• sevemez kimse seni benim sevdiğim kadar lafını sıkça ettiği halde, bunu hissettirmeyen kimseye, muhattab* olduğu kimsenin edeceği kelam.
  • yeni sevgilisini çok sevdiğini iddia eden eski sevgiliye kurulabilecek cümle.
  • tavsiye üzerine* dinlediğim bir zeki müren şarkısı, sözleri şöyledir:

    sen kimseyi sevemezsin
    sevmeyeceksin
    rüzgarların önünde
    kuru bir yaprak gibi
    sürükleneceksin sürükleneceksin
    şefkat denir
    aşk nedir
    ömrünce bunu bilmeyeceksin
    aah bilmeyeceksin
  • (bkz: yafta) *
  • (bkz: benimsin)
  • bestecisi kamuran yarkin'dir.*
  • herkes bazilarini sever ve birilerine asik olur, ve kaybetmek istemedigi insanlarin beklentilerine göre davranmaya calisir. eger karsinizdaki insan bu 'bazıları'nın arasina giremiyorsa, genelleme yapip böyle bi kaniya varicaktır üzülmemek icin.
  • bir rivayete göre hazin bir öykü de vardır bu şarkıda..
    bu şarkının söz yazarı ve bestecisi olan kamuran yarkın'ın çok sevdiği, ikisi de doktor olan arkadaşlarından, erkek olanı, kendisine birgün, kendi içinde saklı olanları anlatmaya başlar :

    ''bilirsin biz birbirimizi çok severdik kamuran, hayat bu işte.. ben felç oldum.. karım bana doktor olması hasebiyle ilk yıllarda çok iyi baktı, yardımlarını esirgemedi.. tabi ilerleyen yıllarda belki kendisine zor gelmiş olacak ki bana ilgisi azalmaya, hatta neredeyse ilgisiz olmaya ve benimle ilgilenmeyi bırak varlığım da ona fazla gelmeye başladı.. sonrasında ise öğrendimki, bir de sevgili bulmuş.. ''

    bu sözlerin kendisine çok koyduğu üzre

    kamuran yarkın, çok sevdiği, arkadaşı olan bayan doktor'a ithafen:

    ''sen kimseyi sevemezsin
    sevmeyeceksin...
    rüzgârların önünde kuru bir yaprak gibi
    sürüklenecek...
    sürükleneceksin...

    şefkat nedir, aşk nedir?
    ömrünce bunu bilmeyeceksin...
    rüzgârların önünde
    kuru bir yaprak gibi...
    sürüklenecek...
    sürükleneceksin.''
    demiştir..
  • huner coskuner’den nedense pek haz etmez idim, vaktiyle freko efendi bu sarkiyla aska gelip yollamaya yeltendiginde sarkiyi merak etsem de huner coskuner muhalefeti yuzunden “hih, istemez” demis idim. ama neymis, sezar’in hakki sezar’a, huner’in hakki huner’e imis, huneri oldur hakkini yeme imis. bir iddialasma sebebiyle freko beyin dinlemek durumunda biraktigi bu sarkiyi huner abla hakikaten de pek icten soylemis imis. kendisine olan onyargimi da bir lokmada yedim bu sarki uzerine tatli olarak.

    sarkinin zeki muren versiyonunu dinlemedim, mediha sen versiyonu ile karsilastirabilirim ama. mediha sen versiyonunun enstrumanlari tas plaktan geliyormuscasina, hulya kocyigit’in canlandirdigi kizcagiz kaderin bir cilvesiyle unlu olup ciktigi gazinoda soylermiscesine cok nostaljik, cok hos. ama mediha hanim cok “seni yaramaz seni! dur tatli tatli azarlayayim seni, sonra da gider ascidan sekerini alirsin. uslu olacagina soz verdin, degil mi kuzum?” havasinda okuyor. boyle bir citkirildim, bir sirin, bir “asaletimden taviz vermiyorum goruyorsun” dercesine. e ama olmaz ki! boyle “icim yaniyor, kalbim kaniyor, tukendim. ama yine de senden nefret edemiyorum neyleyim, ettigim sitem sana omrun boyu yeter” diyen bir sarki oyle tatli tatli azarlar gibi soylenmez ki.

    huner coskuner sevgilisi terkettikten sonra mi okumus bu sarkiyi nedir, pek bir hissederek soylemis sanki. “ruzgarlarin” derken lar’daki ses cikisi ile mesela, kuru derken, ask derken “k”lari soyleyisteki sertlikle, ve hele hele de ahhhh dedirten ic cekisleri ile sarki ruhunu bulmus sanki. evet, huner ablam olum doseginde gibi “hh” diye kisa bir nefes veriyor aralarda, “ahhh” diye sitemkar sitemkar ic cekiyor. onun dilinde sarki
    “ruzgarlarin –hh-onunde –ahhh!- kuru bir yaprak gibi
    suruklenecek -hh- suruklenecek-h- sin”e donusuyor. dinleyene de “ah ulan ah!” demek dusuyor.

    bu sarkiyi birinin ardindan soylemekten daha aci bir durum var ki o da “sen kimseyi sevemezsin, sevmeyeceksin, sevkat nedir ask nedir omrunce bunu bilmeyeceksin” derken muhatap aldiginiz kisinin bizzat sahsen kendiniz olmasi. bazilari bilincaltlarinin karmasik hatlarindaki kisa devreler yuzunden sevemez, asik olamazlar -icip icip sarhos olamayanlar gibi. sevemeyen insanin sevgiyi, aski, sevkati buldugu zaman anlamasi, kiymetini bilmesi, *appreciate etmesi pek de mumkun degildir. iste huner ablanin ic cekisleri arasinda kafama dank etti ki ben de sen kimseyi sevemezsin insanlarindan biriyim. kime ne aslinda da, boyle bir kisisel farkindaliga da onayak olmus bir sarkidir, onu diyorum. hos sevememe bilincine vardik da ne oldu? simdi terapiye falan gitsem belki ustesinden gelirim, ama ne servet dokecegim bir belkiye! birakin beni aman, armudun sapi, uzumun copu diyerek ruzgarlarin -hh-onunde -ahhhh- kuru bir yaprak gibi, suruklenecek -hh- suruklenecegim. beni tani kizim ben buyum, sevmeyin beni, gelmeyin ustume…**
hesabın var mı? giriş yap