• emin çölaşan'ın hala çok satan kitabı..
  • vakti zamanında ki 1987-88 yıllarına denk gelir,yasaklanmasına karşın fotokopileriyle elden ele dolaşan emin çölaşan kitabıdır.yayımlandığı devirde özal ailesi sıkı bir sansürcülük politikası izlemekteydi,hatırlayan hatırlayacaktır;gazetelerin televizyon sayfalarında o zamanlar pek bir popüler olan olacak o kadar'da papatyalar'la ilgili bir skecin yer aldığı yazardı ama akşam o skeci izleyemezdik.gazeteler de zaten yalan haber vermiş olmamak için ''altın makas''a takılmazsa diye belirtirdi.

    bu kitapla ilgili özal'lar tarafından pek çok dava açılmışsa da hatrı sayılır bir tazminat kopartılamamıştır.süleyman demirel gibi pek çok ''flaş'' isim kitapla ilgili davalarda tanık olarak dinlenmiştir.

    kitap korkut özal-mormon ilişkilerinden,semra özal'ın hafize özal tarafından nasıl istenmediğinden,özal biraderlerin tan gazetesi'nin yakılması olayındaki rollerinden ve itü günlerinden,turgut bey'in bürokratlık günlerinde türkiye'ye gelen amerikalı iş adamlarını geneleve götürmesinden ve pek çok özel-resmi anısından bahseder özallar'ın...

    bugün dahi çok da pür-i pak olmayan güncel devlet adamlarıyla ilgili kaleme alınmış böyle sansasyonel bir kitap bulunmamaktadır.şu an özallar siyaset sahnesinden silinseler de, üsküdar paşalimanı'nda pub işletseler de memleketin 10-13 senesine damgasını vuran bir hanedan olduğu için çok ''bomba'' bir kitaptır...darısı diğerlerinin başına...
  • üsluptaki alaycılık genelde dozunda olsa da yer yer yazarın gazete yazılarındakine benzer sığlığın, meseleyi işine geldiği gibi yorumlamanın göze çarptığı, keşke yayınlanmadan biraz daha üzerinde çalışılsaydı dedirten kitap.

    özellikle özalın dpt yıllarıyla ilgili kısımlar epey ilginç.
  • ilginç bilgiler veren matbu belge (sığ ve yontulmamış bir alaycılıkla olsa da). bu bilgilerin ne kadarının gerçek, ne kadarının yalan olduğu anlaşılabilecek olsaydı, gerçekten değerli bir eser olabilirdi.

    kapağındaki karikatür turhan selçuk'a aittir.
  • bu kitabı 10-12 'li yaşlarımda yasaklatılıp toplatıldığı için özellikle okumuştum. o yaşlarda millet jules verne okurken ben bunu okuyorum diye hava atardım.
  • pdf'ini arayip bulamadigim kitaptir. keske elektronik olarak da satsalar.
  • türk siyaset tarihinin, özellikle de merkez sağ siyasetin, bir aynasıdır. turgut özal'ın ailesi ve yanındakiler ile beraber nasıl bir noktadan başlayıp, neler yaparak hem politik hem de ekonomik anlamda türkiye'nin zirvesine ulaştığını anlatır.

    kitap ilginç anekdotları içerir. çölaşan kimden öğrendi bilinmez ama özal'ın daha ünlenmeden önce, semra hanım'ın abd'den istediği ancak yasak nedeniyle normal yollarda ülkeye sokamayacağı iç çamaşırlarını türkiye'ye nasıl soktuğunu, genelevde cüzdanları çalınan abd'lilerden takdir almak için nasıl koştuğunu, dindar biri olarak gözükmeye çalışırken yaşadığı şampanyalı eğlenceleri anlatır. özal'ın milli selamet partisi'nden milletvekili adayı olduğu zamanda faizsiz ekonomiyi nasıl savunduğunu okumak, ki kendisinin radyo konuşmasının tam metni kitapta bulunmaktadır, çok etkileyicidir. zira, sadece birkaç sene sonra faize dayalı kapitalizmi türkiye topraklarına rahatlıkla sokacaktır.

    kitabı okuduktan sonra akılda kalan özal imajı şudur: rüzgarın estiği yöne göre isterse mhp'den, isterse ap'den, isterse askerden, isterse de anap'tan yana olur. tek değişmeyen, sol düşmanlığı ve serbest piyasa ekonomisine duyulan derin sevdadır. tabii ki bunların vücut bulduğu devlet abd olunca, kendilerine sonsuz sevgi ile bağlanılır. zenginlerle iyi anlaşmanın yanında, kendi zengin sınıfını yaratmıştır. ekonominin en büyük sorununu sendikalar sayesinde işçilerin gereğinden fazla maaş alması olarak görür. kendi döneminde ekonomiyi düzeltemeyip, aksine enflasyon canavarını besledikçe geçmiş dönemlere suçu atar. halbuki geçmiş dönemlerde de başbakanlık danışmanı olsun, devlet planlama teşkilatı olsun, ülke ekonomisinin yönetiminde hep kendi adı vardır.

    çölaşan'ın ayrı bir kötü özelliği olarak gösterdiği sadece tek bir şey benim için farklı şey ifade etmektedir; standart kurallara karşı gelme. tabii ki bunu özal'ın gerekli birimleri toplamadan devlet adına bireysel kararlar verip, bunları uygulatmaya çalışması ya da boş kağıda imza attırıp, onun üstüne kafasına esen kanunu yazması olarak söylemiyorum. otel odasında yapılan gayri resmi bir görüşmeye ayağında terlikle katılıp, askerin karşısına şort ile çıkabilmesi gibi çok gerekli olmayan kuralları yıkabilecek umursamazlığa değiniyorum.

    kitapta eksik olan özal'ın kürt kimliği ve kürt sorununa bakışı, ki bu kitap yazıldıktan çok az bir zaman sonra körfez savaşı'nda "bir koyup üç alma" konusu ortaya çıkacaktır. ayrıca ilginç bir şekilde özal'a düzenlenen suikaste hiç değinilmemiştir. halbuki kitabın basılmasına daha bir kaç ay vardır ve bir gazetecinin özal için kullandığı "parmaktan gazi" sözü kitapta geçmiştir.
  • emin çölaşan'ı türkiye'nin en zengin yazarı yapmıştır.
    ama tam emin değilim, belki de emin çölaşan başka yollarla zengin olmuştur.
  • yasaklanmasıyla kitaba olan rağbet anormal artmıştır. hımm.. yasaklandı demek ki bunda var bir şeyler!!
hesabın var mı? giriş yap