• neden böyle iyi kitaplar yazıyorum 'u açıklıyordu en son bıraktığımda pos bıyıklı, arık delilik'den muzdarip bey, gerçi soyca maymuna yakındır, herakleitosça, rahattır, presokratik düşünce sistemlerinde kalmıştır, bay nietzsche, sokrates 'e saldırır, fakat ona da sıcaktır aslında, itiraf eder. ne fark ederki; çarmıhtakine karşı dionysos sunduğu müddetçe bay pos bıyık'ın en çok sarfedeceği laftır; "non legor non legar" yani okunmuyorum, okunmayacağım.
    bu bir isyan mıydı? evet öyle değerlendirilebilir; schopenhauer, başyapıtı istem ve tasarım olarak dünya satılmaya başlandığında legor legar yani okunuyorum, okunacağım deyivermişti ya, işte bay pos bıyık burada karşıt örneklemeyle isyan ediyor; okunmuyorum, okunmayacağım.

    aslında üstad'ım için, üstad'ın kendi gözünden bakıldığında; bir kendi var, bir de yazıları.
    acaba anlaşılıyor mu? buna değinmeliydi, başlık atmalıydı değinisine (beğenisine); 'neden böyle iyi kitaplar yazıyorum' deyiverdi, ardından üstünkörü başladı anlaşılıp anlaşılmama sorununa. henüz zamanı da gelmemişti aslında; ona göre insanlık henüz cenazeleri, düğünlermiş gibi kutlayacak olgunlukta değildi; fakat günün birinde, insanların onun anladığı gibi yaşayacakları, öğretecekleri öğretim kurumları gerekecekti, hala gerekecek belki de, ya da gerekiyor. ona göre; kimi insan öldükten sonra doğar. zerdüşt 'ün anlaşılabilmesi için kürsüler bile kurulabilecektir, kurulmalı ki bu fikirde olduğundan zaten, çaktırmadan umut tacirliği yapıyor kendince, oysa umut butun kotuluklerin anasidir demese de, demeye getirmişti; herneyse; kendi de rahatsız bu durumdan aslında; ama daha şimdiden, getirdiği doğruları duyacak kulaklar, alacak eller bekleyemezdi, kendi kendisiyle çelişemezdi. zamanında onu duymamalarını, verdiklerini almak istemediklerini anlaşılır bulmaktaydı, doğrusu da buydu zaten. kimseyle karıştırılmak istemiyordu, önce kendi kendisini karıştırmamalıydı.

    doktor heinrich von stein bile bir keresinde, zerdüşt 'ün bir kelimesini bile anlamadığını söylemiş nietzsche 'ye, o da bunun böyle olması gerektiğinden dem vurmuşdurmuş.
    onun altı cümleciğini anlamak, yani yaşamış olmak, "çağdaş" insanların çıkabileceğinden çok daha yükseklere götürür ölümlüleri. hatta şunu bile isteyemez nietzsche; onda ayrılılığın bu duygusu varken, tanıdığı çağdaşların onu yalnızca okumuş olmalarını.

    işte burada non legor non legar diyor efendim;
    schopenhaeur'a karşı dionysos.. of pardon.
hesabın var mı? giriş yap