• ingilizcede bir sert erkek ismi.
  • roscoe street station: max payne'in ilk bolumu bu metro istasyonu icinde gecer. terkedilmis 2 numaraya varincaya kadar 4 ve 5 numaralardan gecer adamimiz, istasyonu epeyce taniriz.(bkz: max payne)
  • bi bas lutye firması. üst seviyedir. hot kütürdür*` :boutique` kütür kütürdür.
  • midlake'in 2. albümleri trials of van occupanther dan güzel bişey;

    stonecutters made them from stones
    chosen specially for you and i
    who will live inside
    the mountaineers gathered tender
    piled high
    in which to take along.
    driving many miles, knowing they'd get here.

    when they got here, all exhausted
    on the roof leaks they got started
    and now when the rain comes
    we can be thankful

    ooh aah ooh
    when the mountaineers
    saw that everything fit, they were
    glad and so they took off

    thought we were devoid
    a change or two
    around this place
    when they get back they're all mixed up with no one to stay with

    the village used to be all one really needs
    that's filled with hundreds and hundreds of
    chemicals that mostly surround you
    you wish to flee but it's not like you
    so listen to me, listen to me

    oh, oh, oh and when the morning comes,
    we will step outside
    we will not find another man inside
    we like the newness, the newness of all
    that has grown in our garden soaking for so long

    whenever i was a child i wondered what if my name had changed into something more productive like roscoe
    been born in 1891
    waiting with my aunt rosaline

    thought we were devoid
    a change or two
    around this place
    when they get back they're all mixed up with no one to stay with

    1891
    they looked around the forest
    they made their house from cedars
    they made their house from stones

    oh, they're a little like you, and
    they're a little like me
    when they're falling me

    thought we were devoid
    a change or two
    around this place
    (this place)
    (this place)

    when they get back they're all mixed up with no one to stay with
    (when they get back they're all mixed up with no one to stay with)

    dinledikçe yolculuk ve o yolculugun hissettirdiği herşeyden uzaklaşma düşüncesini beyne yerleştirir, garip ve huzur dolu bi biçimde... o yolculuklarda uyumak zordur ama bu şarkıyla göz kapaklarınız yarılanır ve uyuklamakla etrafı izlemek arasında bi masal yaşanır.
  • leslie feist hanım bu midlake şarkısı için rolling stone 13ncü sayısında aynen şöyle demiş: "kulağa sanki birisi bu şarkı üzerine hiç düşünmemiş de hissedip hemen çalmaya koyulmuş gibi geliyor."
  • ayça şen'in 29 temmuz 2007'de, radyo eksen'de yayınlanacak programında cep telefonu kazandıracak şifre şarkı sıfatını da yüklenmiş bir güzel midlake ürünü.
  • bana deniz ve dalgalar hatirlatan sarki... garip bir devinimi var, bitmeyecek gibi. ama guzel, en guzelinden. midlake'e mutessekir olmaktan fazlasini hissetiricek kadar.
  • radiohead'inkileri bir kenara koyarsam; çeyrek asırlık hayatımda dinlediğim en güzel parçadır. ben iddia etmiyorum zira. kendisi öyle diyor.

    "müzik" dediğim budur. albümün* geri kalanında yok yanına yanaşabilen bir şarkı eet. o kadar özel. sözler beste yorum harika. fısıldamış birileri belli. böyle su gibi aktığını hissettiren parça pek azdır yeryüzünde.
  • tek başına bu şarkı, midlake'i dikkat edilmesi gereken bir grup yapmaya yetiyor. evet radiohead'e benziyor, radiohead'in 10 yıldır yapmadığı müzikleri andırıyor ve bir şekilde radiohead'in 10 yıldır yap(a)madığı kadar güzel bir şarkı oluyor. öyle bir şey ki mahvetti beni usulca, salına salına sinsice.
    ayrıca erol alkan diye bir dj varmış, bu şarkıya bir remiks yapmış, kraker sağolsun dinledik ve bayıldık. beyaz türklüğün* ve küçük burjuvazinin yılmaz temsilcilerinden biri olarak şahsen bir türk'ün emeğinin geçtiği sanat eserlerini beğenmekten imtina ederim, ama bu erol alkan türkçe bilmeyen bir türk'müş galiba, o yüzden sorun yok. bu remiksi de dinleyin derim: "they're a little like you, and they're a little like me when they're falling me". bravo midlake, aferin erol; güzel işler peşindesiniz. erol, ingiltere'de yaşıyormuşsun galiba? sakın türkiye'ye dönme. serdar ortaç ve ismail yk'ya yapacağın potansiyel remikslerle bitersin gözümde anında, harcarlar seni bu topraklarda. uzaktan daha iyi böyle.
  • şarkıda bahsi geçen 1891 doğumlu kişi ünlü rus besteci sergei prokofiev imiş. tim smith'in yalancısıyım.
hesabın var mı? giriş yap