• vaktiyle reading dersinde başıma bela olmuş kitaptır, öyle ki o sıkıntı yüzünden filmini seyretmeyi hala başaramadım.
    bir sebepten sanıyorum cinayetle suçlanan bir adamın polisten kaçışını anlatıyordu, adamın suçsuzluğunu ispatının da hatırladığım kadarıyla bu 39 basamak ile bir ilgisi vardı, ya da ben çok güzel sallıyorum.
    zira bu ders öğle tenefüsünden hemen önceydi ve gayet net aklımda kalan tek şey adamın kaçarken acıkıp eskiden yemek sonrası elma yemeyi reddettiği zamanlar için hayıflanışı idi, "i used to refuse an apple..." cümlesi bu kitaptan bana yegane kalandır.
  • hitchcock nerede sorunsalından mustarip bünyelerin meraklarını gidermek açısından: filmin başlarında, esas oğlan ve isminin anabella smith olduğunu öğreneceğimiz bedbaht hatun tiyatro çıkışı otobüse binecekleri sırada, yanlarından geçer ve elindeki çöpü yere atar alfred amcamız.

    (bkz: cameo)
  • sonunda yönetmen dahil kimsenin bay hafızanın ölümüne takmadığı film.
  • hitchcock'un north by northwest'e kadar uzanan "yanlış adam" ekolünden ilk filmidir. aa pardon bir de her boku bilen adam var bundan önce. neyse.. hiçkoğun kariyerinde rampa görevi yapan filmde, kameranın tıpkı bir kuş gibi hareket halindeki arabanın içinden çıkıp yola doğru seyirttiği bir sahne vardır ki, burdaki teknik daha sonra rope filmindeki kesintisiz çekim olayının da temelini oluşturmuştur.

    ayrıca hitchcock sette iki başrol oyuncusunu birbirine kelepçeledikten sonra anahtarları kaybetmiş ayağına yatmış. böyle de şakacı, böyle de tonton bir insan. yanakları poful poful.
  • bir john buchan kitabı
  • anlaşılan ingiliz polisi savaş öncesi çok peşin hükümlü ve gevşekmiş. suçlu olmadığı halde "suçlu" yaftası yapıştırılan herkes polisten kaçıyor ve suçlu olmadığını ispat etmeye çalışıyor. ama en sonunda adalet yerini buluyor. neyse, filme bakınca o dönemin ilginç kıyafet yapısını da görüyorsunuz. köylüler ile şehirliler arasındaki giyim harbiden çok farklı.
  • biri hitchcockun elinden olmak uzere 3 defa sinema perdesine, 2005'ten beri de defalarca tiyatro sahnesine tasinan john buchan romani.

    ozellikle tiyatro uyarlamasina ekstra bi parantez acmak gerekir. aslinda bu tiyatro oyununa bi uyarlama demek yanlis olur. yuksek tansiyonlu bi thrilleri boylesine absurd bi komediye donusturmek kimin nasil aklina gelmistir bilmiyorum. ama ayni problematik kalem bir yigin karakteri sadece 4 oyuncunun omzuna yukleyerek kahkaha dozajini birkac birim daha arttirmayi basarmistir. hala turkiye de dahil dunyanin dort bi kosesinde tam gaz sahnelenmektedir. bu oyunun ilginc bir yani da; yan karakterlerin tamamini oynayan 2 oyuncunun sahne performanslari ve seyirciyi kavrayislarinin, 2 ana karakterinkinden kat be kat daha yuksek olma zorunlulugudur.

    edit: imla
  • 1935 yapımı bir alfred hitchcock filmi. üstadın sonrasında iyice kafayı takacağı casus ve yanlış adam temasının merkezde oldu film mr. memory'nin her boka gülen ve atlayan bir seyirci kitlesi karşısında yaptığı şovla açılır. sonrasında ortalık karışır ve silahlar patlar. salonda bulunan ve ingiltere'de misafir olan bir kanadalı yeni tanıştığı hatunla evine gelir. kadının peşinde ajanlar vardır. sonrası klasik hitchcok gerilimi; serçe parmağının yarısı olmayan bir adam, 39 basamak adlı bir örgüt, polisten kaçan ve suçsuzluğunu ispatlamaya çalışan masum bir karakter, bir türlü suçsuz olduğuna inandıramadığı gerizekalı bir kadın, iyiliksever köylü kadın, açgözlü köylü erkek, otel işleten tonton teyze gibi bir dizi karakter de cabası. başroldeki adam ayhan ışık'ı andırıyor.
  • bir de downtempo, electronic müzik yapan güzel bir grup vardır bu isimde.. vokal tanıdık gelir. hoştur
  • güzel bir john buchan kitabıdır, heyecanlıdır. ama alfred hitchcock'un kitaptan uyarlanan filmi için aynı şeyi söyleyemeyeceğim zaten öyle bir kitabın 90 dakikaya sığdırılması imkansız. sığdırırsanız da kötü bir film çıkar ortaya.
hesabın var mı? giriş yap