• (bkz: tenure)
  • kalenderi ve hayderîlerle eski bektâşîlerde de bulunan bu fistan, kolsuz, yakasız, göğse kadar önü açık ve bele kadar kısmı dar olup belden aşağıya doğru gittikçe genişliyen bir elbisedir. etekleri, üstüyle kıyaslanamıyacak kadar geniştir ve altı parçadan meydana gelir, etek kısmına içten dört parmak enliliğinde kalın ve yünlü bir parça dikilir. semâ' tennuresi denen bu fistan, renkli ve çok defa beyaz olur ve semâ'zen, semâ'a başlayınca elifi nemedle sıkılmış olan belden aşağı kısım açılır ve hafif bir dönüşle açılan etek, artık semâ'zeni idare eder, semâ'zen, âdeta onun dönüşüne uyar. hizmet tennuresi denen ve matbah canları tarafından çile müddetinin sonuna kadar giyilen tennure, semâ' tennuresine nispetle kısadir, yâni ayaklara kadar uzanır ve rengi umumiyetle siyahtır.

    tennure, arap alfabesindeki lamelif harfinin ters çevrilmiş şekline benzer. bunu giyen insan, harfin ortasına çekilmiş bir elif gibi görünür ve bu suretle ters «lâ», bir yâni «illâ» şeklini alırdı ki bu, «tanrıdan başka yoktur tapacak - lâ ilahe illallah» sözündeki nefiy, yâni yok saymak medlulünü ifade eden «lâ» ile varlığını sabit kılmak medlulünü ifade eden «îllâ»ya işaret sayılır. mevlevinin mutlak varlıktan başka bütün varlık suretlerinin mevhum olduğunu bilip, kendi varlığiyle beraber nefyettiğine ve hepsinin, mutlak varlığın zuhuru bulunduğunu ve ancak tek varlığın var olduğunu ispat eylediğine işarettir. aynı zamanda tennurenin, açık olan önünde, her iki tarafta onsekiz sık dikişten, yahut oraya dikilmiş ve tennure renginde tek bir kaytandan meydana gelen bir zırh da vardı ki bu zırh, tam ensede şu şekilde bir «lâ» resmeder ve yine bu inancın remzi sayılır.
  • nefsin kefenidir.
  • (bkz: tanoura)
  • asaf halet çelebi'nin "sema-ı mevlana" isimli
    eşsiz şiirinde geçen bir anahtar kelimedir, kilit taşıdır.
  • tennureyi giydikten sonra elif olursun ilk. kollarını göğsünde birleştirirsin, elif ile başlarsın evvela.
    kefendir tennure, rabbine seni kavuşturan kefen.

    (bkz: elif olmak)
  • teni nurlandıran; kefeni simgeleyen, semazenlerin giydiği elbisedir.
    sema ederken başa takılan cinsten olanı için: (bkz: sikke).
  • semazenlerin giydiği kefeni simgeleyen giysi. başlarındaki külah da 'sikke' ve mezar taşını simgeliyor.
    ahmet ümit'in bab-ı esrar kitabını okurken öğrendiğim ve bu yaşıma kadar nasıl duymamışım diye merak ettiğimdır.
  • mevlevi dervişlerinin giydiği kolsuz ve yakasız giydi.
  • mevlevi’lerin ayin esnasında kuşandıkları kefenvari giysi.

    raksın hızı değiştikçe lale olurlar, nilüfer olurlar. gah gökte gah yerde seyrüsefer ederler, alemden aleme.
hesabın var mı? giriş yap