piknik

• motor, fayton, tirmanma seridi, klise, lokantada yemek, sarap, self servis, hangi okul, sarma, copluk, cay bahcesi, ceddin deden neslin baban, sarilma kardesim, lagara lugara, yorgunluk....
• havı bitmiş halının üzerinde birbirinden farklı bardaklardan sıcak rakı içilen, erkeklerin önü sarkmış atlet ,küçük parmagın kenarından çıktıgı tokyo giyilmesi adetten olan eylem biçimi.patlak top ve salıncak diğer aksesurlardandır
• istiklal caddesinde odakule yakınlarındaki köfteci
• ankara'nın efsanevi şarküterisi ve lokantası. kızılay da işbankasının yan köşesinde idi. şarküteri kısmında kendi yaptığı sandviçlerin içinde kendi sosisi hardalı ve turşusu ile muazzam bir lezzet kaynağı idi. içinden geçilen lokanta kısmında ise türlü tabir edilen sosis sotesi, yayın ve beyin tavaları çok meşhurdu ankara'ya arjantini öğreten yerdi.
• ankara'da büfe için alternatif sözcük
• (bkz: istiklaldeki yesil bina)
• picknick diye yazan sorunlu arkadaşlarımızda yok değildir.hatta bunu nick olarak kullananlar.
• piknik denen eglencede, cayira gaz tupu goturulup kiymali patates pi$irilir, yaninda icilen rakinin-biranin $i$eleri oracikta birakilir, az otedeki calinin arkasina di$kilanir, agac 110 kiloluk rasim efendi'nin salincak kurmasi ile kirilmazsa da tahrip edilir. bu esnada arabanin kapilari ardina kadar aciktir ve di$ari ferdi tayfur ya da benzeri bir guzide sanatcimizin sesi gumburdemektedir. (eger piknige 1978 model dodge kamyonla gelinmedi ise)
• dumurlar ötesi bir eser. izlenmeli ve gerçek pikniğin ne olduğu anlaşılmalıdır!
• (bkz: piknik tüpü)