• 90lı yılların başından beri istanbul üniversitesi kadın sorunları araştırma ve uygulama merkezi başkanlığı görevini sürdüren felsefe profesörü.
    yeryüzünde anadilini en iyi, güzel, doğru ve düzgün konuşan insanlardan biridir.
    üç çocuk annesidir, en küçük çocuğu ilkokul arkadaşım olur.
  • (bkz: yesim arat)
  • taha kıvanç'ın eski tarihli bir köşe yazına da konu olmuştur kendileri:

    böyle biriyle karşılaşınca benim ilk yaptığım, elimin altında bulunan biyografik başvuru kaynaklarından onun hakkında bilgi edinmektir. necla arat'ın çanakkaleli bir ailenin kızı olarak istanbul'da dünyaya geldiğini oradan öğrendim sözgelimi. bir başvuru eserinde yer alan genç kızlık soyadından iz sürerek, bağımlılığını yüksünmeden itiraf ederek alkolizmden kurtulan ve o çileli günlerini kitaplaştıran ünlü bir gazeteci ağabeyi olduğunu da buldum. eşi nedim bey'in mesleğini öğrenmem de zor olmadı.

    "arayan bulur" diye boşuna dememişler … necla arat'ın akademik kariyerinde bir gariplik dikkatimi çekti: her ünvanı arasında akıl almayacak kadar uzun yıllar geçmesi gerekmiş necla hanım'ın; 1964'te asistanlığa başlamış, 1969'da doktor, 1975'te doçent olmuş… daha garibi, o yıllarda âdeta otomatiğe bağlı olmasına rağmen, profesörlüğe yükselişinin tam 13 yıl alması…

    sebep ne olabilir acaba? bu soruyu sormaya başlamamla bana o sıralar pek şaşırtıcı gelen cevabı bulmam arasında pek fazla zaman geçmedi: necla arat, "kendim yazdım" iddiasıyla fakülteye sunduğu profesörlük tezini, meğer başka yazarların kitaplarından resmen çalmamış mı? sizin anlayacağınız, bugünün çağdaş yaşamcı , 'silahsız kuvvetler' üyesi necla arat, bundan tam 17 yıl önce, 'ilim hırsızlığı' yaptığı tespit edildiği için üniversiteden atılmış biri. bir bilim adamını en yakınının yüzüne bakamayacak hale getirecek bir sabıka yüzünden, necla arat, altı ay süreyle üniversiteden uzaklaştırılmış ve 1981 yılında alabileceği profesörlük unvanına ancak 1988 yılında kavuşmuş.

    necla arat'ın 'bilim hırsızı' olması karakterinin bir yanını ortaya koyuyor da, bugünkü canhıraş çabasının ardındaki güdülenmeye pek fazla ışık tutmuyor… bence işin en kritik noktası da burası: necla arat, çalıntı profesörlük tezini kabul ettirememesini, jürisindeki bir 'islâm felsefesi' hocasının kişisel gadrine bağlıyor.

    istanbul üniversitesi edebiyat fakültesi felsefe bölümünde doçent olan necla arat, 1981 yılında, tez olarak hazırladığı 'ahlâk felsefesi' adlı (kitabın adına dikkat isterim) 218 sayfalık kitapta, 'intihal' (araklama) olayını araştırmak üzere kurulan komisyonun tespitlerine göre, üç yabancı kaynağı tepe tepe kullanmış… satır satır yararlandığı o üç kitabın adını 'kaynaklar' bölümünde anmamış bile.

