• dunyanin ilk savas orkestrasidir.
    (bkz: savas orkestrasi)
  • (bkz: mehter marsi)
  • her hafta belli gunlerde valikonagi caddesi'ndeki askeri muzede gosterisi yapilir
  • dünyanın en eski bandosu olarak kabul edilen mehter’in tarihi vii. yy. da yazılmış ve türk tarihinin en eski yazılı kaynağı olan orhun yazıtlarına kadar uzanmaktadır. mehter, türk kahramanlığının ve evrensel boyutlara ulaşmış anlayışının günümüzdeki görkemli bir anıtıdır.
    dünya askeri tarihinin bu ilk bandosu geçmiş dönem türk müziğinin coşkulu ritimlerini de bugüne taşımaktadır.
    mehterin giysileri renk ve biçim bakımından ayrı bir güzellik arz eder. giysilerinde tüm renkleri görmek mümkündür. kullandığı enstrümanlar kaba zurna, boru, kös, davul, nakkare, zil ve cevgendir.
    mehterler, harp meydanlarında gece karanlığında bile ordugah nöbetçilerinin uyumaması için devamlı çalar ve aynı zamanda da "yektir allah!" diye bağırırlardı. harp esnasında ise, padişahın veya seraskerin yanında durup, harp boyunca askerin cesaretini artırmak ve düşmana dehşet vermek için çalardı...
    en ünlü marsları ceddin deden olması muhtemeldir.

    osmanli700 gen tr

    üç ileri, bir geri gitmiyorlar
    mehter bilinenin aksine üç ileri bir geri yürümüyor. üç adımda bir hafif sağa sonra sola dönüyor ve selam veriyor. bu mehterin tören yürüyüşü. törene katılanları selamlamak için üç adımda bir duraksıyorlar. mehterin başında bölük komutanı; çorbacıbaşı arkasından zırhlı muhafızla birlikte devleti temsilen al sancak, bağımsızlığı temsilen ak sancak, islamiyeti temsilen yeşil sancak, sonra üç sıra halinde en büyüğü hücum tuğu olan dokuz tuğ geliyor. tuğlardan sonra mehterbaşı, sonra sırasıyla çevgenler, zurnazenler, boruzenler, nakkarezenler, zilzenler, davulzenler ve en arkada köszen geliyor. saz başları kırmızı diğer müzisyenler lacivert giyiyorlar. en önemli çalgı, devasa bir kase şeklinde olan ve deve ya da manda derisinden yapılan kös. önemli olayları en gür sesli bu çalgı anlatıyor. davul da bir diğer önemli çalgı. çember şeklindeki ağaç kasnağa deri gerilmesi suretiyle yapılan davul, mehterin ritmini taşıyor, ana usulü oluşturuyor. bir diğer ritm çalgısı nakkare üzerine deri gerilmiş iki bakır kaseden oluşuyor ve usul aralarını doldurarak, ezgiye canlılık katıyor. mehter takımında ezgiyi tek başına çalabilen tek ses ise zurna. 7 delikli bu çalgı, mehter havalarındaki neşeli ve kahraman ruhu yansıtıyor. pirinçten yapılan ve parlak bir ses yapısına sahip olan borular, icraya uzun ve tiz seslerle katılıyor. tam daire şeklindeki ince ve keskin sesli zil bir usül vurma aleti ve zilzenler tarafından çalınıyor. bir metre uzunluğundaki değneğin uç kısmına geçirilmiş bir hilalin etrafına dizilmiş 8-10 zilden oluşan çevgen'i çalan çevganiler aynı zamanda okuyucular. sayıları her bir çalgı sayısının iki katı. tüm bu çalgılardan oluşan mehter uyumlu bir coşkuyu örerken yürüyor ancak her zaman her üç adımda bir durup selam vermeden. eskiden ordunun önünde yürüyen ve orduya motivasyon sağlayan mehter duruma göre ritm oluşturarak hareket ediyor.
    http://www.aksam.com.tr/…03/02/03/yasam/yasam3.html
  • iki ileri bir geri şeklinde ki birazda esprili anlatımlı yürüyüş şekilleri yürürken sağa ve sola selam vermelerinden kaynaklanırmış.
  • yirmibirinci yüzyılda hala neden varolduğunu kendisi anlatır. bir defa daha okuyalım

    yürekler kabarık, gözlerde damla,
    mehteri saygıyla dur da selâmla.
    bir huşû içinde dinle gülbankı
    sesleniyor tarih, bu ses o yankı.

    sen böyle yürürken tuğla sancakla.
    türk'ün savaşları geliyor akla.

    asırlar boyunca çınladı serhat.
    doğu'dan batı'ya yemen belgrat...
    duyarak bakışan gözler görüyor.
    fatih topkapı'dan şehre giriyor.

    sen böyle yürürken tuğla sancakla.
    türk'ün savaşları geliyor akla

    kim olduğumuzu unutmamamız için hala vardır, gelecekte de olacaktır.
  • bir ortaçağ balkan şehri düşünün.. türklerin geleceği biliniyor yakında, 3 günlük yoldalar. savunma için son hazırlıklar yapılırken herkes oradan oraya koşarken çook derinden ve uzaktan dum-dum-dum diye ard arda 3 ses devamlı ve ritmik olarak kulaklara değmeye başlıyor.. o ses saatler geçtikçe adam akıllı duyulmaya ve detaylanmaya başlıyor.. dum.tak-dum.tak-dum.takataktak!!!.. budur işte mehter.
    schiller demiş zamanında "ölüm korkusu ölümden daha korkunçtur" diye. mehter de bu korkuyu verir yolu üzerindekine..
hesabın var mı? giriş yap