• alexandre dumas'ın "hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için" mottosunu ortaya attığı şövalyeli kardinalli gangster romanı. kitabın en düşündürücü yanı, isminin üç silahşörler olmasına rağmen neden dördüncü şövelye olan tüysüz d’artagnan üzerine olduğudur. neden dört silahşörler değil ki? athos, porthos, ve aramis işi gücü zevksiz giysiler giyip kılıçla düello etmek olan üç kankadır, bir gün kardinal bunları harleme iki kilo domates almaya gönderir, orada vampir avcısı blade ile tanışır ona dartanyan ismini takar, kanka olurlar. beraber bermuda şeytan üçgeninin sırrını çözmeye giderler.
  • tüm zamanların en başarılı edebiyat örneklerinden biri...
    dumas kulübüne uzaktan ilham olmuş eser...
    one for all and all for one...
  • uc silahsorler gercekte uc keskin nisanci mi5 ajanidirlar ve kitap alexandre dumas degil ian flaming tarafindan yazilmistir. uc ajan da beretta tabanca kullanirlar ve aston martin marka cift atli arabalarla dolasirlar. bu uc arkadasi bir araya getiren de dartanyan adinda, ermeni asilli bir baska mi5 ajanidir. dartanyan iclerinde en genci ve en iyi tabanca kullananidir. kadinlara karsi da yabana atilmayacak bir zaafi vardir. basi derde girdiginde onu kadinlar yerine uc silahsor arkadasi kurtarirlar. arkadaslarindan aramis, emekliye ayrildiginda kendi adini verdigi bir parfum magazasi (tuhafiye) acarak uluslararasi une kavusacaktir. porthos kendini dine verecek ve diyarbakir muftulugune tayinini cikarmayi becerecek, athos da osmanli mutfaginin leziz yemeklerine kanarak istanbul'a gelecek ve divan otelinin mutfaginda bulasikcilik yaparak gecimini kazanma yoluna gidecektir. athos bir gun hunkar begendi yapismis bir tabagi yikamayi bitirip terini kurutumak ve sigara icmek uzere kapinin onune ciktiginda, basina eski yunan denizcilerinden yurutulmus bir kasket gecirmis bir adamin divan'in kapisindan iceriye girmekte oldugunu gorecek, bu kisiyi muftu porthos sanarak ona dogru kosacak ve attila ilhan'in hismina ugrayarak mutfaktan kovulacaktir. hisma ugrama ve dahi kovulmayi kendine yediremeyen eski mi5 ajani, hemen diyarbakir'a, aramis tuhafiyecisine ve en son olarak stacey emin'in yataginda gorulmus olan dartanyan'a birer mektup yollayarak intikam almak uzere bir araya gelmelerini isteyecek, onlar da bu isler icin bin ladin'e basvurmasini isteyeceklerdir. bu noktada kitap yirminci cilde gelmis ve ian fleming de paralari yuklenip oteki dunyaya goc etmis olacaktir.
  • elimdeki 1970 basımı versiyonunun başında karakterleri tanıtırken;
    athos: üç silahşörlerden biri
    portos: üç silahşörlerden diğeri
    aramis: üç silahşörlerden ötekisi
    ibaresini kullanmış kitaptır. hastasıyım bu eski jenerasyonun gerçekten.
  • athos, portos, aramis'ten olusan, alexander dumas'in yarattigi olumsuz karakterler. uc sovalye genc d'artagnan tarafindan birlestirilmistir. bircok filme de esin kaynagi olmuslardir. bunlardan en yakin tarihlisi icin

    (bkz: the man in the iron mask)
  • http://www.gallery.cz/…302&action=first&language=cz
    kahramanlarımızın muhtemel resimleri...
  • bu yazı spoiler içeriyor olabilir, dikkat etmek lazım;

    romanın adı neden dört silahşorler değil, çünkü d'artagnan bir hayli sonradan silahşör rütbesine nail oluyor, bu yüzden daha dakika bir gol bir kitabın isminde spoiler etmemek için olabilir. bununla birlikte athos, portos ve aramisin d'artagnan ile karşılaşmadan daha evvel enseye şaplak göte parmak bir muhabbetleri olduğu biliniyor.