    necla arat ile ilgili komisyon raporundaki en can alıcı cümleyi buraya nakledeyim de nasıl bir 'özgün olay' ile karşı karşıya bulunduğumuzu anlayın: "görüldüğü üzere, necla arat’ın 218 sayfalık tezinin sadece 20 sayfa kadar tutan kısmının orijinal mi olduğu tesbit edilememekle beraber, geri kalan 200 sayfalık kısmı tamamen intihalden ibarettir." 'intihal' kelimesini, türk dil kurumu'nun türkçe sözlük'ü tek bir kelimeyle karşılıyor: 'aşırma'… intihal, 'bilimsel hırsızlık' demek oluyor…
  • gözaltında cinsel şiddete maruz kalan kadınlar hakkında 2002 yılında köln'de düzenlenen "kadın hakları eşittir insan hakları" başlıklı konferansta bilgi veren eren keskin hakkında suç duyurusunda bulunmuş kadın sorunları araştırma ve uygulama merkezi başkanı.
  • demokrasilerde ordunun mudahelede bulunabilecegine inanmis kisi. sanirim darbelerde insanlara iskence degil, hizmet edildigini saniyor bu hanim agamiz.
  • 200 küsur sayfalık tezinin sadece 20 sayfasının kendine ait, geri kalanının ise üç ayrı ingilizce eserden "serbest esinlenme"** olduğu iddia edilen aydınımız. tezin adı mı? "ahlak felsefesi"*

    taha kıvanç yazmış:

    "(...) necla arat, profesörlük unvanı almak için, istanbul üniversitesi edebiyat fakültesi'nde bir tez hazırlar. tezi görüşen kurulda oylar kilitlenir; beş üyeden ikisi lehte, ikisi aleyhte, biri de çekimser oy kullanmıştır çünkü... böyle durumlarda âdet, durumu bir üst kurulun ilgisine sunmaktır; öyle de yapılır. üst kurul, daha önce konuyu görüşen bilim kurulunun üyelerinden birinin hazırladığı bir rapordan haberdar olunca işin rengi değişir. üst kurul, dehşetengiz iddialarla dolu raporu ciddiyetle incelemesi için bir komisyon oluşturur...

    “necla arat o raporu dosyaları arasında bulabilir mi, bilemem, ama hâfızasını tazelemek için en can alıcı cümleyi buraya nakledeyim: 'görüldüğü üzere, necla arat'ın 218 sayfalık tezinin sadece 20 sayfa kadar tutan kısmının orijinal mi olduğu tesbit edilememekle beraber, geri kalan 200 sayfalık kısmı tamamen intihalden ibarettir.'

    “ahlak felsefesi adını taşıyan tez üç ayrı ingilizce kitaptan tercüme yoluyla derlenerek hazırlanmış, rapora göre. böyle durumlarda hep yapıldığı gibi, iz şaşırtsın diye, serbestçe yararlandığı o üç kitabın adını bile anmamış necla hanım. ancak, rapor, o kitaplarla tez arasındaki fikir ve ifade beraberliğini satır satır göstermekte. tabii, bilim jürisi durumundaki üst komisyon bu bulgu üzerine tezi geri çevirdiği gibi, 'intihal suçlusu' doç. dr. necla arat'ın üniversiteyle ilişkisinin kesilmesini de talep etmiş. sonuçta, necla hanım üniversiteden altı ay uzaklaştırma cezası almış. meslekdaşları 'artık dönmez' tahmininde bulundukları halde dönmüş de. bu durumu bilenlerin ortadan çekilmesini sabırla bekleyip, 1988 yılında, yani epey gecikmeli, yök profesörü de olmuş. (...) "

    (bkz: http://www.yenisafak.com.tr/…r/?i=5029&y=tahakivanc)
    (bkz: intihal ve terakki cemiyeti)
  • okulda* derslerine koşa koşa gittiğim, en çok sevdiğim hocamdı. hep onun yanında akademik kariyer yapmak istemiştim. şartlar başka türlü gelişti ve olaydan koptum gittim*.
  • televizyonda tartışma programına katılması ile ne olabileceğini 11.07.07 tarihli manşet programında görmüş öğretmen. (bkz: bana arkadasini soyle sana kim oldugunu soyleyeyim)

    acı görüntüler: http://www.youtube.com/watch?v=hmefijsmeb4
  • nedense akademide kibarca intihal denilen asirmayi yapmis kisidir... baklavacidan uc parca baklava (c)alan hapse girer, tezini intihalle yapan meclise girer, bir baskadir benim memleketim...
hesabın var mı? giriş yap