• sony'lerde nispeten daha az görülen olay. kablo tellerinin daha az esneyen bir fiber lif etrafına sarılmasıyla, kablonun iletkenlerinde kopma olmadan, daha fazla esneyebilmesi sağlanmış. philips kulaklığa elveda. (bkz: tek tarafi bozuk kulaklık)
  • kulaklığın miyadını doldurduğuna* işarettir. boyun tutulmasıda yanında hediyesidir. kulaklığın iki tarafınında çalıştığı haller vardır, boynu hep o şekilde tutmaya çalışıp robot olursunuz.
    arada da sanki radyo dinliyor gibi pürüzlü sesler duyarsınız ki çıldırtır.
  • kulaklığın size uymasından sizin kulaklığa uymanız aşamasına geçilmesi ile sonuçlanan durum. takıntılı bünyeler için modern tıbbın henüz farkedemediği bir kanser nedeni.
  • otobüsteyken olduğunda, sinirden adamın gözlerini yaşartan hadise. akabinde otobüste kulaklık parçalama ve kablo parçacıklarını sağa sola atma faaliyetleri kaçınılmazdır.
    (bkz: kodumunun)
  • bahsi geçen temassızlık eğer varsa genellikle kulaklık kablosu üzerindeki ses ayarı kısmında yaşanır. eğer güzelim kulaklığı atmaya kıyamıyorsanız ayar kısmını söküp, kabloyu çıkartıp, kablonun kopuk tespit edip, o kısmını kesip, sağlam kısmı geri lehimleyerek tekrar kullanılabilir hale getirebilirsiniz. ha yenisini almak daha kolay o ayrı dava.
  • dinlemekte olduğunuz şarkıyı piç eder, tüm yaşam enerjinizi çekip alır. yemin ediyorum şimdi sinirden kendimi sikecem.
  • kişisel tecrübelerime göre philips marka kulaklıklar muadillerine göre daha kolay temassızlık yapıyor. şekilleri falan hoş oluyor lakin uzak durmakta fayda var philips'ten bu konuda.
  • bir dönem kendimi bu arızaların tamiratına adamıştım. bu sebepten, üstünde yeterinden fazla felsefe yapmışlığım vardır.
    tamam belki ben teknik bilgim ve yeteneğim olduğu için pek zorlanmıyorum ama yepisyeni kulaklıkların insanlar tarafından, iplik kablosundaki tek bir temassızlık yüzünden çöpe atılması gerçekten üzücü.
    açılıp kapatılabilen bir kulaklık jack'inin yapılmayış sebebi, bu kanserden faydalanarak yeni kulaklık satabilmektir. kapitalist düzen işte her yerde bir çıban.

    yahu jack'i arızalandı diye kulaklık değiştirilir mi? bu uzatma kablosunu, fişi arızalandı diye değiştimekten daha az saçma değil.

    lan parmağı kırıldı diye öldürüyor muyuz insanları biz? hıı? alırım ayağımın altına!

    edit: cümledeki anlam düşüklüklerini giderdim, şeyolmasın.
  • umut sarıkaya tipi mutsuzluk tanımlarına on siralardan girebilecek bir temassizliktir bu. hele 90'larin basinda ilkokul/ortaokul gibi bir zamanda ailenize binbir yalvarmayla bir kulaklik aldirdiysaniz gozunuz gibi bakarsiniz o caaanim kulakliga. ancak bir bakarsiniz ki kulakliktaki ses gidip gelmeye baslamistir. buna ya sizin kucuk yaslardan kaynaklanana savruk kullanmaniz ya da essssek sipasi ergen arkadaslariniz sebep olmus olabilirler.
    gecmis olsun, onumuzdeki maclara bakicaz diyerek optimum surenin gecmesini bekler ve yeni bir kulaklik icin "baba yaaa" demeye baslarsiniz.
  • standart şekilde ve konumda bir kulağınız yoksa daha çabuk oluşuyor. misal kendimde kulaklık takınca kulaklığın kablosu dikey durmaktayken hoparlörlü kısmı neredeyse yatay konumda kalıyor. aylar içerisinde kulaklık kablosu bu şekli benimsiyor ve hoparlörlü kısıma yakın bir noktada 90 derece eğim yapan bir kabloya dönüşüyor. bu eğim kabloyu zaman içerisinde büküyor büküyor, bi yerden sonra kablonun plastik kısmı parçalanıyor; yine o vakitlerde kulaklıklardan birinden ses gelmemeye başlıyor (herhangi bir parçalanma olmadan da ses gidimi olabiliyor).
hesabın var mı? giriş yap