu'nun son donemlerinde tekrar iskan edilen kentte rumlarin, bati trakya turkleri ile mubadele edilmesi sonucu bosalan yapilarin ahsap bolumleri ve ust ortuleri dogal etkenlerle tahrip oldugunudan bir hayalet sehir gorunumunu almistir.

    terk edilen kentte herbiri 50m2 den buyuk olmayan ve manzara ve isik acisindan birbirinin onunu kapatmayan, alt katlari kiler olarak kullanilan, ikiser katli, giriste catidaki yagmur sularinin toplandigi zemin alti sarniclarinin oldugu 350-400 konut bulunmaktadir.konutlarin arasina serpistirilmis cok sayida sapel, iki buyuk kilise, bir okul binasi ve bir gumruk binasi ile gorulmeye deger bir yerdir.
  • mimari yapisi, dar sokaklari, kiliseleri ve dogasiyla etkileyici bir atmosferi olan kayakoy, eski bir rum koyu. fethiye'den oludeniz'e giderken, hisaronu tatil beldesine geldiginizde karymlassos tabelasini izleyin. bes kilometrelik bir yolun sonunda, dik bir yamaci boydan boya kaplayan evlerin kalintilariyla karsilasacaksiniz. biri digerinin gunesini kesmeden, birbirine saygi duyarak siralanan bu tas yapilar, yorenin ilginc tarihsel dokusunu olusturuyor.
  • kayakoy'deki ilk izler, antik likya uygarliginin karymlassos kentine ait. kayakoy, kimi kaynaklara gore 11. yuzyilda, kimilerine gore ise 14. yüzyilda bolgede yasayan rumlar tarafindan likya uygarliginin kalintilari uzerine kuruluyor. evliya celebi'nin "seyahatname"sinde de sozu gecen ve rumca ismi levissi olan kayakoy'ün, 20. yuzyilin basina kadar zengin bir kent olarak yasamini surdurdugu biliniyor. 1912 yılında 6500 kisilik nufusa ulastigi bilinen koy, kilise, eczane, hastane ve hekimleri, okullari, postanesi ve zanaat atolyeleri ile yorenin en buyuk sosyal ve ticaret merkezi konumundaydi. ayni zamanda bir basimevi de bulunan koyde, tum guney ege'nin en guclu gazetesi olan "karya" cikartiliyordu.
  • anadolu rumlari iyi yatirimci olduklarindan ekilir, dikilir araziye degil, cevredeki kayalik, taslik alanlara ev kurarlardi. iste, kayakoy de bu anlayisa uygun sekilde ozgun bir yerlesim alani olarak insa edilmis. kentin asagi mahallesindeki panaghia pyrgiotissa kilisesi ile yukari taksiyarhis kilisesi halen ayakta. buna karsin, yaklasik iki bin taş ev, sapeller, cesitli atolyeler, okullar, hastane binası, kutuphane ve diger amacli binalarin gunumuze kadar olan surecte fiziksel kosullara direnemedigi goruluyor. yine de tas yollar, meydanlar, hemen hemen butun evlerin kose ocaklari, tas ocaklari, spiral tuvaletleri, sarniclari ve cakil tasli dosemeleri kentin kultur zenginligini gosteriyor.
  • halen trt belgesel programlar müdürü olarak görev yapan "mihriban tanik"in, hakkinda 1995 yilinda, trt ve kültür bakanligi ortak yapimi olan "zamanin durdugu yer: kayaköyü" ismiyle 1996 yilinda 8. ankara uluslararasi film festivali, ulusal belgesel film yarismasinda birincilik ödülü alan cok doyurucu bir belgesel hazirlamis oldugu eski yerlesim birimi.

    belgeselde denir ki:
    "bu kentte evlerin gözleri bombos.
    gözbebekleri insanlarin yok.
    evler ölmüs evler kör...
    bahçelerde ocaklar kararip kalmis.
    bacalar tütmüyor.
    sokaklarda ayak sesleri, çocuk sesleri yok.
    bahçe duvarlarinin ardindan türkü sesleri de gelmiyor.
    zaman durmus.."
hesabın var mı? giriş yap