• en az sodom kadar yıkım görmüş talihsiz bir şehir olan (ahlaken o derece çöküntüye uğramamış olduklarını umuyor ve farz ediyoruz, ne de olsa hamamları varmış) kaunos antik çağlarda önemli bir deniz ticareti kentiyken, dalyan nehri deltasının genişlemesi üzerine limanları kapanmış ve ticari önemini yitirmiştir. aç bilaç kalan kaunoslularun başına bir süre sonra yine dalyan nehri'nin başka bir laneti çöreklenmiş, nehir sularının kentin çok yakınında birikmesi sonucu oluşan bataklık yüzünden sivrisinek akınına uğramışlardır. o devirdesinkov henüz icat edilmediği için gözlerini yakma pahasına limon suyu sürerek idare etmeye çalışan bahtsız kaunos'lular sivrisinek saldırısının kaçınılmaz sonu olan sıtma salgınına bir çare bulamayınca tası tarağı toplayıp tepelere inşa ettikleri şahane kral mezarları'nı bile yarım bırakarak terki diyar eylemişlerdir. feleğin çemberinden geçmiş insanlardır kaunoslular. olur ya biri size kaunos'luyum derse bir tas su verin, elinden tutun, çekmiştir, yazık.

    üşenmeyip akropole tırmananları güney sahillerinin en güzel manzaralarından biri beklemektedir, yine de sinkov diye bir oluşum ile dalyan'da tanışmış biri olarak tek tavsiyem güneşin batma saatlerine yakın kaunos'tan kaçmanızdır, çünkü sözünü ettiğimiz bataklık ve sivrisinek ordusu hala yerli yerinde yeni kurbanlar beklemektedir, sinek ordusunun vızıltısını geceleri ta dalyan'dan bile duyabilirsiniz. (böyle de bir korku filmi tadı var o memlekette)
  • meyvelerin ve balığın bolluğuna rağmen o kadar sıcakmış ki hava ve o kadar çok sinek varmış ki ömürleri yapraklara denkmiş kaunosluların. acınacak derecede soluk yüzleri varmış. kitaracı stratonikos, “bizimle alay ediyorsun” diye yakınan kaunoslulara “orada, etrafta cesetler dolaşırken, bu kente hastalıklı diyerek o denli küstah mı olmalıydım” diye yanıt vermiş bu defa da zombilere benzetip.
  • dalyan ' a daha yakın olmakla birlikte , köyceğiz sınırları dahilinde kalmaktadır.ayrıca köyceğiz ' de bir otel adı.
  • müze kartıyla giriş yapabileceğiniz antik kent.
  • gitmenin en ekonomik yolu, kanal boyunca yürünüp kaya mezarlarının hizasına gelindiğinde oradaki sandallarla karşı kıyıya geçmek ardından da nar bahçeleri arasında 20 dakika yürümektir. sandalları dalyanlı kadınlar kullanıyorlar, sandaldan inerken bayana gidiş-dönüş parasını uzatıyorsunuz. kadın da sizi dönüşte iskeleden alıyor. gidiş-dönüş yolu ve sizi hafızasında tutmasının bedeli olarak da toplam 4 tl gibi bir rakam istiyorlar. ha ben yürümek istemiyorum diyorsanız daha büyükçe kayıklara atlayıp, başka bir noktada iniyorsunuz. bunun bedeli de 30 tl.

    kaunos, üzerinde uğraşıldıkça büyüyen bir antik kent. burada çalışmalar yapan prof. dr. cengiz ışık'a göre 100 yıl daha kazılsa başka başka yapılar ortaya çıkabilirmiş. ki doğrudur ufacık gölün dibindeki tepede yapılan kazı çalışmalarının tarihi pek eskiye dayanmıyormuş. geniş alana yayılmış büyük bir kent. gezerken enerjiyi ekonomik kullanmak gerekir. özellikle akropole çıkış oldukça zor. ben daha ilk surlara ulaşamadan pes ettim. gerçi bunda çoğu zaman yapmış olduğum gibi yanlış yolu seçip dik kayalıklarla cebelleşmem rol oynadı. keçilerin, kertenkelelerin fink attığı kayalıklarda manzaraya doyup aşağıya indim. haftaya daha çok vakit ayırıp göremediğim kısımları arşınlayacağım.

    bu arada kaunos'ta müze kart satışı mevcut. yok ben almiim diyorsanız 8 tl bayılıp içeriye damlıyorsunuz.
  • arabayla kapıya kadar gideyim derseniz bitmeyen, bozuk bir yol sizi bekliyor. cehennemin dibi diye bir yer varsa işte kaunos orada. efendi gibi dalyan'dan karşıya geçip iki adım yürüyün, yollarda telef olmayın.

