• 136 metre boyu ile dünyadaki en uzun yat ünvanina sahiptir. yat 1931 yılında inşa edilmiştir. çok zengin bir ailenin kızının yatıdır. kız devamlı hayvani yatlar yaptırıp kimi zaman daha kullanmadan degistirirmis.. neyse bu yata da türkiye cumhuriyeti talip olmus. atatürk ün talimatiyla yat satin alinmis. atatürk yati kisa bi süre kullanmis. yatta bir kez bakanlar kurulu toplantisi yapilmis. neyse daha sonra yat bi köseye terk edilmis.. en sonunda yanmis ve çürümeye terk edilmiş. bunun üzerine kahraman sadikoglu ve hyatt regency otellerinin sahibi japon ortagi yati restore etmeye karar vermisler. yati devletten satin almislar yüzde elli pay ile. savaronadan tam 2 ton agirliginda ölü fare çikmis( bi fare degil tabi heheh fareler) igrenç bi haldeymis. 30 milyon dolar civarinda bi masraf etmisler. daha sonra kahraman bey yatı japon ortagına devretmis.. bi süre sonra %100 hissesini japon ortagından satın almıstır. yatın restorasyonunda 550 işçi çalışmıştır. lüks inanılmaz boyutlardadır. sinema salonu, saunası, hamamı, suitleri, jakuzileri ve içindeki paha biçilmez bir çok antika ile etkileyicidir. şu anda devremülk sistemiyle odalari kiralanmaktadir. yat dünyanin bir çok yerini gezmektedir. güney fransa , karaipler, amerika, türkiye.. 60 günlük devremülk 200.000 dolar maliyetindedir. geçen yaz savarona da bmw'nin sahibi , formula1 yetkilileri ve sanirim bi f1 pilotu vs. kalmıştır. ben de yatta baya bi zaman geçirme şansına eriştim. bi süre sonra lüksten bunaldım. ama gerçekten inanılmaz güzel bi olay. atatürk'ün varlıgını hissettiriyor..atatürk'ün odası vs. tüyleri diken diken oluyo insanın
  • buyuk bir deniz kusu.
  • kahraman sadıkoğlu'nun yüzen kumarhanesi
  • yat amerikalı zengin bir bayan tarafından almanyada yaptırılıyor fakat o dönemki amerikan yönetimi (veya yetkilileri) yat almanyada yapildigi icin hayvani boyutta vergi talep ediyorlar (almanyadan pek haz etmiyorlar cunku), bunun üzerine bu zengin hamfendi kizip yati satisa cikartiyor.
    ayni dönemde bir yat satin almak isteyen turk yetkilileri de devreye giriyor ve satin aliniyor.
  • atatürk'ün 54 gün kaldığı yat.
  • ataturk'ün vefatına yakın günlerden birinde, ‘bu yatı bir çocuk oyuncağını bekler gibi beklemiştim. bana hastane mi olacaktı?' dediği yat (kaynak: falih rıfkı atay'ın çankaya kitabı). resimleri için, http://cumhuriyet.kulturturizm.gov.tr/…lgeno=16334.
  • istinye'sine geri dönmüş yat. her gece boydan boya yakılan ışıkları, koya bambaşka bir hava katar. ve çoğu zaman düşündürür içinde yaşanmış tarihi, atatürk'ü...
    edit: istinye'yi yeniden terk etmiştir.
  • alindiginda, ismi az kalsin gunes dil olarak degistirilecek olan epey luks yat.

    evet saka degil, gercekten de ataturkun hatirasina bugun pek kimsenin uzerinde durmadigi o gunes dil teorisi sacmaligi zamaninda pek de sacmalik olarak dusunulmuyordu ve ata'ya bir jest yapmak isteyen bazi hukumet gorevlilerince bu isim teklif edildi. muhtemelen kabul edilseydi, atanin olumunden bir sure sonra da degistirilirdi; en azindan bugunlere kadar bu ismin gelebilmesi cok zor olurdu.

    neyse bunlar isin hafif taraflari tabii ama benim icin savaronanin alimi konusunda yasananlar daha onemli. bu yat alindigi zaman basbakan celal bayardir. ataturkun ismet inonuyle arasi kisa bir sure once acilmis ve ismet pasaya, meclis tatildeyken, istifa etmesi onerilmistir. ismet pasa cok kavgali bir bicimde ayrilmaz ve takip eden aylarda ata'yi ziyaret eder birkac defa.

    iste celal bayar hukumeti de, hastaligi iyice ilerleyen ataturke, yati ertugrulun iyice eskimis olmasini ve acik denizde seyahat edemeyecek duruma gelmesini firsat bilerek, 7 sene once yapilmis bu yati hediye eder. yatin turkiyeye maliyeti 1 milyon 250 bin amerikan dolaridir. bu rakam bazen 1 milyon 700 bin olarak telaffuz edilir ki bu turk lirasi cinsindendir; zamaninin kuruyla iki rakam da ayni miktar parayi belirtir. (ufak bir ihtimal de olsa belki 1.250 lira, 1.700 dolardi)

    boyle bir harcamanin, inonunun basbakanliginda yapilmasi pek de mumkun degildi zaten, son derece disiplinli ve tutumluydu.

    simdi isin ilginc yani, o zamanlar, 2. dunya savasi yaklasiyor ve naziler iktidarda. nazi almanyasi bizim destegimizi saglamaya calisiyor ve 150 milyon marklik bir kredi teklifiyle geliyorlar turkiyeye. bolseviklerin kredilerinden ve hibelerinden sonra, ilk defa yuklu miktarlarda para oneriliyor bir baska ulke tarafindan. elbette bu ingilizleri alarma geciriyor ve hemen ardindan turkiyeye 16 milyon sterlinlik bir borc veriliyor, celik sanayiisi ve bazi silah alimlari icin.

