• (osmanlıca) hüküm altına almak. ("hüküm" kökü ile aynı...)
  • zorbalık etme, hüküm altına almaya çalışma, egemen tutum takınma.
  • ornek cumle icinde kullanalim

    "dussun sana meyyal-i tahakkum egilen ser
    kopsun seni "bir hak!" diye alkislayan eller"

    namik kemal'in hurriyet kasidesi'nden bir bent..
  • anlamını unutup durduğum kelimelerden. böyle durumlarda cümle içinde kullanmak iyidir:

    çocuk topun kendisine ait olduğunu söyleyerek, diğer çocuklar üzerindeki tahakkümünün altını çizdi.

    lan yine olmadı.
  • " 'tahakküm', diye homurdanıyor joe, 'bir polistir. tahakküm, bir papazdır. bir başkandır; bir silahtır; nükleer bombalardır, napalmdir.'
    deirdre, tahakküm, kanun yazan ve ceza veren bir yok-tanrı'dır diyor.
    'toplumdan hayatta kalış satın almak amacıyla senin hayatının saatlerini satıyor.'

    felsefenin öldüğü gün - casey maddox
  • türk dil kurumu sitesinde şu cümle ile anlatılmaya çalışılmış kelime.
    tahakküm
    isim baskı, zorbalık, hükmetme

    "sen böyle karı tahakkümü altında mı kalacaksın?" - m. ş. esendal
  • direnişi ortaya çıkaran davranış biçimi.tahakküm arttıkça direniş de genelde çeşitlenir ve yaratıcı bir hale bürünür.tahakküm,yaratıcılığı arttırır.ah izaura ah.
  • özgürlüklerin olmadığı yerde güç gösterme çabasıdır. iktidar ile arasındaki temel fark budur. karşılıklı rızanın olmadığı yerde tahakküm olur. sadece devlet-birey değil her tür ilişkide gözlenebilir.

    örneğin a devletinde bir kimliğe sahip b bireyi tahakküm altında yönetiliyor olabilir. ilgili devlette azınlık grubunun içerisinde bulunan bir 'b' kişisi hakkını özgür bir şekilde arayamıyor ya da özgürce yaşayamıyorsa bu ilişki devlet iktidarı, yönetimi değil devletin bizzat 'b' kişine uyguladığı tahakkümdür. olumsuzdur.

    sadece modern devletlerde, devlet-birey arasında iktidar ilişkileri gözlenebilir. o da göreceli. diğer durumlarda ise tahakküm.

    bir diğer örnekte bireyler. eğer iki birey arasındaki ilişkide, rıza -karşılıklı onay- açısından bir aksama varsa orada iktidar ilişkileri değil tahakküm oluşmaya başlar. a ile b sevgili olsun. a, b'den ayrılmak istiyor. bu durumda a ile b'nin ilişkisinde -sadece sevgililik değil iletişim de dahil- iktidar savaşının, tahakküme geçişi a'nın ilişkiye rıza göstermesine bağlıdır. kısaca birisi artık görüşmek istemiyorum der ve diğeri de görüşmeye zorlar ise bu tahakkümdür.
  • uzlaşılan noktalarda bir eşelenme olmadığı müddetçe gerçekliğin süregelen normal düzeyinde ikamet ederken aleladeliğinden hortlaması, uzlaşmada, karşılıklı çıkarlarda, yatırım yapılan psikolojik odakta bir eşelenme olduğunda gerçekleşir ve tü kaka olur. hiçbir müzik, gevşeyen bir tasmanın sebebiyet verdiği hırlama kadar zevk vermez ayaktakımına.

    friedrich nietzsche: itaatte bile direniş vardır. hiçbir şey kendi kudretinden vazgeçmez; buyurmak daima bazı uzlaşmalar içerir.

    raoul vaneigem: köleler eğer boyun eğmelerinin karşılığı olarak iktidardan küçük bir parça edinemezlerse uzun süre köle olarak kalmaya istekli değildirler: her bağımlılık ilişkisi belli bir ölçekte iktidar kurma hakkını içerir.

    edgar allan poe: kaba olan ince olanı harekete geçirir, ince olan kaba olanın içine yayılır.

    (bkz: rebis)
    (bkz: bdsm)
hesabın var mı? giriş yap