• bir nihan tastekin kitabi. polisiye lafi icini bosaltmaya yetmiyor, zira 'klasik musiki' olmasa da 'iyi pop' dinlemenin edebiyattaki karsiligi olacak kadar lezzetli.. ben, bir paranoyak olarak, elbette cem beyoglu'nun yanindayim, aksi dusunulemezdi..
    unutmadan; (bkz: kaplumbagalarin uykusuna dek).
  • gerçekten de oldukça "farklı" bir tarzı var. farklı olduğu yönündeki görüşleri okuduktan sonra edindim kitabı. ilk elime aldığımda normaldi her şey, sıradan bir polisiye gibiydi. cem beyoğlu karakterinin monologları biraz metin çakır'ı hatırlattı hatta. derken ilk öykü bitiverdi, hem de ortada ciddi bir polisiye olay olmadan. ikinci bölümün sonuna kadar da pek heyecanlandırmadı beni açıkçası. bunun sebeplerinden biri elbette ki cem'in inzivaya çekilmiş olması. son bölüm ise oldukça heyecanlı ve sıradışı.

    bu eser bir polisiye mi? emin değilim. ama güzel bir karışım olmuş bence.
  • bir "çıralı polisiyesi" mi desek acaba...
  • (bkz: nihan taştekin) polisiye türdeki kitabı.
    koleksiyoneri olduğum maceraperest kitaplar serisinden çıkmıştır.

    kitap, ilk bölümünü oluşturan kısmı adeta sisifos gibi ittire kaktıra okutuyor.
    gitmiyor be birader ilk bölüm. hiçbir merak uyandırmadan bir emekli amcanın hayatını seyreder gibi okuyorsun resmen.
    zaten kitap ilk bölümdeki eziyetten sonra başlıyor desek yeridir.
hesabın var mı? giriş yap