    (stratejik pozisyonlara dikkat edelim, bu dunyada tarihin basindan beri politika guc dengeleri ustune kurulur. eger bagimsizlik diye birsey varsa, bu ancak dis etkilerin birbirine karsi dengelenmesiyle elde edilir, kurtulus savasinda isgalci durumundaki italyanlarin, yunanistanin emellerinin engellenmesi icin bize silah ve muhimmat sagladiklari gibi. veya cok daha buyuk olcude, devrimden sonra, bolseviklerin bize buyuk miktarlarda silah ve para gondermekle kalmayip politik bir unsur olarak da ingiltereye karsi dengelendikleri gibi..)

    neyse efendim, sonucta ingiltere, bizi kendi tarafina daha cok baglamak icin 16 milyon sterlin borc verirken, hukumet gidip 1.25 milyon dolara yat aliyor. (1938 yilinda bir sterlin 5 dolardi. bir mark ise kirk sentti. bu bilgiyi de size en dogru sekilde sunabilmek icin google'da gencligimi harcarken, su siteye denk geldim. her hangi bir yilda kur karsilastirmalari yapabiliyorsunuz: http://www.eh.net/hmit/exchangerates/)

    yani normalize edersek, almanyanin onerdigi kredinin ellide biri, ingiltereninkinin ise 64te biri. * bu oranlar kabul edilebilir geliyor ama birinin borc oburunun ise kendi ekonomimize degil, disariya verilmis para oldugunu unutmayalim. sonucta ataturk sapka ve kiyafet devrimini tanitirken, eski kiyafetleri uretemediklerini, bunlarin parasinin yabancilara gittigini
    o yuzden de yenilerin giyilmesinin ulke icin iyi olacagini soylemisti defalarca. (elbette bunu kendi de ciddiye almiyordu pek, motivasyon olsun diye soylemisti. yoksa o yeni sapkalari da biz degil, italyan sirketleri uretiyordu ve bu kiyafetlerin resmi gorevdekiler icin zorunlu olmasiyla birlikte bu sirketler de koseyi donduler)

    sonucta ozellikle bu yatin alinmasi konusunda kim ne kadar sorumludur bilmem (yat alimi emrini ataturk vermisti ama bu yat dediginin de binbir cesidi var, illa bu olsun dememisti herhalde) ama bu haliyle, ismet inonunun tutumlulugunu hukumetin gostermemis olmasi kanimca yanlis.

    tabii simdi oldugu gibi o zaman da kimse pek bu oneriye parasal nedenlerle karsi cikamamis; zira "ataturk memleketi kurtardi, bir yati cok mu goruyorsun" retorigiyle degil 1.5 milyon, 1.5 milyar dolari da cikarsaniz ulke ekonomisinden ve yabancilara verseniz, yine de haksiz olmazsiniz. sadece degil silah almak, bugday icin bile ingilterenin kredisine muhtac olursunuz.

    peki ataturk bu ise neden karsi cikmadi? bir numarali neden buyuk ihtimalle ertugrul'un son derece eskimis olmasi. sadece limandan cikarilmamasini gecin, bacasindan cikan duman o kadar kirliymis ki, yat da agirlanan ingiltere kralinin beyaz elbiseleri gun sonunda kirden kapkara olmus. bunun uzerine de artik ataturk yeter demis ve yeni bir yat alinmasi icin emir vermis. ama dedigim gibi, zamaninin en buyuk ve luks yatinin da alinmasina ne kadar luzum vardi? belki de asil sahibi olan ve brooklyn koprusunun muhendisinin torunu olan hanfendi zamaninda 4 milyon dolar odedigi icin ve az bir kullanimdan sonra 7 sene sonra abd'nin asiri vergi talep etmesi uzerine 1.250ye razi olmasi yuzundendi, karli bir alisveris olarak gorundu bize.

    muhtemelen ataturkun kafasinda bu yatin sonraki baskanlar icin de kullanilmasi vardi yoksa 2 ay kalacagi bir yat icin (olumunun de yakin oldugunu dusunmuyor degildi, cocuklar gibi bekledigim bu yat benim mezarim mi olacak? demisti) bunca paranin dokulmesi iyice anlamsiz olurdu ki, ataturk hastaligina ragmen mantikli dusunme yetisini son zamanlarina kadar buyuk olcude koruyabilmisti.

    oysa ki nihai olarak bu da gerceklesmedi; ataturkun olumunden sonra yat 2. dunya savasinin sonlarina kadar kullanilmadi, ondan sonra da donanma tarafindan egitim amacli kullanildi. yani neyse efendim simdi ise gunlugu 55 bin dolar, isteyen benimle irtibata gecebilir, ortak olup gun icinde donusumlu kullanabiliriz.

    bu arada "artik konuyla ilgili verecek bilgin kalmadi, zirvalamaya baslayacagina su gonder tusune bas" diyordum ki, buyrun bunu buldum:http://www.amazon.com/…102-9439397-9641769?v=glance . istanbulda gecen egzotik bir polisiye roman..
hesabın var mı? giriş yap