    d'artagnan silahşör olma arzusuyla bileği aklı ve yüreğine güvenerek şehre gelir. ilk etapta çizilen d'artagnan karakterinde gururlu, inatçı ve gençliğine aldanan rakiplerini şaşırtacak derecede iyi bir kılıç kullanma yeteneğine sahip bir delikanlı görürüz. kendisini hemen athos, portos ve aramise sevdiren d'artagnan diğerlerinin arasında zekası ile ön plana çıkar. athos (ki grubun en sağlam kişisidir) pek çok defa d'artagnan'ın zekasına övgüde bulunarak, onun en akıllıları olduğunu vurgulamıştır. ancan belirttiğim gibi romanın başlarında çizilen bu zekası ile grubun önderi pozisyonunda ki d'artagnan karakteri daha sonraları duygusal gel-gitleri yüzünden mi, athos'un baskın çıkan delikanlık ve olgunluğu yüzünden mi yerini hafifçe athos'a bırakır. tabi bunda athos'un hikaye örgüsünde yer alan ve pure evil bir insan olan milady ile olan geçmişi de rol oynamıyor değildir. neticede kral ve kardinal arasında ki gizli-görünür rekabetin arasında kalan bu arkadaşlar entrika dolu maceralara yelken açarlar. (peh peh peh)

    aramis, aslen geçici silahşörlük yapan, uygun bir zamanda bu işi bırakıp rahip olma iddiası taşıyan, ancak ve ancak gizli gizli çapkınlığa ve aşka da bayağı mesai harcayan bir arkadaş. sinsi kaçamakları ve bu kaçamaklar için kullandığı metotların ne kadar faydalı olabileceği ise görülecektir. portos ise yüksek sesli konuşması ve gür kahkahası ile okumaktan zevk aldığımız eğlenceli bir karakter. gösterişe düşkün olması vefakat bunu herzaman maddi olarak karşılayamıyor olmasıda onu farklı çözüm yolları aramaya itmiştir. portos daha sonraları pek çok filmde, senaryoda, romanda göremeye alışacağımız, fazla düşünmeyen, sorunları kaba kuvvetle çözebilecekken başka bir yola gerek olmadığına inanan, patavatız ve komik olmaya çalışmadığı halde komik olan karakterlerin belki de ilk temsilcisidir. gönlümüzde yeri apayrıdır. athos hepsi arasında yaş olarak en büyük olduğu için bir defa kafadan +1 charismayla çıkagelir. sessiz ve az ama öz konuşan rol athos'a düşmüştür. içmeye başladığında gerçekten içmeye başlamış demektir ve sonuna kadar onunla devam edebilecek az sayıda insan vardır. onu bu kadar çok içiren korkunç bir hikayesi vardır. bir sarhoşluk anında d'artagnan'a anlatırken şahit olduğumuz bu hikaye ile romanın ikinci kısmının büyük bölümünde başrol oynayan milady'nin bağlantısı o ana kadar fazla çözemediğimiz athos'un son bölümde ipleri eline almasına neden olur.

    fransa ve ingiltere arasında gene hatun muhabbeti yüzünden başlayan entrikalarla süslenen roman, alexandre dumas'ın sade ve samimi anlatımı, lezzetli ve kibar diyalogları ile çok güzel bir hale geliyor.
  • fransız tarihinden gerçek karakterler ile hayali silah$örleri çok güzel harmanlayıp bize aşk, cesaret, dostluk ve entrika dolu maceralar anlatan harikulade romanlar serisi. athos, porthos ve aramis silah$örlerin takma isimleridir, gerçek kimliklerini saklarlar. kral 13. louis ve kraliçe avusturyalı anne e sadakatle bağlıdırlar bu yüzden karizmatik kardinal richelieu ve adamı dük rochefort ile sürekli çatı$ırlar. genç d'artagnan mösyö treville in birliğine katılıp silah$ör olmak için paris e gelince kısa zamanda silah$örlerle kayna$ır ve mertliğiyle treville in gözüne girer. ev sahibinin genç ve de sevimli karısı madam bonacieux ile a$k ya$amayı da ihmal etmez. gelgelelim kardinalin kraliçeye karşı entrika çevirmek için kullandığı acımasız milady de winter'ın cazibesine kapılınca işler karı$ır çünkü milady nin omzunda fleur de lys damgası vardır... entrikalar, gizemler böyle birbirini takip eder, bu roman insana fransız tarihini sevdirir.
hesabın var mı? giriş yap