• parchment kelimesinden gelen bir kelime (ya da ingilizceye latinceden falan gecmistir.) kullanilan ilk kagidimsilardan biri.
  • bilgi üniversitesi edebiyat kulübü tarafından yayınlanan 3 aylık edebiyat dergisi. hala yayınlanıyor mu bilmiyorum ama 2000 kışında çok güzel bir shakespeare konulu bir cilt yayınlamışlardı.
  • daha eski bir teknoloji olarak, (bkz: papirus)
  • (bkz: palimpsestus)
  • (bkz: ak deri)
  • bergama'da keşfedilmiş kağıt çeşidi.
  • bizansta el yazmalarının üzerine yazıldığı bir malzeme. keçi, koyun, öküz gibi hayvanların derisinden yapılan sarımtırak bir malzemedir. erguvani renkte olanlarıda vardır. erguvan renk imparatorluk rengidir.
  • yani bir çeşit süper kahraman. parşö man. ben de bugün nasıl iğrencim belli değil.
  • bilgi üniversitesi bünyesinde çıkan 3 aylık kültür edebiyat dergisi.. bununla birlikte disiplenlerarası her türlü çalışmaya, tutarlı olması koşulu ile (fikrin anlaşılırlığı üzerinden) deneysel her tür işe de açık bir öğrenci dergisidir kendileri.
    çok akademik bir resim çizer gibi görünmesine rağmen, aslında durum içeride farklıdır ve dışarıdan katılıma da açıktır efenim..
    bu sayı başlığı rüya ve ilgili deneme, çözümleme, şiir ve öykü dergiye gönderilebilir olup, bu konu başlığı dışındaki yazılar da beklenmektedir.son teslim tarihi 25 mart olmakla birlikte,
    ilgilenen ve yazı ulaştırmak isteyenler
    korfulaa@yahoo.com adresine yazılarını gönderebilirler..

    bu arada,
    derginin danışma kurulu:

    jale parla
    nurdan gürbilek
    bülent somay
    murat belge
    orhan koçak
  • parşömen dergisinin yeni halini görme fırsatım oldu. yeni yazı kurulu çıkarıyormuş artık. edebiyat-eleştiri dergisi değil de, disiplinlerarası bir kültür-edebiyat dergisi olacakmış, ne farkı var algılayamadım. kapağına da "küçük şeylerin dergisi" diye not düşmüşler. şık ve profesyonel değil, amatör ve kendini yeniden üreten bir oluşum imiş. bir de herkese, her alana, her türlü çalışmaya, deneysel görsel ıvır zıvıra açıkmış.

    küçük şeylerin dergisi denen şeyin içeriğine bir bakalım: jung'dan iki makale çevirisi, murat belge'nin 30 sayfa civarında bir makalesi, nurdan gürbilek ile bir söyleşi (nurdan gürbilek'e "80'ler bir dönüşüm mü, kırılma mı?" diye sormak da ayrı bahis konusu), öyküler, denemeler, şiirler, bir öğrencinin ingilizce yazdığı şiir ve başka bir öğrencinin bunu çevirmesi. bunlar küçük şeylerse, ben büyük şeyleri merak ediyorum nedir, ne değildir. kastedilen şey muhtemelen öğrenci dergisi olması.

    bu türden bir ukalalığı ben kaldıramıyorum artık arkadaşım. hem "biz küçücük, mütevazı çalışmalar yapıyoruz, amatör ruhluyuz" diyeceksin, hem murat belge'nin eleştiri yazısını yayınlayacaksın, nurdan gürbilekle söyleşi yapacaksın, jung makalesi çevireceksin, ingilizce şiir yazmaya kalkacaksın. yazılan şiire bir sözüm yok, herkesin kendine göre bir güzel şiir anlayışı vardır, sözlüksüz okunamıyor orasını belirtmem lazım. bunlardan daha "kalburüstü" ne var türkiye'de bilmiyorum. "biz deneysel her şeye açığız" diyeceksin, bildiğin edebiyat dergisi formatında devam edeceksin, ki bence normali de odur. her şeyi içermek, aynı zamanda her şeyi dışarıda bırakmaktır. orada bir küçük resimle ilgili inceleme yayınlandı diyelim, örneğin rembrandt'ın ascension tablosunun analizi olsun (zaten daha küçük bir şey yok). ben de rembrandt ile ilgili araştırma yapan, ödev hazırlayan bir sanat tarihi bölümü öğrencisiyim. bunun için nereye bakarım? sanat dergilerine, resimle ilgili ansiklopedilere, derlemelere, varsa rembrandt'ı anlatan kitaplara vs. kitapçıda parşömen'i gördüğümde, "küçük şeylerin dergisi" ibaresini de okuduğumda, içini açmaya bile zahmet etmem, tuhaf bir öğrenci dergisi herhalde der geçerim. ama parşömen'de böyle bir yazı bulunabilecekmiş. o da sanırım o sayıdaki tek inceleme yazısı olur. dosya konusunu duysam oradan da anlayamam, bu sayının konusu rüya imiş ama tek inceleme yazısında murat belge'nin nihal atsız eleştirisi bulunuyor. bu neye hizmet ediyor peki? her şeyin belirli bir platformu olmasının hiçbir anlamı yok mu? her türlü yazıya açık olmanın manası nedir? fanzin mi çıkarıyorsunuz? bir fanzinde jung çevirisinin ne işi var? bu nasıl bir kafa karışıklığıdır?

    parşömen, edebiyat alanında akademik veya gayri akademik çeşitli çalışmalara yer veren, çeşitli üniversitelerdeki edebiyat yüksek lisansı bölümleri arasında bir network oluşturan, devingen bir platformdu. disiplinlerarası olma durumu ise, zaten artık disiplinlerin kendisinde var. edebiyat, sosyoloji, siyaset bilimi, tarih gibi alanlar, kendiliğinden disiplinlerarası alanlardır. edebiyat dergisi deyince sadece edebiyat anlamıyor artık kimse. edebiyat eleştirisi de zaten disiplinlerarası bir çalışma alanıdır, özellikle belirtmeniz gerekmez.

    yeni hali şöyle olmuş; inceleme-eleştiri yazılarını tek parçaya indirip, deneme-şiir-öykü ile kalan sayfalar doldurulmuş. karşılaştırmalı edebiyat bölümü, edebiyat eleştirmeni yetiştirmek için kuruldu diye biliyorum ben, öğrenciler de bitirme tezi olarak roman yazmıyorlar, şiir derlemiyorlar. elbette öğrencilerin öykü-şiir yazması için belli yerlerin olması, bunların en azından kendi çevrelerinde beğeniye sunulması güzel bir şey, ben de öykü yazsam bir yerde yayınlanmasını isterdim. ama her türlü şeye açık olan bir yerde değil, öykü (de) yayınlayan, öykü ile ilgilenenlere hitap eden bir yerde. sanatla ilgili bir dergide öykü çıkarsam, hiç de anlamlı olmazdı. çünkü onu sanat tarihiyle, plastik sanatlarla ilgilenen insanlar alıyor ve o öyküyle ilgili sağlıklı bir geri bildirim almam mümkün değil. onu okuyanlar en fazla "güzel olmuş, kötü olmuş" diyecekler zira.

    parşömen, okuyucusuna ulaşmayacak yazıların yayınlandığı, kişisel kaprisler arasında heba olmuş bir dergi oluvermiş. çok mütevazısınız gerçekten.
hesabın var mı? giriş yap