• türkiyenin en büyük oyun yazarlarından biri.ne yazıkki dün kaybettik.onun ölmesiyle farkında olmasanızda çok şey kaybettik..
    elli yaşında gırtlak kanserine yenik düştü..
    uzun yıllar paris ve londrada yaşadı.. kenyada sinema dersleri verdi.. 4000 i aşan bi vhs video arşivine sahip aşmış bi insan.bi dönem cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yapmıştır.oyunculuğu çok ciddiye aldığımdan oyunculuk yapmıyorum demiştir kendisi zamanında. bazı oyunları limon,kamyon, maskeli süvarı, tensink, düdüklüde kıymalı bamya, aşk, vladimir komarov,kutu kutu , menekşe korsanları... nie ölür böle adamlar bilmem off off
  • "güne bakan cam kırıkları" adlı oyunu iki sene önce istanbul devlet tiyatrosu tarafından sahnelenmişti. oyun, parkta karşılaşan bir adamla kadının konuşmaları üstüne kuruluydu. bu oyundaki performansıyla adnan biricik en iyi erkek oyuncu ödülünü almıştı.
  • yalnizligin oyuncaklari adinda, daha okurken etkileyen bir oyunu vardir ki memet baydur oyunlarinin ozelligidir, yazildiklari kagitlarda da etkilemeye hazir dururlar. nedense es gecilmis bir oyku kitabi da vardir memet baydur'un: gozun kahverengi suyu. kisa, hinliklerle dolu, vurucu oykuler vardir bu kitapta. belki de baydur'un en memetbaydurca yapitidir bu ince kitap. gercekte oyunlarinin birer oyku oldugunu, onlara once ve sonra da oyle bakilmasi gerektigi konusunda ipucu verir bizlere.

    bir insan cekilmis (ve hatta cekilmemis) butun filmleri seyredebilir mi? memet baydur seyretmistir. ustelik bu filmleri cekenleri tanimis, onlarla derin sohbetlere dalmis ve hepimizi oldugu gibi onlari da guldurmustur. cok guzel, cok derin guldurur memet baydur. yazilarinda ve konusurken de. muzik dinlerken susmayi yegler. cunku sinema, tiyatro denli ciddiye alir muzigi. kulagi neredeyse gozunden de iyidir. klasik muzige meraklidir ama gonlu cazdadir. pekiyi bir insan onca plagi dinleyebilir mi? dinleyen memet baydursa dinleyebilir elbette. memet baydur piyasaya cikmis, cikmamis butun caz plaklarini bastan sona ve susarak dinlemistir. bu plaklari dinlemekle kalmamis, yasamis (ve hatta yasayacak olan) butun caz muzisyenleriyle dost olmustur. chet baker'la. oscar peterson'la, joe pass'le derin sohbetlerde bulundugu bilinir. ve onlari da guldurmeyi becermistir memet baydur. oylesine derindir sohbetleri. ve cok icilmistir bu sohbetlerde. o cin tonik icmistir hep. sekeri ciktiginda bile cinini ve tonigini bardagindan eksik etmemistir. bir de bellegi vardir memet baydur'un. o hicbirseyi unutmayan, fotografik bellegi. seyrettigi filmleri kimlerin cektigini, goruntu yonetmenlerini, editorlerini, filmde oynayan herkesi aklinda tutar, dahasi diyaloglari animsar. okudugu kitaplar da aklinin bir yerinde dururlar. ilk satirlarindan son satirlarina dek. cumhuriyet'te yazdigi denemelerinde yaptigi butun alintilar okuduklarindan aklinda kalan kitaplardandir ve asillariyla virgulune dek cakisirlar.

    boyle bir adamdir. adamdi. iyi insandi memet baydur. oldugunde uzdugu gibi bu yaziyi yazarken de beni cok uzdu. yasaydi bu yaziyi okudugunda cok guler, beni de guldururdu. sonra bol tonikli, bol buzlu bir cin hazirlardi kendine. "hadi bir tati seyredelim." derdi. playtime'i gulmekten yerler yatarak seyrederdik. film biterdi, bill evans dinlerdik. ankara sokaklarinda bulup "evlat edindigi" kurt kopegi (ki adi tati'ydi) disari cikmak isterdi, disari cikardik. hava guzel olurdu sabahin dordunde ankara'da, londra'da, nairobi'de, paris'te madrid'te, washington'da. memet baydur yasasaydi boyle gecerdi gunler. o yasiyor olsaydi hersey gercekten cok guzel olurdu.
  • bir arkadaşımın orta 3 deyken tanışma fırsatı bulduğum babasıydı kendileri. zamansız kaybettik.
  • yalnızlığın oyuncakları kent oyuncuları tarafından oynanmıştı, bu izlediğim ilk oyunuydu. sonra sırasıyla diğerleri geldiler, bazılarını gitmesem de görmesem de sevdim, belki sadece adından..
  • “düşüncelerden çok, durumları, duyguları göstermeye çalışıyorum oyunlarımda. her ayrıntı başka ayrıntıları getiriyor aklıma. çoğu zaman da birbiriyle çelişen durumları, duyguları. üstelik kuşku kavramına yabancı insanlardan mürekkep bir ülkede yaşıyorum. hemen herkesin yüzünde , gerçeği bulmuş insanların gerginliği, sorumluluğu , ekşimişliği. bana acıklı, hüzünlü geliyor bu. hem de komik.

    tiyatro sahnesi ahlaki ya da gayri ahlaki bir ders alanı olmamalıdır seyirci için. günümüz insanına oyun yazarının vereceği hiçbir ders yoktur. tiyatro bir dershaneden çok ‘büyülü bir haz alanı’ olarak düşünülmelidir. ”(m.b)

    iki yıl önce kaybettiğimiz belki de en çalışkan ve üretken yerli oyun yazarlarımızdan biriydi memet baydur.cumhuriyet gazetesinin hınzır köşebaşı sahibiydi.
    "gülmek ciddi bir iştir",demiş..işini de şakayla karışık bi ciddiyetle yapmış,erken ayrılmış,geride 26 leziz eser bırakmıştır..
    özellikle;yalnızlığın oyuncakları,düdüklüde kıymalı bamya,limon gibi oyunları dikkate değer şahaneleri..
    bu sezon devlet tiyatrolarında* kamyon isimli oyunu izlemek mümkün.
  • erken gittiğinden midir nedir hep bi yarım kalmışlık hissi verir bu adam bana..sanki daha yazacak çok şeyi,kuracak çok cümlesi varmış gibi..
    (bkz: uccello nun kuşları)
  • yangın yerinde orkideler adlı oyunun da yazarıdır aynı zamanda.
  • türkiye'nin us'lu, adam gibi, paylaşımcı yazarlarından, kültüre kazandırmış olduğu varsıllık üzerine ve de oyunları üzerine gazel yazılacak baba adamdır.
    sözcükleri özlenen, tekrarlarından sözcükler doğurtulan güzide varlık, özlüyorum senin harflerini...
hesabın var mı? giriş yap