• geceyarısı sinemasını çıkartan delilerden sadece biri. kendisi aynı zamanda kimi iletişim fakültelerinde film müzikleri üzerine dersler vermiştir. tokalaşmayı ve adres tariflerini sevmez. çerkez tavuğu konusunda seçicidir.
  • geceyarisi sinemasi nin uykusuz seyircilerinin gozlerinde tomurcuk yaslar belirir.
    filmlerin dramatik melodileri,essiz requiem leri onun icin calar.
    cunku geceyarisinin onemli simalarindan sadi konuralp inanmasi guc bir kaza sonucu hayatini yitirmistir,ceplerinde ogretecek ve yazacak tonla bilgiyle..
  • o en çok ankara'ya dönüşlerini sevdiği gürültücü şehir, kalabalığının içinde aldı onu. istanbul sevdiğimiz, istanbul dinlemeye doyamadığımız bir dehayı çaldı bizden.
    artık kimse evime gelip çerkez tavuğu yemesin. artık kimse bana ankara'daki çin mahallelerinden söz etmesin.
    geceyarısı sinemasında film müzikleri üzerine besteler yapan güzel bir insanı kaybettik dün beyoğlunda yürürken, güpegündüz. sevgisiz bırakılmış bir binadan kopan koca bir taş parçası kocaman yüreklerimizde derin yaralar açtı.
    nice oyuncak müzesi, nice unutulmuş ayrıntı sadisiz konuralpsiz öksüz bırakıldı.
    o sadece ayrıntılarda değil her yerde olacak, bizimle.
  • insanların hep saf ve çabuk aldanan yönleri olduğunu ortaya çıkaran unutulmayacak dost. onunla iddiya giren kişi daima bilirdi kaybedeceğini. tenedosta körili tavuk ısmarlamaktan bıkmadım ben hiç ona, iddiaları kaybetmekten de...
  • ölüm haberiyle çok üzen kişi. istanbul'a geldiği bir kış günü bülent akkoç sayesinde tanışmış, sabahleyin kadıköy'de yemekle ve bitpazarını gezmekle başladığımız o koca günü üç kişi beyazıt'ta saatlerce kitap peşinde koşarak, sahafları dolaşarak harcamış, akşam vakti vapurda sahleplerimizi yudumlayarak tekrar kadıköy'e dönmüş; o soğuk gün boyunca bir kez olsun susmamıştık. müzikten, dergiden, akademik hayattan, çeviriden, bilimkurgudan, bilgisayardan, akla gelebilecek her konudan konuşmuştuk. o ışıl ışıl gözleri hala hatırımdadır. sayısının çok olduğuna inandığım sevenlerine sabır diliyor, o saatte istiklal caddesi'nde gezinen herhangi birimiz olabileceği için de hayatın anlamını bir kez daha etraflıca tartmak gerektiğini düşünüyorum.
  • uzak doğu filmlerini, mangaları, bilgisayarların müzik donanımlarını, telesekretere not bırakmayı, yakalamayı, dipleri, onlarca kediyi ve hatta mcdonaldsı anımsatan, odamın duvarına astığım geceyarısı sineması deneme kapağıyla hep hatırlayacağım arkadaşım.
  • bir zamanlar onun adına açtığım bu başlığı okuyup "a aa birileri benim için bir şeyler yazmış hay allah bak sen" gibi bir tepki vermiş olan, hep olan derinlik.
  • ilk sayısından beri heyecanla takip ettiğim bir derginin yazarlarından biriydi, geceyarısı maillistinde başına geleni okuduğumdan beri bir tuhaf hissediyorum. böyle korkunç bir kaza söz konusu olunca, tanı(ya)mamış olmak da üzüntüyü azaltmıyor. türkiyede gelecekte sinema yapacak olan gençlerin dönüp dönüp teşekkür edeceği bir derginin önemli bir parçasıydı. kesinlikle büyük bir kayıp.

    bu olay gösteriyor ki, tarihi korumaktan anladığımız şey, binbir bürokratik oyun nedeniyle terk edilmiş binaların çevre için tehdit yaratmasına göz yummak! tembel bir zihniyetin karşısında, farklı alanlara doğru balıklama dalan değerli bir araştırmacı, başka bir tembel zihniyetin kurbanı oldu. bu ülkede yaşayan herkese allah sabır versin.
  • ilgi alanlarında çalışkan, verimli, iyi bir insandı.
    yeri doldurulamayacak kişilerden.
    umarım dostları onunu geride bıraktığı yazıları bir araya getirir, anısını unutulmazlaştırır.
    allah rahmet eylesin!...
  • uzak bir yolculuğa gitti o. hiç çekilmemiş filmlerin bestelenmemiş müziklerini incelemeye. hiç keşfedilmemiş toprakların, bilinmeyen ülkelerin sinemalarını araştırmaya gitti. ardında kimseyi bırakmadı:herkes onunla, yanında sevenleri. sadi'yi yaşatacağız ki o zaten şu anda yine kaçırılmış ayrıntıların izini sürüyor.
hesabın var mı? giriş yap