• (bkz: #33273451)
  • yanıltıcı bir ifade, iki yaş bitince sendrom da bitecekmiş yanılgısına yol açıyor, halbuki her yaşın ayrı bir sendromu var. terrible two'yla bitmiyor, horrible three, fucking four, freaking five... diye devam ediyor. (bkz: nasıl delirdim)
  • afedersin adamın anasını suki yo .
    gün içinde normalde melek gibi olan çocuk aniden yaratığa dönüşüyor. sanki exorcist filmi.. bebek tavanda ters emeklese, çamur kussa, bi de kafasını 360 cevirse bir eksiği kalmayacak.
    bence eskilerin “çocuğu bir okutalım içine cin / şeytan kaçtı “gibilerinden uydurdukları tabirler bu amk sendromundan beri gelmekte.
    bu illet geçene kadar rahat yemek yemek , gece uyku yok tüm mahalleye yayın cabası.
    sebebi çocuğun anlatım kabiliyetinin algı kapasitesine göre yetersiz kalmasıymış. kendini ifade edemediği için sapıtıyormuş kızancıklar.
    ayrıca 3,4 ve 5 yaş versiyonları da varmış.
  • şu yabancıların çocukları şöyle uslu böyle harika bik bik bik yapanlar lütfen (bkz: horrible three) (bkz: fucking four) (bkz: freaking five)
  • bu hafta birinci yaş ile açılışı yaptık.
    (bkz: whimsical 1)
    daha bir yaş biter bitmez havaya girdi çocuk.
    takibinde şöyle bir şeyler diyorlar:
    terrible 2, terrifying 3, fearsome 4, fierce 5, sour 6, sneaky 7, evil 8, nasty 9, tense 10, electrifying 11, tricky 12

    devamı ergenlik zaten.
  • çocuk sahibi olmak isteyen her ebeveyni bekleyen o "korkunç" yaş: 2.

    çocuk yetiştirmiş birçok aile, çocuk sahibi olmak isteyenlere yol göstermek için öğütler verirken en çok zorlanacakları dönemin 2 veya 3 yaş olduğunu söyleyip korkuturlar. aslında korkutmakta ve korkulmasında haklılık payı çok yüksektir.

    en basitinden şöyle düşünün: yeni doğan bir çocuk 2 yaşına kadar kısıtlı bir hareket alanına sahiptir ve bir rahatsızlığı olduğunda ağlarsa kolaylıkla giderir ve sükuneti sağlarsınız. ancak bedeni gelişmiş ve keşfetmek için yeterli hareket kabiliyetini kazanmış 2 yaşında bir çocuk, hiçbir zaman olmayacağı kadar kontrol edilemezdir. bu süreç aynı zamanda çocuğun sık sık öfke nöbetleri geçirdiği ve bağımsızlık arzusunun arttığı bir dönemdir. 2 yaşına kadar bir bebeğin başınıza açacağı dert en fazla altını doldurmakken, 2 yaşında bir çocuk en basit örnekle günde ortalama 10 kere ağzına attığı bir şey yüzünden boğulma tehlikesi atlatır. 3-4 yaşına gelip sobanın sıcak ve dokunulmaması gereken bir şey olduğunu ya da bıçağın mutfakta yemek yaparken kullanılan bir araç olmasının yanı sıra insanın başına dertler açan bir alet olduğunu fark edene kadar, bu ayrımı yapana kadar sancılı bir süreç yaşanır. bu yüzden 2 yaş, ebeveynlerin sürekli diken üstünde olduğu "korkunç" bir dönemdir.

    bu süreci en iyi şekilde atlatmanın birkaç yolu var ama bunlara geçmeden önce ebeveyn olarak nasıl bir üslup kullanmanız gerektiği çok önemli. bu süreç çocuğun keşfetmeye ve gelişime çok iştahlı olduğu bir dönem. eğer onu baskılar, küçük riskleri bile almasına müsaade etmezseniz özgüvenden yoksun bir insanın temellerini atmış olursunuz. ya da çok rahat bırakırsanız ilginizden ve sevginizden yoksun olduğunu düşünür ve bu da gelişimini olumsuz etkiler. bu yüzden kontrol altında olduğunu hissettirerek keşfetmesine izin vermelisiniz. bir hata yaptığında aşağılamak, bağırmak yerine birlikte nasıl üstesinden gelebileceğinizi göstermeniz gerek.

    işte bu süreci daha kolay atlatmanız için birkaç tüyo: iyi ve dengeli bir ruh hali için uyku düzenini korumanız gerek. uykusuz kalan çocuk huysuz olur ve inanın gününüzü size dar eder.

    öğünlerinizi planlayın. dengeli ve sağlıklı beslenme bir düzene bağlıdır. işler yolunda gitmeyebilir ve her zaman yediğiniz öğle yemeği saatinde dışarıda olacaksanız, çantanızda atıştırmalık bulundurun.

    2 yaş çocukların en çirkef, en başına buyruk zamanları. bu dönemde çocuklarınıza sınırlı alanlar oluşturmanız gerek. örneğin dışarı mı çıkılacak, ona kıyafetini kendisinin seçebileceğini söyleyin. ancak ona bir sürü kıyafet arasında sizin seçtiğiniz 2 tanesi arasında bir tercih yapması gerektiğini söyleyin. bu durumda hem kontrol sahibinin siz olduğunu göstermiş hem de çocuğunuza seçim yapmak gibi bir özgürlüğü sağlayacak kadar alan tanımış olacaksınız.

    çocuklar istemediği bir şey olduğunda bebekliklerinden kalma refleksle ağlarlar, huysuzlaşırlar. bu süreçte onun kundakta bir bebek olmadığını göstermek için istediği şeyi yapmak adına kendinizden, kurallarınızdan sakın ödün vermeyin. ağladığında istediğini yaptıran çocuklar her seferinde ağlar. işlerin öyle olmadığını göstermek için öfke nöbeti geçiren çocuğunuza karşı sakin kalın. bu durumda çocuğunuzun sizden nefret ettiğini düşünmemelisiniz. çünkü çocukların nefret edecekleri anne-babalar, onları hiç dinlemeyenlerdir. siz karşınızda durup ağlayan çocuğunuza, onu dinlediğinizi, onun rahatsız olduğunun farkında olduğunuzu ama ne kadar ağlasa da istediği şeyin olmayacağını, istediği şeyler yerine uzlaşılabilecek seçeneklerin olduğunu, ilginizi onun üzerinden eksik etmediğinizi göstermiş oluyorsunuz. bu münakaşayı sarılarak ve öperek bitirmek de sevgi bağını kuvvetlendirir.
hesabın var mı? giriş yap