    bugün gittim, agora'yı hep su basmış. tabelaları da artık kim koyduysa akıllım gitmiş tam su basacak yere koymuş. çeşme neymiş, stoa neymiş okuyamadan döndük. iyi ki sözlükte taa oraları görüp şu şudur diye gelip yazan arkeodeliler var.
  • gidilen dar yoldaki köylü kadınlardan nar reçeli alınmadan geçilmemelidir
  • dalyan'a gidilip mutlaka görülmesi gereken antik kenttir.araç ile dalyan'a geldiğinizde kayık ile 5 tl verip, karşıya gidip gelebilirsiniz aksi halde 120 km gibi bir yol sizi bekliyor olacak.kayık ile karşıya geçtiğinizde ilk sizi karşılayan kral mezarları olacaktır.lakin ayağını bacağını kıranlardan sebep ve ziyaretçilerin platform dışına çıkıp tarihi eserlere zarar vermesinden sebep kral mezarları girişinde kilit görebilirsiniz.eğer ki kapısında bekleyen şapkalı abiyi ikna ederseniz girebilirsiniz.dibine kadar gelip görmesi muhteşem.antik kente yürüme mesafesi 20 dakikadır.biraz rampa tırmanacaksınız ama etrafta ki çiçek kokuları yapmış olduğunuz mesafeyi unutturacaktır.müze kartınız yoksa girişi 10 tl'dir.kentte turlayıp, güzel resim kareleri elde edebilirsiniz.eski zamanlardan kalan gerçekten sizi alıp götüren bir yerdir.bol bol kara kaplumbağası ve kurbağa yavruları görebilirsiniz.tiyatroda oturup manzarayı mutlaka izleyiniz.dönüş yolu rampa aşağı olduğu için mesafe size daha kısa gelecektir.dinlenmek için kayıklara giden yolda teyzelerimizin yapmış olduğu nar suyundan içip, biraz dinlenebilirsiniz.lezzeti muhteşemdir.dönüşte sizi kayığınız bekliyor olacak.kayığı kullanan ablalarımızı göreceksiniz, sizi şaşırtmasın.
  • geldiniz, benim gibi meraklı, her taşı toprağı inceleyen birisiniz. aracınız var ya da yok netçem karşıya yüzcem mi diye düşünüyorsunuz, evet gençler dalyan feribot diye bir şey var. maraş caddesinin sonundaki kıyıdan kalkıyor. araç 15 tl yaya 5tl 2017 yılı temmuzunda. biniyor karşı kıyıya geliyorsunuz. karşı kıyı arkeolog evinin olduğu yerde bir iskele var oraya yanaşıyor. atlayın yoldan devam. yaya iseniz tel kapıdan girin, atlı pusatlı iseniz, ileride araba yoluna sapıp içeri giriyoruz. bilet milet işlerini halledin. orada bilgilenin, aydınlanın, tabelaları okuyun haritayı inceleyin. merkezde, amfi tiyatro(!? aslında toplanma yeri olur kendileri, her bi iş icra edilir) saray, kilise, yuvarlak taşlar dizili ( ölçüm, hesaplama gibi) yerler var. düzgün taşlar, estetik kıvrımlar kaunos, ege medeniyetinin, kaba olanlar hristiyanlık dönemi. aşağı eski limana inen bir yol var orada da tapınak ve pazar yeri, liman yapıları var. deniz eskiden oraya ulaşıyormuş. kalenin olduğu dağın devamında olan tepede yine kilise, surlar ve diğer liman mevcut. bu arada surlar çandır köyüne doğru devam eder limanı kapatır, bu antik surdur, harç yoktur arasında. tonlarca kayayı harçsız birleştirmişler, basit harçsız yığma taş değil yani. nasıl bilmiyorum.
    gelelim kaleye, macera tutkunu ve meraklı biriyseniz kalenin olduğu dağa doğru yürüyoruz. tiyatroyu geçip dalyana, sola kıvrılan patikayı buluyoruz. buraya dikkat! taşlarda kırmızı işaretler var onları bulun ve ayrılmayın o yoldan. yamaç kıvrılır sola doğru. sarnıç ya da tandır gibi bir taş örme yer sonrasında antik bir duvar kalıntısı vardır ha gayret. ufak bir sırt ve yine hristiyanlık kalıntısı ev, manastır benzeri harabeler göreceksiniz, burası dalyan'a bakar. işaretleri takip edelim gençler, akropole varacağız. düzgün taş bloklar vardır. zirvedesiniz tebrikler! iz tuzunu, deltayı, dalyan'ı görebilirsiniz buradan. iz tuzu tarafına dönün surlara gideceksiniz. yeni kazılan orta yerde büyük bloklar vardır, evet bildiniz! antik dönem! çirkin surlar sonraki uygarlıklardan, daha az ve küçük taşlardan yapılmış, aralarında kiremit ve mermer aparmalar vardır. gezi bitti, kahramansınız!
    gelelim maydonuzun faydalarına,
    -ulan o dağda antik blokların ne işi var, nasıl çıkardınız, neden?
    -duvarı harçsız büyük tonozlar ile nasıl birleştirdiniz?
    -homeros alfebeniz ve dini inancınız farklı olduğu halde neden sizi karyalıdır lan bunlar diye kestirip attı, ki siz kendinizi anlatırken gritten geldik dediniz zaten, homer azcık faşo mu?
    -resmi tarih abileri de sizi halis mulis anadolu uygarlığına kondurmuş, haklılar, siz istediğiniz kadar dedemler gritten geldi deyin, onlardan iyi mi bileceksiniz!
    ..

    bilgi pıtırcığı hedesi : giritten gelmişlerdir nokta
  • nereden geldikleri bir muamma, dağları oyup taptılar krallarına!

    mö 6.yy'a tarihlenen dalyan'da tam yerleşik bir antik kent. eski liman kenti. dağları oyup kral mezarları yapmışlar. kendilerine giritli diyorlar ama karyalılar, bildiğimiz anadolu'nun bağrından kopan insanlar. liman zamanla alüvyonlarla doldukça sıtma hastalığıyla baş edemez oluyorlar. bu yüzden yeşil benizliler diye geçerler. ölümden kurtulanlar da kaçıyor. ve kaunoslular ortadan kayboluyor.
    özellikle öne çıkan tapınak cepheli mezarlıklarıyla anadolu'da bulunan diğer kaya mezarlarına mimarisi olarak benzerleri yok.
    erkek kardeşi kaunos'a aşık olan byblis'in gözyaşları efsanesi anlatılan kent.
    persler, doğu romalılar, uçtürkler ve 13. yy ile menteşoğulları idaresine girmiş her gelenden de nasibini almış antik kent.
hesabın var mı? giriş yap